1. "sanırım insanlar en çok isteyip de en az tecrübe ettikleri şeyler hakkında okumak isterler."

    -westworld
  2. öncelikle söylüyorum ki her şartta okumak gereklidir, okumasanız da olur demek benim kabul edemeyeceğim bir şey. aslında zaten hepimiz çok okuyan insanlar sayılırız. şu entryi okuyorsun mesela şu an ve bu entry gibi sayısız entry okudun bugün ya da üniversite hayatın boyunca sayısız ders notu okudun vs. mesele okuduğun şeyin sana ne verip ne veremediğidir ama işte. kendi inandığın doğruyu pekiştirmekten (böyle şeyler de okumak gerekir o ayrı) başka bir işe yaramayan bin tane kitap okuduğunda hayata bakış açın değişmiş falan olmaz, aksine diğer görüşlere karşı iyice kapatırsın algılarını ve daraltırsın bakış açını. buna rağmen yine de o bin kitap senin kendini ifade ediş tarzına çok şey katar. ilber hoca şöyle bir şey demişti; ''anadolu' da kadınlar erkeklerden daha düzgün türkçe konuşurlar çünkü gazetelerin verdiği beyaz serileri okumuşlardır.''

    başka bir alıntı yapmak gerekirse de bir gün tek başına' nın daha ilk sayfasında vedat türkali şöyle der; ''sadece okumaya yarıyorsa kitaptan iyi afyon yok.'' dediğim gibi okuduğunuz kitap hiçbir işe yaramasa dahi sizin kendinizi ifade ediş tarzınıza katkı yapar. kitap okumak öğrenilen bir şeydir. bir yerden sonra bir üst seviyeye çıkmak siter insan, o boş kitaplar zaten sıkıcı gelir ona bir zaman sonra. tabii bunun için okumaya zaman ayırması lazım insanın. kendisine mentorlük edecek biri olursa etrafında bu level atlama süreci de hızlanır bana göre. gitar çalmak gibi, spor yapmak gibi... ilk başta 2 akor basana ne güzel gitar çalıyor dersiniz ama çalıştıkça 2 akor basanların gitar falan çalmadığını anlarsınız. kitap okumak da aynen böyledir ve aynen gitar çalmak gibi, vücut yapmak gibi zaman ve çaba gerektiren bir aktivitedir.

    peki ne işe yarar? o kadar çok işe yarar ki bunu bir gün uzun uzun yazarım üşenmezsem.

    benim karşı çıkacağım konu kitabın fetişist bir nesne haline getirilmesi olur yalnızca. ben şunu gördüm ''siz de altını çizdiğiniz cümleleri öpüyor musunuz?'' he öpüyorum, iki dil atıyorum hatta çok uzun bir paragrafsa da bir sokup çıkartıyorum. bu nedir lan? işte böyle olmayın. onun dışında bir insan arabayla hava atıyorsa, gittiği yerle hava atıyorsa siz de kitapla hava atabilirsiniz. şahsen bana göre sosyal medyada kitap fotosu paylaşmak hiç de yanlış bir şey değil, aksine kitap okumaya teşvik edici bir yönü olduğunu bile iddia edebilirim. zaten bu dünyada kendim için yapıyorum dediğiniz hemen hemen her eylem başkaları içindir aslıdna, dolayısıyla kitap okumak da kıyısından köşesinden illa ki başkaları içindir zaten. tabii bu başkaları için kısmını nasıl anladığınız çok önemli. yine müzikten örnek vereyim; gitar benim tutkum diyen adam dünyada tek başına kalsaydı tanrı' ya bir gitar için değil de bir insan için yalvarırdı. insanların yalnızlık sevdası, popülariteye hizmet ettiği ölçüde anlamlı çünkü. yoksa kapa telefonunu, kilitle kendini odana zaten yalnızsındır. yalnızlık isyanı ise o an sevişecek biri olmamasındandır genelde.

    fareler ve insanlar' dan iki alıntı;

    ''düşün ki bütün gün burada oturup kitap okumak zorundasın. hava kararana kadar at nalı oynayabilirsin tabii, ama sonra işte buraya gelip kitap okumaktan başka yapacak bir şeyin yok. kitaplar işe yaramıyor. insanın yanında olacak birine ihtiyacı var.'' inlemeyi andıran bir sesle devam etti: ''insan yanında biri olmazsa delirir. kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında olsun.'' (sf: 87 - sel yay. - 1. baskı)

    bir şey görünce bile onu gördüğünden tam emin olamaz gösterecek kimsesi olmadığından. (sf: 88 - sel yay. - 1. baskı)
  3. insanın kendine yaklaşmasına yardımcı olur. başkalarına adanmış hayatlar ancak soyutlanma yoluyla kendine dokunur. okumak, dünyada tek başına kalabilmektir.
    abi
  4. önemli bir olay değildir. bazıları bilmediği dillerde kitap okuyup ses çıkartıyorlar.(bkz: müslüman) ayırıcı nokta kitaptan alınandır. aldıktan sonra hayatına getireceği değişimdir. bu değişim zorunlu olmamakla birlikte bakış açısının artmasını sağlar. okuduktan sonra düşünmek ve sindirmek gerekir.
  5. insanı cahillikten, bağnazlıktan, at gözlüklerinden arındıran eylemdir.hatta o kadar önemlidir ki bir toplum ne kadar çok okuyorsa o kadar çok gelişmiştir.insan olmak dediğimiz zaman kast edilen her şeyi kitap okuyarak ortaya koyabirsiniz yani demek istediğim kitap okuyan insan; ideolojisi yüzünden insan öldürmez ya da dini..karşıt fikirlerin her zaman olması gerektiğine inanır.insanı insan olduğu için sever.
    kitap okumaya basit bir eylem gözüyle bakılmamalı dostlar.kitap okumak yazarıyla muhabbet etmek demektir onun hayal dünyasına misafir olmak demektir o yüzden önemsemek gerekir.
  6. üniversite yıllarımda kazakistan'lı bir sınıf arkadaşım vardı. türkiye'de eğitim gören gören yabancı uyruklulardandı. bir gün sınav öncesi muhabbette konu kitap okumaya geldi. bizde okuma alışkanlığı sizinkinden daha fazla dedi. sonra anlatmaya başladı.
    sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'ne bağlı oldukları zamanlarda kendi ülkesi kazakistan'da kominst rejim mahallelerde yetkililer vasıtasıyla gezip her haneye okunmak üzere belirli sayıda kitap bırakırmış sonra belirlenen bir günde kitap verilen haneler yine yetkiler tarafından söz konusu kitapları okuyup okumadıklarına dair mülakata tabi tutulurmuş, mülakattan geçemeyenler ekonomik (örneğin haftalık erzak dağıtımında daha az pay alma) bir takım yaptırımlarla cezalandırılırmış.
    hangi kitapların okutulduğunu sormuştum.
    çoğunlukla dünya klasikleri demişti.
    sosyalist rejime dair en büyük kazanımın bu olduğunu çektikleri sefalet ve yoksulluğa rağmen ülkenin büyük bir bölümünün okuma alışkanlığı kazandığını söylemişti.
  7. maddi ve manevi hiçbir şeyiniz kalmamışsa, bir sevgiliniz, derdinizi açabileceğiniz bir dostunuz yoksa veya nasıl derler ''sıfır''sanız, varlığınızdan şüphe edecek hale gelmişseniz; sadece bir kitap, bir roman, bir hikaye bütün bu boşlukları doldurabilecek güce sahiptir.
  8. kitap okumak ekmek gibi olmalı, su gibi olmalı; sevgili gibi olmalı, evlat gibi olmalı; güneş gibi olmalı, gece gibi olmalı..

    en derin ihtiyaç olmalı; okudukça insan kendini bulmalı..
  9. çok fazla kitap, çok az zaman.
    -frank zappa
  10. her geçen gün değeri artan bir eylemdir. özellikle görsel iletişim araçlarının günün 4-5 belki daha da fazla saatini çalması sonucunda ve youtube, instagram, facebook, twitter gibi mecraların toplamda 300 kelime ile döndüğünü düşünecek olursak kitaplar hazineye dönüyor. çünkü youtuber denilen kavram en yeteneklisi bile aslında beynin düşünme kapasitesini azaltıyor. insanlar kelimelerle düşünür. sürekli aynı kelimeler etrafında dolanınca aslında düşünme yetisini kaybetmeye başlıyor.

    düşünmek elbette kişinin kendi hayatını iyileştirmesi bakımından önemlidir. düşünme yeteneğini geliştirmek için kitap okumak ve bir şeyler yazmak iyi bir yöntem. rastgele yazılar okumakla mesela twitter okumakla kitap okumak arasında da kalite farkı var. ilginçtir ben twitter okuyorum ne kitabı diyen duydum. tamam da sürekli aynı düşünme biçimi ve aynı 300-400 kelime ile dönen olayları okumakla yıllarca emek vermiş kendini okumak ve yazmak anlamında eğitmiş bir yazarın kelimelerini ve düşünme biçimini okumak aynı şey değil. keşke ekran kaydırmak, göz gezdirmek gibi kolay olsaydı bu iş ama değil.
    abi