1. şahsi fikrim mutlaka yapılmalıdır. altını çizmek kitabın devirdaimi konusunda olumsuz etkidir, haklısınız. çözüm olarak vurgulamak istedigim cümle/paragraf başına ve sonuna kurşun kalemle hafif bir iz bırakırım.
    ayrıca müsvedde bir kagıda bilgi eksikligimiz olan kelime ya da kavramlar not alınıp araştırılmalıdır. anlayıp yorumlanmalı, benlige katılmalıdır.

    kitabı okumakla kitabı sindirmek arasında fark vardır.

    edit: bu da harf hatası yapmadıgım bir entry olamadı :(
  2. kitabı değerli kılan davranıştır hele birde ufak notlar alıyorsanız tam on numara beş yıldız olur birde o kitabı sevdiğiniz biriyle paylaşmak paha biçilemez öyle insanlar sokun hayatınıza size değerli kitaplar versin.
  3. kitapta kendini bulduğun cümleleri çizersin ve bu kesinlikle kendini keşfetmektir.
  4. yapmadığım ve asla yapmayacağım eylem. eserin orjinalliğini, özgünlüğünü ve estetiğini bozduğunu düşünüyorum.

    ancak yapan kişiyi de asla eleştirmem. altını çizdiği cümlelerin, boş kısımlara aldığı notların, eseri o şahıs için daha da zengin kıldığını düşünebilir. tamamen tercih meselesi.
    ulgan
  5. şahsen sadece alanyazın ile ilgili başvuru kitaplarını okurken aha şurası alıntılanacak, burası buraya bağlanacak, sonuç bölümünde bundan bahsedilecek şeklinde hunharca yaptığımdır. onun haricinde romanlarda hiç yapmadım. daha doğrusu bir hikaye okurken "cümleler" olarak algılamadığımı, kitabı bitirdiğimde alıntılanacak tek bir cümle bile aklımda kalmadığını, hep genel bir fikir ve his oluştuğunu fark ettim.

    bir kere eski sevgilim çok sevdiği bir kitabını okumam için vermişti (o altını çizerek okurdu) benim de sevdiğim cümlelerin altını çizmemi istemişti aynı kitapta. ancak kitabı okuyup bitirdikten sonra aklıma geldiği ve ikinci kere okumaya üşendiğim için rastgele sayfaları açıp alakasız cümlelerin altını çizmiştim. iyi de yapmışım. zaten değmezmiş it.
  6. çizerim , yanına notlar alırım, arkadaşlarıma hediye ederim onlar da okusun diye. giden kitap geri gelmez zaten.bu yüzden bir kitaplığım yok . kitaplarım sağda solda dolapta çekmecede durur. arasıra açıp çizdiğim satırlara bakarım. ayraçta kullanmam. fişler ,gazetenin köşesi işimi görüyor nasılsa ya da kıvırırım kenarını (bu kısma çok fazla takılan var biliyorum) . kitap benim değil mi tadını çıkararak okurum . bu da benim serseri serbest stilim
  7. kitabı okuduğunuz dönemdeki bilgi birikiminiz, ilgi alanlarınız, değer yargılarınız v.s. hakkında ipucu verir. kitapta okura altını çizecek kadar önemli/değerli/dikkate değer gözükenler; kendisiyle, hayatıyla, deneyimleriyle, merak ettikleriyle ilgilidir. bu sebeple mesela lisede altını çizerek okuduğunuz bir kitabı ileriki yaşlarınızda tekrar okumak, değişiminizi gözler önüne sermesi bakımından eğlenceli olabilir.
  8. ABD'li eğitimci, yazar ve yayıncı Mortimer J. Adler şöyle diyor oggito'daki Kitaplara Nasıl Not Alınır? başlıklı makalesinde:

    "Bir metinden mümkün olan en iyi biçimde yararlanmak için 'satırlar arası' okumak gerektiğini hepimiz biliyoruz. Okumanız sırasında aynı ölçüde önemli bir şey yapmaya, 'satırlar arasına yazma'ya ikna etmek istiyorum sizi. Bunu yapmadığınız sürece, en verimli şekilde okumanız pek de mümkün değil.

    Lafı döndürüp dolaştırmadan söyleyeyim, bir kitabı işaretlemek onu sakatlamak değil sevmektir.

    Size ait olmayan bir kitabı işaretlememelisiniz. Kitabı ödünç aldığınız kütüphaneciler ya da arkadaşlarınız sizden onları temiz tutmanızı bekler, öyle de yapmalısınız. Eğer kitap işaretlemenin faydası konusunda haklı olduğuma karar verirseniz, onları satın almanız gerekecektir. Dünyanın en büyük kitaplarının çoğu bugün basılı olarak bir dolardan da ucuza temin edilebiliyor.

    Bir kitaba sahip olmanın iki yolu vardır. Birincisi, aynı kıyafetler ve mobilyalar gibi, para ödeyerek kurulan mülkiyet hakkıdır. Ama bu satın alma eylemi sahip olmaya yalnızca bir giriştir. Tam sahiplik sadece kitabı kendinizin bir parçası haline getirdiğinizde ortaya çıkar ve bir kitabı kendinizin bir parçası yapmanın en iyi yolu da içine yazmaktan geçer. Şöyle bir örnek konuyu daha açık kılacaktır. Bir biftek aldınız ve onu kasabın buzdolabından kendi buzdolabınıza aktardınız. Ama bu bifteği tüketip kanınıza karıştırmadan kelimenin gerçek anlamıyla ona sahip olamazsınız. İddiam şudur ki, kitapların da size herhangi bir faydası olması için kanınıza karışması gerekir."

    şuna bir bakın. david foster wallace Don DeLillo'nun players kitabını nasıl okumuş. yeni bir kitap yazmış sanki mevcut kitabın üzerine: örnek 1

    fyodor mihailoviç dostoyevski'nin Tatsız Bir Olay kitabına Jack Kerouac'ın aldığı notlara bir bakın: örnek 2

    vladimir nabokov franz kafka'nın dönüşüm'ünü not almanın ötesinde canlandırma yaparak hatta çeviri hatalarını düzelterek okumuş: örnek 3

    gördüğünüz üzere mesele kitap altı çizmeyi epey aşmış durumda. kitabın kanınıza karışması için altını çizin, resim çizin, not alın ve hatta kitabı yeniden yazın sayfaları üzerine. elbette ödünç kitap olmaması koşuluyla. kendi adıma bu ekolün takipçisiyim.
  9. babamdan edindiğim çok güzel bir huy var, en azından bana öyle geliyor.

    kayda değer cümlelerin altını çizer, ve o sayfaya kendi düşüncelerini de belirtir.
    sonradan okuyacak insanlara farklı şeyler hissettirebiliyor bu olay.
    kuz
  10. altını çizmek yerine cümlenin başına ve sonuna dikey çizgi çizerek yapılırsa hem zamandan tasarruf edilir hem de kaba bir görüntü olmaz.