• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.60)
koca dünya - reha erdem
ali ve zuhal'in yetimhaneden bu koca dünyaya ilk adımları suç işleyerek olur. böylece insanların arasında yaşama şansları kalmaz ve sığındıkları orman ikisi için ıssız bir adaya dönüşür. "medeni dünyadan" kapı dışarı edilen iki genç tüm bir insanlık hikayesini başlangıç çizgisinden yeniden yaşamaya başlayacaktır.


  1. reha erdem'e soruyorlar nereden çıktı bu film diye. cevabı filme dair çok şey söylüyor:

    "dertlerimden çıkıyor herhalde. bilemiyorum ki bunlar neler, bilsem belki zaten dert olmaktan çıkarlar. bu bir karışıklığın filmi daha çok. çıkış noktası burası. kuşak karışıklıkları, yatay karışıklıklar. tıpkı içinde yaşadığımız dünya gibi. herkes köklerini, anne, babasını arıyor karmaşanın içinde. hep bir köksüzlük durumu var. köksüzlük yani, bir yere ait olamamak duygusu."

    heyecanla izlemeyi beklediğimi yazmıştım filmi tanıtırken. o heyecanı hak etmiş bir filmdi. izlerken de heyecanlandım. şu ana kadar izlediklerimden en çok sevdiğim reha erdem filmi sanırım. ve fragmanı için yaptığım tespiti tekrar etmek zorundayım: gerçekten "aşırı dozda" sembolizm içeriyor. bazen sembollerle debelenirken filmden koptuğumu hissettiğim anlar oldu. psikanalitik analiz temayülüm son zamanlarda bütün filmleri biraz da böyle izlememe sebep oluyor sanırım. belki analiz yapmadan rahat rahat bir kere daha izlesem daha çok keyif alabilirim. endişelenmeyin filmi izlemenin tadını kaçırmamak için bu sembollerden hiç söz etmeyeceğim.

    zuhal rolünde ecem uzun ve ali rolünde berke karaer ama illaki ecem uzun çok iyi. arada teklediklerini düşündüğüm anlar olsa da bu kadar sembolizm yüklü bir filmde genel anlamda iyi iş çıkardıklarını söylemek abartılı olmaz.

    film kırklareli/iğneada longoz ormanlarında çekilmiş. tahmin edebileceğiniz gibi doğa muhteşem. bu muhteşem doğanın ona sağladığı olanakları tepe tepe kullanmış reha erdem'in jin ve beş vakit filmlerinde de görüntü yönetmenliğini üstlenen ödüllü sanatçı florent herry. görsellik gerçekten tatmin edici.

    reha erdem şehirlerden özellikle büyük şehirlerden korkusunu öyle iyi yansıtmış ki, ıssız, yabanıl ve bir o kadar da ürkütücü orman şehirden kaçıp sığınılacak, huzur verici ve güvenli bir alana dönüşüyor. bir düşler ormanı belki de onun deyişiyle; savunma mekanizmalarının bir süre sonra işlevsiz ve anlamsız hale geldiği bir duygu durumu.

    !---- spoiler ----!

    korkmuyorum, yalnız kaldım

    !---- spoiler ----!
  2. galası 2016'da venedik'de yapılmış ülkemizdeyse 2017 nisan'da vizyona girmiş, iki gün önce de başka sinema kapsamında izleyiciyle tekrar buluşmuş bol ödüllü ve elbette yoğun metaforlu reha erdem yapımı film.

    filmi izlerken bir yandan sürekli kadraja alınan hayvanlara, onların mitolojideki karşılıklarına ve her fırsatta verilen sembollere anlam yüklemeye çalışırken diğer yandan the lobster - yorgos lanthimos, antichrist - lars von trier havasının nasıl bu kadar baskın olabildiği sorusuyla boğuştum. epey de yoruldum. ilk izleyişimde filmde kesinlikle göndermeler var, bu kadarı tesadüf olamaz diye ne kadar düşünsem de reha erdem verdiği röportajında eserin tamamen bağımsız bir yapım olduğunu, hiçbir şekilde gönderme barındırmadığını ve filmin tek başına düşünülmesi gerektiğini vurgulamış. yine de filmin neredeyse yarısı kafamda the lobster'la birlikte devam etti benim. ikinci izleyişimde ayrı tutmaya çalışarak izledim, daha incelikli geldi elbette. şu ana kadar hiçbir yerli yönetmenin filminin etkisinde bu kadar kalmamıştım, hiçbir yerli film beni bu kadar içine çekip, sonunda sersemletmemişti. diyaloğa gerek bile duyulmadan binlerce şey anlatabilen ve estetik açıdan neredeyse zirvede olan kusursuz o kadar çok sahne vardı ki, bir noktadan sonra yok, bu kadarı olamaz noktasına getirdi beni.

    kosmos - reha erdem'i izledikten sonra reha erdem'in psikanalizi sinemaya uyarlama konusunda ne kadar başarılı olduğuna ikna etmiştim kendimi; koca dünya'yı izledikten sonra da sembolizmi ne kadar ustaca kullandığına ve bu yolla varoluşçuluğu ne kadar net verebildiğine ikna oldum. filmde metropol yaşamı tehlikeyi ve kargaşayı -izlediğiniz esnada bile yorabiliyor- temsil ederken; doğa apaçık güveni ve huzuru sembolize ediyor. oyuncuların metropolde yüzünden eksik olmayan endişeleri, ıssızda sıcacık gülümsemelere dönüşüyor çoğu yerde. oyuncular demişken, tereddüt - yeşim ustaoğlu filminde kendini kanıtlayıp altın portakal'a doymuş ecem uzun elbette muazzamdı. yalnızlığını paylaştığı ölüyle olan sahnesinde oldukça vurucuydu özellikle.

    velhasılıkelam incelenebilecek her yönden tatmin edici bir başyapıt koca dünya. umuyorum, böyle filmlerle gururlanmaya devam edebiliriz.

    !---- spoiler ----!

    keşke hep yanımda kalsan. keşke hep kum-kum olsan.

    !---- spoiler ----!
  3. türkiye sinemasının sıradışı yönetmeni Reha Erdem’in senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini üstlendiği yeni filmi Koca Dünya, 8 Eylül’de (yani bugün) Venedik Film Festivali’nin Yeni Ufuklar (Orizzonti) bölümünde galasını yapıyor. Başrollerinde Ecem Uzun ve Berke Karer’i izleyeceğimiz filmden ilk fragman da yakında yayımlandı.

    film Türkiye galasını da 19 Eylül’de başlayacak 23. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında yapacak.

    filmin fragmanı aşırı dozda sembolizm içeriyor. Reha Erdem, bu film için "İnsan, hücrelerinde binlerce yılın bilgisini taşır. bu bilgiyi dünyaya doğmadan önce öğrenmeye başlamıştık, bedenlerimiz bizden daha çok şey biliyordu. bu kalıtsal bilgi hücrelerimizi oluşturan atomlarımızdan geliyor. ilk nefesi aldığımızdan itibaren bu koca dünya bizi böyle kucaklıyor." demiş. reha erdem bu kez de varoluş ve yaradılış felsefesini anlatıyor sanırım.

    filmi izlemeyi heyecanla bekliyorum.
  4. koca dünya ile venedik film festivaline katılan reha erdem'den güzel haber. bağımsız gazeteciler birliğinin en iyi yönetmen ödülünden sonra venedik orizzonti jüri özel ödülü de reha erdem'in.
  5. bir festival filmi, reha erdem'den. reha erdem'in pekçok defa yaptığı gibi, metaforik ögelerle, doğayla, gerçekçi bakış açısıyla dolu bir film.. hemen hemen her festival filmi gibi, insanın içini eze eze ilerleyen, bitmesini beklediği tarzda. işin ilginç yanı, epeyce keyif alıyorum bu durumdan.

    ileri bir sinema bilgim yok, lakin bana kalırsa harika bir sinemaografyası var. en azından hissedilen o. hemen şimdi, o ormanlara gidip hiç olmazsa 3-5 kare fotoğraf çekme hissi doğuyor insanda.