1. "17. yüzyıl matematik çağı, 18. yüzyıl fizik çağı, 20. yüzyılımız korku çağıdır. Diyeceksiniz ki korku bir bilim değildir. Ama, bu korkuda bilimin payı var. Çünkü kuramsal alandaki son gelişmeleri onu kendi kendini yadsımaya götürdü; pratik alandaki gelişmeleri ise bütün dünyayı yok edebilecek duruma geldi. Üstelik, korku bir bilim sayılmasa bile, onun bir teknik olduğu su götürmez.

    Yaşadığımız dünyada en göze çarpan şey, çoğu insanların, her çeşit inanç sahipleri dışında, gelecekten yoksun olmalarıdır. Geleceğe el atmayan, gelişme, iyileşme umudu olmayan bir yaşamın ne değeri olabilir? Aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak köpekçe yaşamaktır. Doğrusunu isterseniz, benim kuşağımdakiler ve bugün atölyelere ve fakültelere girenler köpekçe yaşamış ve yaşamaktadırlar.

    İnsanların geleceğe kapalı yaşamaları ilk kez bugün olmuyor elbet. Ama, insanlar eskiden konuşarak bağrışarak bu duvarı aşarlardı. Kendilerine umut veren başka değerleri yardıma çağırırlardı. Bugün kimse konuşmuyor, çünkü, dünyayı sürükleyen kör ve sağır güçler, öğütleri, haber vermeleri, yalvarıp yakarmaları dinleyeceğe benzemiyor. Şu son yıllarda gördüklerimiz bizde bir şeyi kırdı. Bu şey, insanın güvenidir; o güven ki, insanlığın dilini konuştuk mu bir başkasından insanca karşılık göreceğimize inandırırdı bizi. Gözlerimizin önünde yalan söylediler, insanı küçülttüler, öldürdüler, sürdüler, işkencelere soktular. Ve hiç bir kez, bunu yapanlar, yaptıklarının kötü olduğuna inandırılamadı. Çünkü, kendilerine güveniyorlardı. Çünkü, soyut bir kafa, yani bir ideolojinin adamı başka bir şeye inandırılamaz.

    İnsanlar arasında sürüp gelen uzun diyalog bitti. inandırılamayan bir adamdan elbette korkulur...

    ...Bu korku ile hesaplaşmak için onun ne demek istediğini, neden kaçtığını bilmek gerekir. Onun demek istediği de, kaçtığı da aynı şeydir: Öldürmenin haklı görüldüğü, insan yaşamının hiçe sayıldığı bir dünya. İşte, günümüzün başlıca siyasî sorunu budur. Öteki sorunlara geçmezden önce, bunun karşısında tutumumuzu açıklamalıyız. Hiçbir şeyi kurmaya başlamadan önce, şu iki soru üzerinde durmalıyız: Doğrudan doğruya ya da dolaylı yoldan öldürülmek ya da işkence görmek ister misiniz, istemez misiniz? Doğrudan doğruya ya da dolaylı yoldan başkasını öldürmek ya da işkenceye sokmak ister misiniz, istemez misiniz? Bu sorulara hayır diyenlerin hepsi, ister istemez, davranışlarını değiştirecek bir sürü sonuçlara sürükleneceklerdir."

    denemeler/camus


    uzun dipnot:

    bu yazının aslı, camus'nün 1944 yılında, bir direniş gazetesi olan Combat Gazetesi yazarlığını/yazı işleri müdürlüğünü ('48 de ayrılmıştır) yaptığı sırada yazdığı yazılarının toplamı "actuelles, ı" de geçiyor. 1950 yılında yayınlanan, camus'nün 1944-48 yılları arasında ki yazılarının topladığı Actuelles I. Écrits politiques (Chroniques 1944-1948), actuelles serisinin ilk kısmını oluşturuyor. korku çağı (le siécle de la peur), "ne kurban ne cellat" başlığı altında ki (orjinal halinde, yedinci bölümü oluşturan başlık: VII. ni victimes ni bourreaux) yazıların ilkidir.

    combat, gestapo'ya karşı fransa'nın işgal edilmemiş bölgelerinde uzun süre direniş sağlayan eylemlerin başında geliyordu. gazetenin ismi -'42 yılında camus'nün de lyon'dayken katıldığı- bu direnişten gelir.

    ilgili linkte gazeteyi bulabilirsiniz. bulmak çok zor oldu umarım doğrudur. fransızca da bileydim direk önemli yerleri kesip koyardım buraya.

    hele dur iki gözüm daha bitmedi. son ek olarak, ahmet cemal'in çevirisiyle can yayınlarından çıkan (bkz: dava - franz kafka) kitabının önsözünde, ahmet cemal, kafka, dava ve gerçeklik isimli bir yazı yazmıştır. bu yazıya, camus'nün ilgili yazısından bir kısım da ekler. gel gelelim yazdığı yazıda tarih olarak 1946 demiştir "ne kurban ne cellat" için. lakin fransızca halinde kasım 1948 diye yazmaktadır. artık ahmet cemal bir yanlışlık mı yapmıştır, yazı için camus gazeteden ayrıldıktan sonra ki tarih mi baz alımıştır, ayrıldıktan sonra mı kaleme alınmıştır bilemiyorum. zaten combat dergisi de mevcut (sanırım gazete yazılarından bazılarını aylık basıyorlar) lakin bırakın kasım sayısını, dergi hakkında en fazla 2 sayısının 2 3 sayfası dışında bir şey bulmak namümkün. gazete'den tüm kasım ayını kontrol edemedim çünkü anladığım kadarıyla her günün yalnızca ilk 4 sayfasını çevrimiçi ortama eklemişler. kalan çoğu şeyde çıkmaz sokağa girdiğim yer, kitapların fransız arşivlerinde ki nüsha numaralarını bulduğum vakitler. onun dışında türkiye de ki herhangi bir eser olsa yine bir nebze imkan vardı.

    çevrimiçi varolan eserlerin çoğu ancak satın alınınca açılıyor. mesela bu ya da combat gazetesi ve camus'un özetlendiği şu kitap. ancak satın almadan da arama yapabilirsiniz içinde, iki üç cümle gösteriyor.

    velhasılkelam, korku çağı ve daha fazlasını say yayınlarından çıkan denemeler'de bulabilirsiniz. lakin orjinaline bakınca farkettim ki biraz seçmece ve kısaltılmış çeviriler mevcut. gönül ister ki Actuelles serinin hepsi (I,II,III) hepsi çevrilsin. isteyenlere elim de ki pdf ve epub'ları ulaştırabilirim.

    Edit : ekleme