1. korku, gerçek bir tehlike varsa, yaşanan doğal bir duygudur ve yararlıdır. hızla gelen bir araba veya açık alanda karşımıza çıkan aslandan korkarız -ki bunlara karşı ya önlemler geliştiririz yada o anda hayatımızı kurtarıcı davranışlarda bulunabiliriz.

    kaygı ise tehlike nesnesinin yada kaynağının ne olduğunun bilinmemesine rağmen yaşanılan bir huzursuzluk durumu. belki bir tehlikenin dahi olmadığı bir durumda yaşanabilir; geçmişte çocukken yaşanan gerçek bir tehlike artık büyüdüğümüz için yada o tehlike artık varolmadığı için "tehlike" olma niteliğini yitirmiş olmasına rağmen benzer durumlar belirsizce bir tehlikeymişçesine yaşanıyor olabilir. yada vardır bir tehlike ancak görülemiyordur. bu tip şeyler farkedilmedikçe bütün bir hayatı, karar ve seçimlerimizi bilinçsiz bir şekilde etkilemeye devam ederler.

    bu kaygıların kaynaklarının ne olduğu bir terapi veya başka yollarla aranıp görülmesi durumun açıklığa kavuşmasını sağlayabileceğinden yararlıdır. gerçek bir tehlike varsa ona göre aksiyonlar alabilir kişi veya yoksa geçmişten kalan -hatta geçmiş soylardan aktarılan- bir durum olduğu görülür ve an'da bu durumun olumsuz ve kısıtlayıcı etkilerinden kurtulunabilir.

    bir yerde okumuştum; " her kaygı bir korku olmayı bekler".
    a man
  2. Korku ve kaygılarımız

    Korkular ve kaygılar farklı türlerde olup farklı şiddette algılanırlar. Bu farklılıklar kişiden kişiye değişse de bunları bir kaç grup içinde kümeleyip, ortak payede tanımlamak olanaksız değildir. Kaygı problemleri bir psikoloğun bir iş gününde en sık karşılaştığı problemlerin başında gelir. Tıp literatüründe sorunlu ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen hali anksiyete olarak adlandırılır. Bazı korkular ise problemli ve tekrar eder hale geldiklerinde fobi olarak adlandırılırlar.

    Korku:

    Bu yazının konusu olan problemler arasında en hafif yaşanan problem, normal olan korkudur. Herkes mutlaka bir şeyden korkar. Bazıları çok, bazıları az korksa da yaşanılan korkuların büyük bir kısmı geçici, günlük yaşamı fazla etkilemeyen, tekrarlama olasılığı düşük korkulardır.

    Bunlardan bazıları kaygı yaratabilir. Bu kaygı kısa bir dönem veya kişinin bir sonraki aynı kaygıyı yaratan durumda verdiği olumlu deneyime kadar sürer ve sonrasında yok olur.

    Normal hallerde ise insan hiç birşey yapmasa da kendiliğinden azalır ve zamanla kaybolur.

    Fobi:

    Korku anlamına gelen fobi, özel veya genel bir duruma veya bir nesneye karşı hissedilir. Zamana yayılmıştır ve günlük yaşamı olumsuz etkiler. Güçlü bir korku ve tiskinti duygusu yaşanılır.

    Diğer rahatsızlıklarla birlikte görülebildiği gibi, tamamen bağımsız dışarıdan bakan birisi için küçük ve önemsiz bir duruma veya nesneye karşı da hissedilir. Agorafobi (meydan yeri korkusu) veya araknofobi (örümcek korkusu), tanatofobi (ölümden korkmak) gibi yüzlerce örnek verilebilir.

    Çaresi vardır.

    Yaygın Kaygı Bozukluğu:

    Kaygı korkular ve duygusal kırılganlık kişiyi uzan zamandır takip etmektedir ve sıklıkla bunlar hakkında olumsuz düşünceler ve saplantılar olur. En belirgin özelliği kişinin eğlenceli birşey yapıp huzur dolu bir ortamlarda bulunsa dahi bu sıkıntıyı yaşamasıdır.

    Elbette çaresi vardır.

    Panik kaygısı:

    Panik atakları aniden ve sebepsiz yere gelirler diye bilinir. Aslında kitaplarımda belirttiğim gibi bunların bir nedeni, nasıl işlediği ve bizleri ne kadar etkilediği gayet açıktır. Kalp çarpıntısı, ölüm korkusu, terleme ve üşümeler, depersonalizasyon ve derealizasyon, bayılmalar, karın ağrıları gibi 13 belirtisi vardır.

    Yoğun ve korkutucu bir korku hissedilir. En yaygın psikolojik rahatsızlıklar arasında üst sıralarda yer alır. Zamana yayılmıştır ve diğer bazı psikolojik rahatsızlıklarla birlikte görülür.

    Elbette çaresi vardır. Gereksiz yere yaşamınızı etkilemesine izin vermeyin.

    yazının devamı