1. temelleri dönemin milli eğitim bakanı hasan ali yücel (soyadı tanıdık gelmeli) tarafından atılmış, köy öğretmeni yetiştirmeyi amaçlamış, buralara gelip bitirenlerin köylerde bilirkişi olduğu, her türlü ihtiyacını eğitim için yetiştirilen ürünlerden karşılayan okullardır. çağdaş ve uygulamalı eğitim verilmiş, gerçekten kaliteli öğrenci yetiştirmiştir. 2. dünya savaşından sonra diş baskılar ve siyasi ideolojiler yüzünden kapatılmıştır.

    daha ayrıntılı bilgi için:
    http://www.meb.gov.tr/meb/hasanali/egitimekatkilari/koy_enstitu.htm
  2. hakkında yılmaz özdil'in şöyle bir köşe yazısı mevcuttur.
  3. abi
  4. köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek üzere ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan yerlerde milli eğitim bakanlığınca açılan okul. köy enstitüleri kanunu'ndaki tanımı bu şekilde. kanunda öğretmenlerle ilgili ilginç^:bana göre^ maddeler var:^:özet mode on^

    kanun söz konusu okulların öğretmen yetiştirmek için kurulduğunu gayet iyi hissettirmiş.

    öğrenciler tam devreli köy ilkokullarını bitirmiş sağlıklı ve akıllı^:müstaid^ çocuklardan "seçiliyor". eğitim süresi en az 5 yıl. öğretmen olmayacağına kanaat getirilen öğrencilerin ayrıldıktan sonra eğitimini alacakları mesleğin öğrenim süresini milli eğitim bakanlığı belirliyor. bunun dışında sağlık sebepleri hariç olmak üzere herhangi bir nedenden öğrenci ayrılır veya çıkartılırsa öğretim masrafları kendisinden veya kefillerinden tahsil ediliyor.

    mezun olup öğretmen olanların mecburi hizmet süresi 20 (yirmi) yıl. eğer mecburi hizmeti tamamlamadan ayrılırlarsa tekrar devlet memuru olamıyorlar ve kurumda bulundukları süre içerisinde yapılan masrafların iki katı kendilerinden veya kefillerinden tahsil ediliyor. bu da demektir ki öğretmen olduktan sonra meslekten ayrılmak çok zor. ama bunun karşılığı olarak da ekonomik konularda pek çok maddeye yer verilmiş. örneğin: köy öğretmenleri tekaud sandığı ve köy öğretmenleri sağlık ve içtimaî yardım sandığı kuruluyor, aylık ve masraflar yanında tayin edildiği köyün sınırları içerisindeki tarıma uygun bir arazi satın alınarak öğretmenin ve ailesinin geçimi ile öğrencilerin ders materyalleri için kullanılacak şekilde özgüleniyor. bunlarla birlikte köy okulunun gelirleri de öğretmene ait.

    köy enstitülerine sadece enstitüden mezun olmuş kişiler öğretmen olarak atanmıyor. yüksek okul ve üniversite mezunları, gazi terbiye enstitüsü mezunları,^:gazi eğitim fakültesi^ öğretmen okulları mezunları, ticaret liseleri ve orta ziraat okulları mezunları, erkek sanat okulları ve kız enstitüleri mezunları, inşaat usta okulları mezunları ve buna benzer diğer teknik ve mesleki okul mezunları köy enstitülerinde öğretmen olabiliyor.

    köy öğretmeninin işlerinin normal bir şekilde yürümesi için kamu çalışanlarının yardımcı olması zorunlu tutulmuş.

    öğretmen köyde işe başlamadan önce okul ile öğretmen evinin bitirilmesi zorunlu. öğretmen atanacağı 3 yıl önceden köye bildiriliyor. köy bütçesi ayarlanıyor ve milli eğitim bakanlığı’nın planına göre köy ihtiyar heyeti bu binaları yaptırıyor. binaların tamiri ve masraflarından da ihtiyar heyeti sorumlu.

    kanunun sonunda öğretmenlerin maaşlarına da yer vermişler. 4. derece öğretmenin maaşı 90 lira. aynı dönemde milletvekili maaşı bu makaleye göre 433 lira. diğer ödenekler de düşünüldüğünde aradaki oran benim fikrime göre çok da kötü değil.
  5. , köy enstituleri geri dönsün.
  6. mezunlarının en az bir enstrüman çalmayı bildiği, kitap okuma alışkanlığını o zamanlarda kazandığı, tarıma-hayvancılığa dair yetkin bir şekilde yetiştirildiği, marangozluk, terzi, arıcılık vs. gibi zanaatlar ile donatıldığı, hakkında yabancı kaynaklarda bazı aydınların "ülkemizi kalkındırmak için kurmamız gereken ve benim hayalim olan okullar" diye bahsettiği eğitim kurumları idi.

    köylünün bilinçlenmesinden rahatsız olan toprak ağaları ve bazı siyasetçilerin karalama politikaları sonucunda önce itibarsızlaştırılmış, sonrasında ise 1954 yılında kapatılmıştır.

    güzel bir seda, köy enstitüleri marşı
  7. öncelikle şunu izlemenizi istiyorum.

    köy enstitüleri sanayileşen toplumun arasında köylüyü de ötelemeyip, onu da bu bilgiyle yoğurup ilerletmek adına zamanında yapılmış harikulade bir iştir.

    şu anda ise tarımdan, çiftçiden, üretenden, üretimden, topraktan, hayvancılıktan, kısaca kırsal kesimden uzaklaşıp bir yerel politika haline getirmememiz sonucu, yediğimiz-içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız azımsanamayacak çoğu şeyi ithal etmek durumunda kalıyoruz. işin ya da medeniyetin gökdelen dikmek değil, kendi kendine yetebilmek olduğunu, batılılaşmanın aynı zamanda üretmek ve geliştirmek olduğunu ne zaman anlarız bilemiyorum.
  8. Can dündar'ın seslendirdiği köy enstitülerine dair izlediğim en kapsamlı belgesel. Sadece teorik bilgi vermekle kalmıyor aynı zamanda pratik işleyişi hakkında da bilgi veriyor.

    Köy Enstitüleri Belgeseli

    Ne yazsam bu belgeselden daha fazla bilgi vermeyecek. O yüzden 1 saatinizi ayırmanızı kesinlikle tavsiye ederim.
  9. kendi milleti tarafından gömülmüş olan biricik devrimimiz. yapımında emeği geçenleri saygıyla, yıkımında emeği geçenleri nefretle anıyorum. bir eğitim kurumu düşünün ki bünyesinde eğitilen öğrenciler hem müzik hem edebiyat hem tarım alanında eğitim alsın. ben şu anda böyle bir şeyi hayal edemiyorum, neden? çünkü ben çarpık sistemin içinde doğup büyümüş, kendi ayaklarımın üstünde durmak için bir düzine ezbere dayalı sınav atlatmak zorunda olan, bir alanda yenilik üretmek için orada emek vermeye değil de herhangi bir alana kapağı atmaya mecbur bırakılan biriyim diyebiliriz.

    Yıllardan 1937 ve fikirleri şimdikinden çağdaş olan, hür, donanımlı bireyler yetiştirilmeye çalışılıyor. Belki şu an yapılması mümkün olmayan bir sistem ama şu anki sistemlerin hepsinden daha kaliteli olduğu belli. Tarihimizde kaçırdığımız bir fırsat daha. Hanımlar, beyler; başımıza Atatürk'ten sonra gelen en güzel ikinci şey imiş bu...

    Can Dündar'ın Köy Enstitüleri kitabından derlemeler ve enstitülerin mezunlarından alıntıları içeren twitter paylaşımını bırakayım: