1. rüzgârla bozduğun sessizliğini dinledim;
    seni bırakan yaprağın sesini, kuma dokununca
    ve çölde çizilmiş bir ağaç gibi resmini.
    oysa süngerde kalmış damlasıydım sana
    ulaşamayan suyun, yanında üşürken uyu-
    yordum gözlerimde seni ve öylesine sustun
    kuytusunda uykumun.
    kumunu içine saklayan bir saatti çöl-
    de bulduğun; ters çevrilmedikçe çalışmayan.
    belki giden zamanı geri getirmekti
    istediğin, saatini bana bırakıp gitimekti. sanki
    bilmiyordun çölün kuma göre değil sana
    göre yalnızlık olduğunu, yine de yanıbaşıma
    kurdun bu saatli kumu.
    bu yüzden uyanamıyorum, üstelik bilmiyorum:
    hangi gerçek için bölmeliyim uykumu?