• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.79)
kürk mantolu madonna - sabahattin ali
"her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "kürk mantolu madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. kollarıyla bizi sarar. sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran sabahattin ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.


  1. oldukça uzun denilse de, giriş kısmı da övgüyü fazlasıyla hak eden sabahattin ali eseri. nazım hikmet'in bu eseri ilk inceleyip eleştirenlerden olduğu söylenir. hatta mayıs 1943'te bursa hapishanesinden gönderdiği bir mektupta sabahattin ali'ye şöyle yazmış:

    "Kürk Mantolu Madonna, ben bu kitabı hem sevdim, hem kızdım. Evvela niçin kızdığımı söyleyeyim. Kitabın birinci kısmı bir harikadır. Bu kısmın kendi yolunda inkişafı yani bir küçük burjuva ailesinin içyüzünü tahlili öyle bir haşmetle genişlemek istidadında ki, insan buradan ikinci kısma geçerken, elinde olmayarak, yazık olmuş, bu çok orijinal, çok mükemmel başlangıç ve imkân boşuna harcanmış, keşke bu başlangıç harcanmasaydı, diyor. Ben başlangıcı okurken yani Berlin’e kadar olan pasajı, senin benim anladığım manadaki realizmine hayran oldum. Beni dinlersen o başlangıcı almak ve kahramanın ölümünü kısaca tekrarlamak suretiyle o ailenin efradı ve eşhasının hayatları etrafında bir ikinci cilt, ayrı bir roman yapabilirsin, böylelikle de dinlemeye başladığımız harika musiki birdenbire kesilmiş olmaz. Gelelim ikinci kısmına, o kısım, başlı başına bir büyük hikâye olarak güzeldir ve böyle bir tecrübe gerek senin için gerekse Türk edebiyatı için lazımdı. Sen bu tecrübeyi başarıyla yaptın. "

    konu olarak bakıldığında günümüz okuyucularının bir kısmına gayet bayağı gelse de böylesine değerlendirmeler yaparken eserin ortaya çıktığı koşulların dikkate alınması gerektiği kanaatindeyim. sürükleyici bir anlatım veya sıra dışı bir konu bekliyorsanız, bunlara kıyasla sizi daha fazla zenginleştirecek, kürk mantolu madonna gibi eserlere de şans vermenizi tavsiye ederim.
  2. "Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır." (Sayfa 11)

    "İnsanlara ne kadar çok muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu." (Sayfa 12)

    "Her şey, her şeyi olduğu gibi kabul etmekteydi." (Sayfa 13)

    Düzenlemesi çok uğraştıracak diye düşünerek direkt adres vereyim dedim:

    Kürk Mantolu Madonna'dan Alıntılar
  3. Ne zaman bir kitapçıya gitsem çok satanlar listesinde bulduğum kitap.

    Tabi bu iyi bir şey, ama insanlar aldıktan sonra okuyor mu bilemem. Şu karikatürün gerçeklik payı çok yüksek gibi geliyor bana:
    Karikatür

    Epey eskiden okuduğum için Hikayenin detaylarını hatırlamıyorum (çok güzel bir aşk hikayesi olarak kaldı aklımda sadece) ancak kitaptan ders aldığım nokta şuydu ki her insanın göründüğünden, tahmin edildiğinden bambaşka hayatlar yaşamış olabileceğini unutmamamız lazım.
  4. ilk basımı para eden kitap.

    Gereğinden fazla mı abartılmış bilemiyorum, gereksiz abartılan onca şey varken abartılması da beni rahatsız etmiyor, ama son derece güzel bir kitap.
  5. boğaz kuruluğu yapan kitap. bkz
    zutse
  6. Dönemine göre belki iyi ve ilginç bir hikayedir, orasını bilemem fakat benim gibi çocukluğu bu tarz aşk hikayelerini anlatan yeşilçam filmleriyle geçmiş insanlar için çok klişe bir hikaye. Tekrar söylüyorum kitabın yazıldığı tarih için bu böyle olmayabilir ama hiçbirimiz 1943 de okumadık bu kitabı değil mi? Bu nedenle bu kitabı okuyup "bu ne güzel bir aşk hikayesi, bayıldım." Diyenler bana hep çoğunluğa ayak uyduran insanlar gibi geliyor.

    Kitabın günümüzde geldiği nokta ise tam olarak şu şekilde;
  7. okumayı çok seven halkımız nezdinde ''kahve eşliğinde en güzel giden kitap olma'' ünvanını kazanması mizah dergisi uykusuz'da ( merak ettim lan bi bakayım ) işlenen kitap.
  8. Penguin yayınevi modern klasikler serisinde 4 mayıs 2016 tarihinden itibaren ingilizce yayımlanmaya başlamış. ingilizce'ye maureen freely ve alexander dawe çevirmiş. ilgili haber.
  9. "bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi?" gibi altı çizilebilecek pek çok parça barındıran sabahattin ali kitabı.

    elbette bu kadar popüler olması biraz üzücüdür, çünkü bir fotoğrafa sığdırılamayacak kadar güzel - ve yoğun- bir eser olmasına rağmen hala hak ettiği ilgiyi -bence- görememiştir. (hak ettiği miktarda ilgiden değil de, hak ettiği 'şekilde' ilgi görmesinden bahsediyorum)

    sabahattin ali'nin en iyi kitabı olmasa da, en duygulandıran kitabı olabilir, karakterler diğer sabahattin ali kitapları gibi yine dikkat çeker.
    ayrıca akla şunu getirir