• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.11)
l.a. confidential - curtis hanson
1950'lerin başında los angeles küçük bir kasaba olmaktan çıkıp hayaller şehrine dönüşmeye başlamıştır.yer altı dünyasının patronu mickey cohen'in hapse girmesiyle şehirdeki diğer suç örgütleri arasında liderlik savaşı başlar. bir gece cohen'in adamlarına baskın düzenlenir ve hepsi öldürülür. öldürülenler arasında eski bir polis de vardır. bu olayı araştırmak üzere l.a. polis departmanından üç polis görevlendirir. görevlendirilen polisler karakter olarak birbirlerinden çok farklıdır ve araştırmaları onları güzel bir kadına kadar götürür.


  1. (bkz: l.a. confidential - curtis hanson)

    !---- spoiler ----!

    rollo tomasi'nin keyser söze ayarinda, cok kritik bir rolu var filmde... exley'in daha once vincennes haric kimseye bahsetmedigi bu ismi, dudley smith'ten duymasi, exley'in birden her seyi acapik gormesini, tum gizemi birden cozmesini sagliyor - ki bi seyirci olarak ben sahsen mest oldum...

    !---- spoiler ----!
  2. !---- spoiler ----!

    kevin spacey ölüm sahnesinde oynamıyor, gerçekten ölüyor. fakat yeniden dirilmesi nasıl olmuş onu çözemedim.
    şaka bir tarafa böyle oyunculuğum olsa her ciddi durumda öldürürdüm kendimi. borç istemeler, sevgili ayrılıkları ve bilumum gidici durumda rolümü keser paçayı kurtarırdım.

    !---- spoiler ----!
  3. filmi izlerken aklıma ''l.a. noire'' geldi. bu oyun belki istediği başarıyı kazanamadı, hatta üreten ekip (team bondi) battı ancak birçok kişinin gönlünü kazandı. 1950'lerin amerikası, 2. dünya savaşı sonrası buhran, lapd (los angeles police department) içindeki yozlaşmışlık, politika ve politikacılar, kadınlar, hollywood'un sahte ortamı, uyuşturucu, ırkçılık, ayrımcılık, jazz müzik, klasik arabalar ve tabii ki polisiye. team bondi, bu filmden etkilenmiş gibi geldi bana.

    öhm öhm her neyse filme gelecek olursak;

    kadro muhteşem. kevin spacey, russell crowe, kim basinger, james cromwell, guy pearce. daha ne olsun.

    film karışık bir olay örgüsüne sahip. ilk saatinde karakterlerimiz tanıtılıyor, bu esnada da konuya giriş yapılıyor.

    !---- spoiler ----!

    çok hafif spoiler içerir

    !---- spoiler ----!

    ufak bir kafeye silahlı baskın yapılıyor ve içerdekiler öldürülüyor. ölenlerden biri de polis olunca lapd açısından işler değişiyor, soruşturma derinleşiyor ve şiddet oranı artıyor. göreve yeni başlayan, toy, arkadaşlarının yaptığı hukuksuz davranışları tasvip etmeyen ve bu nedenle de fazla sevilmeyen exley (guy pearce), bu soruşturmada bazı şeylerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını farkediyor. konunun üzerine gittikçe lapd'nin, siyasetin, hollywood'un karanlık taraflarını görüyor. tek başına işin üstesinden gelemeyeceğini anlayınca jack'ten (kevin spacey) yardım istiyor.

    ——————

    jack vincennes magazini, rüşveti, hollywood havasını seven, etik değerlere önem vermeyen bir polis. magazincinin biriyle anlaşmalı olarak ünlülere ısmarlama baskınlar yapıyor, para ve şöhret kazanıyor. yine böyle davalardan birinde işler kontrolden çıkıyor. exley'e işi düşüyor. her ikisinin de birbirine ihtiyacı olduğu için işbirliği yapmaya karar veriyorlar.

    ——————

    ölen polis, bud white'ın eski ortağı. sert, dürüst, kadınlara karşı saygılı, lapd'ye sadık polisimiz bud white (russell crowe) arkadaşının ölümü sonrasında soruşturmaya dahil oluyor ve kendi adaletini sağlama yoluna gidiyor.

    !---- spoiler ----!

    çok hafif spoiler içerir

    !---- spoiler ----!

    evet filmimizin giriş kısmı böyle.. bu karışık olay örgüsü ilginç bir şekilde birbirine bağlanıyor ve sürpriz bir sonla bitiyor.

    neyse efendim daha fazla uzatmadan puanımı veriyorum. 8/10.
  4. her şey bir yana,

    devletin (ki bu devlet dünyanın en güçlüsü, kontrolü en elinde olanı, dışarıdan bir zarara en az açık olanıdır) kolluk gücünün ne derece çarpıklaşabileceği, eğer çarpıklaşırsa neler olacağı, devletin başlı başına nasıl saçma ve mantıksız; insanlığı tamamen geriye götüren bir 'yapı' olduğunu gözler önüne seren, bol aksiyon ve dahice senaryosu yanında bir 'devlet eleştirisi' yönünün de atlanmaması gereken,

    kevin spacey, russell crowe ve guy pearce'in baş rollerini paylaştığı harika film. oyunculuklara bir şapka da biz çıkarmazsak olmaz. alkışlar özellikle ilk isme!