• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.62)
lakposhtha parvaz mikonand - bahman ghobadi
kaplumbağalar da uçar sarhoş atlar zamanı'nın da yönetmenliğini yapan bahman gobadi'nin 2004'te çektiği filmi. irak savaşı'ndan sonra çekilen ilk irak filmi olup çekim esnasında amerikan işgal kuvvetlerinin de desteğini aldı.


  1. bahman ghobadi'nin 2004 yapımı ödüllü filmi. türkiye-ırak sınırındaki bir kürt kasabasında yaşayan insanların, daha çok da çocukların hayatını anlatır. abd'nin 2003'teki ırak işgali arifesinde bölge halkının yaşanan siyasi gelişmeleri, tek aktiviteleri olan tv'den takip etmesi, bunu fırsat bilip anten satıp kurarak, üç kuruş için mayın temizleyerek ayakta kalmaya çalışan çocuklar hikayenin merkezindedir. bu hikayeye bir de halepçeli bir kız-oğlan ve sahipsiz bir bebeğin hikayesi eklenir. zaten zor olan hayatlar, bu askeri müdahalenin karanlık ve kanlı gölgesiyle iyice uçuruma sürüklenmektedir.

    uluslararası alanda "turtles can fly" adıyla bilinen film, türkçe'ye "kaplumbağalar da uçar" adıyla çevrilmiştir.
  2. film, 52. san sebastian film festivali’nde en iyi film seçilmiştir. en iyi senaryo dalında da jüri özel ödülü’ne layık görülmüştür. ve bir de berlin film festivali’nde barış ödülü kazanmıştır. kaplumbağalar da uçar, saddam’ın ardından irakta çekilen ilk filmdir.
    yönetmen:''filmimi diktatör ve faşistlerin politikalarına kurban edilen tüm masum dünya çocuklarına ithaf etmek istiyorum.'' demiştir.
  3. ölmeden önce seyredilmesi gereken.
    sinemada hüngür hüngür ağlatan ghobadi filmi. barış'ın ne elzem, emperyalizmin ne bela olduğunu yüzüne vurur insanın.
  4. savaşta çocuk olmanın ne demek olduğunu anlatan bir film. savaşın bütün pisliğini bedeninde, zihninde ve gittiği her yerde, gördüğü her şeyde yaşayan küçük bedenlerin hikayesini anlatan büyümek zorunda kalmış çocukların gözünden anlatan yürek sızlatan bir film olmuş.
  5. nefessiz bırakan film.

    dramı çok ağır; ama bildiğimiz manada bir üzüntü yaşamadım. "tüh yazık oldu" gibisinden bir şey yaşamadım yani.hissetiğim şeyler için en doğru ifade 'nefessiz kaldım' olur; çünkü üst seviyede realist de bir filmdi aynı zamanda.

    genellikle, bi filmi bitirir bitirmez en beğendiğim sahneleri bir kez daha izlerim. huyumdur bu, hoşuma gider bunu yapmak. ama arkadaş, ben bu filmin hangi sahnesini dönüp bir daha izleyeyim? cesaretim yok ya da yüreğim dayanmaz.

    filmin son sahnesi için link:

    https://www.youtube.com/watch?v=WvdCO0fjdUM

    iyi bakın. şu sahnesiyle bile gerçekçiliğin zirvesine oynuyor. bebeğin suya düşüşüne bakın. dram falan yapmıyor, kamerayı bebeğin karşısına koyup uzun uzun beklemiyor zoom out işlerine bulaşmıyor. anında düşürüyor bebeği suya, anında. ve gerçekten de bebeği suya atıyorlar o sahnede. aklımı başımdan alan filmdir bu son sahnesiyle.