-
- izledim
- izlemek istiyorum
-
youreads puanı (6.50)
"evlatlık oğlu liu-san’ın neredeyse hayatını kaybetmesine neden olacak bir kaza geçirmesinden sonra diane, aklını kaçıracak noktaya gelir. günlerce korkunç kabus ve halusinasyonların etkisi altında kalır. çocuğun bir mucize sonucu kurtulması ve iyileşmesi diane’i tuhaf düşüncelere iter. gerçekten liu-san kimdir? nereden gelmiştir? göğsündeki tuhaf izin anlamı nedir? evlatlık olarak verilmesinde asko vakfı’nın rolü nedir? sergeï isimli bir rus gencin yardımıyla diane bu sırrı araştırmaay başlar. araştırma onu, “tsevens” isminde esrarengiz bir moğol kabilesine ve onların taş meclisi’ne götürür. diane’nin etrafında tuhaf ölümler gerçekleşirken liu-san yedinci yaş gününde kaçırılır. oğlunun nereye kaçırıldığını tahmin eden diane, kendini doğu moğolistan’ın ücra bölgelerinde bulur. oğlunun kaderinin yazılı olduğu, unutulmuş ve vahşi dünyasında bir yolculuğa çıkar. anne şefkatinin her şeyden güçlü bir duygu olduğunun anlatıldığı film, fransız kara film ve korku öğelerini mükemmel şekilde bir araya getiriyor."
-
ben de okuduğum kitapların filmini izlemek bir takıntıdır. hemen hepsinde hayal kırıklığı yaşamama rağmen, gene de vazgeçemiyorum.
gerçi bir iki kitapta aaa! sadece filmini de izlesem bir şey farketmezmiş , dediğim olmuştu. ( örneğin 50 cesur kemancı kitabı da filmi de fena değildi, bence )
( ama gül'ün adı kitabı'nın filmi daha iyi çok daha iyi olabilirdi. )
taş meclis'i kitabı'nın filmi için de aynı şeyleri düşünüyorum. ve bu kitabın sadece filmini izleseniz bile - altını çiziyorum bu sadece benim fikrim - bir şey kaybetmiş olmazsınız.
hatta filmi zaman kaybı olarak bile görmeniz kuvvetle muhtemeldir. keza kitabı için de aynı şeyi düşünebilirsiniz.
ayrıca bazı yazarların ilk iki kitabı çok iyi çıkış yakaladığı için o kitaplar yüzü suyu hürmetine diğer kitaplar da hevesle okunur. ama pek çok kez bu diğer kitaplar sadece hayal kırıklığına yol açar.
dan brown da vinci şifresi ve arkasından gelen kitaplar gibi ...