• youreads puanı (0.00)


  1. Kendisi öyle bir şarkıdır ki; dinleyeninden hem onu üzen gerçekleri gizlemez, hem de tüm bunları sıralarken onu o esnada iyileştirir. İkna kabiliyeti çok yüksek gibi görünür ama yaptığı şey ikna etmek değil, çok saf ve içten bir şekilde inandırmaktır. İnançlı yapar insanı. İnsan içinde bulunduğu "zor günler"e inanır; ama onları geride bırakacağına da inanır. Çünkü nihayetinde kendisine inanır. Halının altına süpürmek çözüm değildir. Tıpkı temizlenmenin yolunun da çamurun içinde yuvarlanmak olmadığı gibi.

    Bu şarkı dinleyenine der ki; "İçinde bulunduğun vaziyet bu. Yapman gereken ise şu. Vaziyete boyun eğmekle, onu düzeltmen için göstermen gereken ön kabulleniş aynı şey değildir. Vaziyeti kabullen ve değişime dek güçlü ol." Üstelik ölçüsüz bir güç beklentisi de değildir bu; çünkü içinde bulunduğumuz zor koşullarda en fazla ne kadar güçlü olabileceğimiz apaçık ortadadır ve o kadarı bile yeterlidir. İyileşmek için, devam etmek için daha fazla güce gerek olmadığını söyler bu şarkı. Daha fazla güce ihtiyacımız yok. Elimizde halihazırda bulunan gücü daha fazla, daha verimli kullanmaya ihtiyacımız var.

    Acımasız gelebilecek gerçekleri mümkün olan en yumuşak, eli en hafif şekilde söyler. Verdiği öğütler hem iyileştiricidir hem de gerçekçidir. Dinlerken "Hakikaten ya, doğru!" dersiniz içinizden. Hatta bazen sesli olarak. (Bir tren yolculuğunda bunu yapmıştım.)

    Sözlerine şuradan ulaşabilirsiniz; ki ulaşın. "Who cares what cowards think anyway, they'll understand one day" dediği anda yaşayabileceğiniz potansiyel aydınlanma sizi birçok lüzumsuz üzüntüden koruyabilir. Çünkü, evet, korkakların ne düşündüğü sizin için neden önemli olsun ki?