1. !---- spoiler ----!

    -gücü doğrudan birinin eline teslim etmektense "bırakınız dövüşsünler, bırakınız birbirlerini yesinler, gücü, gücü yeten elde etsin" diyenlerin tercihidir-

    !---- spoiler ----!
    gücü birinin eline teslim etmektense halkın eline teslim etmek isteyen demokrasiye inanmış insanların tercihidir
  2. sakin olun. hepinizin madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda katledilme özgürlüğü var. lakin bu fırsatı hepinize aynı anda sunamayız. her sene 4-5 bin kişi alabiliyoruz. sırayla. beklemekten sıkıldıysanız gidin zengin olun.
    mutlu
  3. yav canım özgür olmasına özgürsün de paran da olsa hiç fena olmaz (!) napalım hem fakir hem özgür(!)
  4. çok can yakmıştır.
  5. insan doğasına en uygun ideoloji olduğunu iddia edebiliriz. bilhassa internet çağı ile birlikte diğer ideolojiler ile arasındaki farkı genişletmiştir. her ne kadar francis fukuyama'nın tezindeki gibi tarihin sonu olmasa da şu ana kadar bütün alternatiflerini mağlup ettiği gerçeği yadsınamaz.
  6. liberalizm ile emperyalizm ve hiç alakası olmayacak halde despotizm karıştırılır.

    liberalizm iki türlüdür. adını hatırlayamasam da birincisi tamamen bireyleri bir diğerine zarar veremeyecek kadar özgür bırakmak diğeri ise bireylere yine başkasına zarar veremeyecek alanda arzularını gerçekleştirmek için altyapı sunarak özgürlüğüne katkı sağlamak.

    nasıl evrilmiş nerelere dönüştürülmüş ve nasıl anlaşılmış o bir başkasının bir başka düşüncesidir lakin nasıl hiçbir akım dünyaya tam olarak hakim değilse ( emperyalizm dahil olmak üzere ) liberalizm de hiçbir yerde kendini tam olarak gösterememektedir. bir ülke yoktur ki günümüzde tam olarak liberal, tam olarak komünist yada tam olarak faşist, lakin konu 21. yy'ın emek sömürüsüne gelince hemen liberalizme b*k atılır. sanki locke , hayek , mises gidin asgari maaşı 1600 yapın, çalışma koşullarını da kelp gibi düzenleyin dedi. keza diyemez de. çünkü bu tür uygulamalar akımın kendi temeline yani insanın özgürlüğüne ket vuran uygulamalardır.

    liberal, emperyalist, faşist,komünist, muhafazakar beşli ayrımda bireye birey diye bakan. cephelerde asker, fabrikada işçi, çocuk doğuracak ana olarak bakmayan veya en az bakmaya çalışan akım liberalizmdir.

    günümüzde en yakın hali de galiba sosyal demokratlık oluyor.
  7. iki türü vardır.

    biri iskandinav ülkelerinde uygulanan klasik liberal ekonomik sistem. sınıflar arası uçurum bizim gibi gelişmemiş ülkelere göre daha azdır. işçi sınıfı artı değerinin sömürüsünü daha az hisseder. bu durumun nedeni de tarihsel ve ekonomiktir. 2. dünya savaşında kuzeydeki avrupa ülkeleri güneydeki ülkelere (ispanya, italya, portekiz) sermaye ihraç ederek zenginleşti. güneydeki ülkelerde faşizm palazlandı. bu diyalektikte, liberalizmin çıkış noktası elbette hümanisttir (!). bugün ise iskandinav ülkelerinde insanlar aşırı doyumdan ve amaçsızlıktan intihar etmektedir. yoksul kesim elbette vardır fakat sosyal devlet uygulaması bunun bir nebze önüne geçmektedir. ekonomide liberal, devlet politikasında sosyalizmi benimsemiş ülkeler de vardır.

    bir diğeri ise neo-liberal politikadır. din ile harmanlanmış olup ülkemizde de uygulanmaya çalışılmaktadır. ingiltere, amerika gibi örnekleri vardır. emperyalizm sadece ekonomik değildir. bir devletin kültürüne, iç işlerine, dış işlerine ve eğitim sisteminde etki yaratır.

    liberal ekonomik sistemde sınıflar arası farklar azalacak olsa da eşitsiz gelişim olacağı için ekonomik krizler ve savaşlar kaçınılmaz olacaktır. 1929 ekonomik buhranı , 1970 petrol krizi, 2011 ekonomik krizi ve bugün sürüklenmekte olduğumuz ekonomik kriz ile tecrübe bu sistemin tutmadığını göstermektedir. devletler dış politikalarında "hümanist" hareket etmezler.

    liberalizm ile emperyalizm neden farklı değil?
    savaşların olmadığı zamanlarda sermaye birikimi ile sermaye ihracı arasında bir denge olmalıdır ki tekeller varlıklarını sürdürebilsin. ihracattan ve ithalattan dönen para ve meta sabit bir yerde toplanırsa eşitsiz gelişim ortaya çıkar. bunun sonucunda sermayeyi biriktiren taraf, sermaye ihraç edemez. daha fazla gelişemez. gelişemezse yerinde sayma gibi bir durumu olamaz, geriler. bu durumda; artı değer üretip yok olmamak için, işçi sınıfının daha fazla sömürülmesine, gerekirse sınırların değişmesine, soğuk veya sıcak savaşlara, kıtlıklara neden olur. liberal ekonomik sistemde özelleştirmeler olduğu ve kamu yararı gözetilmediği için bu durumdan payını alır. savaş zamanında da barış zamanında da negatif ve pozitif olaylardan payını alması, emperyalizm ile ekonomik ve kültürel bağının olduğunun göstergesidir.

    insanlar arası ilişkileri de üretim faktörleri belirler. özgürlük, insan hakları gibi kavramlar devlet eliyle de olsa, iki tarafın elinde olan üretim araçlarına göre göreceli olarak değişkenlik gösterir. kısaca özgürlük, insan hakları gibi kavramlar toplumdaki sınıfına göre değişkenlik gösterir. somutlaştıracak olursak bir milletvekilini öldürürsen cinayet, bir işçiyi öldürürsen kader olur. bu amerika'da da böyledir.
  8. insanların madenlerde ölmesi gerektiğini savunan ideolojiymiş bende yeni öğrendim
  9. bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler temelli özgürlükçü bir ideolojidir.ekonomide adam smith'in bahsettiği görünmez eli diğer central planning görüşlü ideolojilere karşı en büyük üstünlüğüdür.