• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.37)
lost
avustralya'dan amerika'ya giden bir yolcu uçağı bir nedenden ötürü rota değiştirir. uçak nedensiz bir şekilde düşmeye başlar. havada parçalandıktan sonra bir adaya düşer. ama kazadan 48 kişi kurtulur. hemen kurtulacaklarını düşünürler ama kurtarmaya kimse gelmez. bu tropikal adanın içinde gizli canavarlar, kutup ayıları, yabani hayvanlar vardır. her bölümde farklı bir kişinin geçmişini göstererek ve her bölümde izleyicinin aklına soru işaretleri bıraktırarak popülerliğini arttırmıştır.


  1. dizi izlemeye sabrım yok. yani bir bölüm izleyip haftaya kalan dizi beni deli eder. bu sebeple bu diziyi külliyen izlemiştim. izlerken de içimden bu kadar düğümle bu kadar merak uyandırarak bakalım nereye varacaklar diye düşünmüştüm.
    sonucu iğrenç bir şekilde bitti.
    çok abartılıp reklamla iyi izleyici topladılar. prison break adlı dizi ki her şeyiyle dahiyane bir diziydi. o bile bu lost saçmalığının gölgesinde kalmıştı.
    yazın ortasında kutup ayısını dizinin ortasına düşürenler milleti de saçma sapan bir finalle tongaya düşürdüler.
    her diziyi heyecanla bekledik diyenlerden olmadığıma şükrettim; hepsini arka arkaya izlemek bu açıdan iyi oldu. düşünsenize her bölümü bekleye bekleye kaç sezon sabrınızı zorladılar. ve final çok kötü... hayalkırıklığı...
  2. keşke izlememiş olsaydım dediğim dizi. böylece en baştan bi daha izleyebilirdim :))))
    gelelim sonuna, bir çok kişiden duyduğum veya okuduğum sonunun tatmin etmemiş olması ve gittikçe bozması ki ben katılmıyorum. lost'a bittikten sonra başladım o yüzden bir sonraki bölümü izlemek için bir hafta veya bir yıl beklemek zorunda kalmadığım için benim için akıcı ve daha bütün bir dizi oldu. özellikle son sezonda iskoç abimizin daha fazla rol alması son sezonu güzel yapan etkenlerdendi. ayrıca dizi ilerledikçe ilk sezonlarda gördüğümüz gizemlerin açıklanması da diziyi gittikçe daha da güzelleştirdi.
    lakin jack gibi hıyar bir karaktere tahammül etmekte zorlandım. dizide bi şu jack hıyarı bide gereksiz uzun flashbackler beni rahatsız etti diyebilirim. dizinin sonunun da bi şekilde bitirmek gerekiyordu daha uygun bir son olabilirdi belki ama bu kadar çıkmış napalım diyeceğim. hristiyanlık penceresinden yanaşıldığı figürlerle ortada bence. dizinin sonuyla ilgili de kötü diyebileceğim son nokta bu.
    gelmiş geçmiş en iyi dizi midir bilemem ama en ilginci benim için. eğer ola ki izlememişseniz kesinlikle izlemelisiniz.
    vagus
  3. ''abi finali b.k gibiydi yeeeaa'' diyenlere aldırmadan gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz keza kendisi mükemmel bir dizidir. özellikle sizi içine çeken doğa ve hayatta kalma temalı atmosferi, yeniden bir medeniyet kurma tarzındaki ada hayatı efsanedir.

    ben lost ve prison break dışında hiçbir diziden onlardan aldığım keyfi almadım. yabancı da olsalar eski dizilerin hali başkaydı.^::'(^
  4. son sezonu ve son bölümü ile senaristi j.j. abrahms'a küfür etmemize sebep dizi...

    ama yine olsun yine izlerim böyle bir şey...
  5. "amaaan adada kaybolup kurtulmaya çalışıyorlar yeaa" derken araştırıp çok daha fazlası olduğunu anlayarak hayatıma dahil ettiğim dizi.
    ilk üç sezonu soluksuz izledim fakat devam edemedim hem gidişatından hem az çok olacakları bildiğimden.
    böyle sağlam başlayan bir dizinin başta koyduğu gizemlerin ilerde bir türlü çözülemiyor olması bana "neden tanrım?!" diye isyan ettirmiş, kapı-duvar tırmalatmış, daha planlı devam ettirilmiş olsa belki de gelmiş geçmiş en iyi dizi olabilecekken senaryosunun dibe doğru yol alması kadere küstürmüştür.
    ah be, ne güzel başlamıştı oysa o karakterlerin hayatlarına gidişi, o adadaki gizemler...
    ilk sezonları gerçekten de en iyiler arasına girebilecek cinstendir, izlemeyen eksiktir, yarımdır.