1. bazen üzülüyorum, bazı masaları görünce. özellikle etrafında insanlar toplandığı zaman. kare ve ahşap olanları durumu en fena olanlar. hani şu kafelerde sıkça karşılaştığımız, küçük ve kalın yüzeyli olanlar. zavallı muhabbetlerin, doğru düzgün acı bile çekemeyişlerin, niteliksiz avuntuların, belki bir ihtimal diye iç geçirmelerin, hayat yine de, her şeye rağmen yaşamaya değer deyişlerin, anlatılanları takip ediyormuş gibi gözüküp yalancıktan gülümseyerek karşımızdakini onaylamaların tanığı olan, kölelerin zoraki ve gönülsüz tutkalı.

    yok mu kardeşim bir tane yüreklimiz, sohbet esnasında masayı üzerindeki her şeyiyle birlikte devirecek, hepimizi ait olduğumuz deliklere yollayacak, masaları yalnız bırakın, onlara daha fazla tecavüz etmeyin, diyecek olan.
  2. şüphesiz en şanssız olanı ^:kaç^ak saraydaki milyonluk olanıdır.
    sen kalk dünyanın en pahalı masalarından biri ol, gelsin uzun üzerinde yemek yesin. üzülmemek elde değil.