• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (3.00)
minimalism a documentary about the important things - matt d'avella
“hayatınız daha az ile nasıl daha iyi olabilir?”


  1. oldukça temelsiz, yetersiz bir belgesel olmuş. minimalist bir hayatı sürdüğünü iddia eden kişilerin neden bu yola yöneldikleriyle ilgili açıklamaları tatmin edici olmaktan uzak, rol gereği gibiydi. minimalizmin, yalnızca tüketim çılgınlığından vazgeçiş olarak belgesel boyunca ele alınması oldukça abuk geldi bana.

    filmin ortasına konuşlanmış; televizyon ve radyo kanallarını, festivalleri gezip kitaplarını satmaya çalışan 2 şovmene hiç anlam veremedim. en büyük meziyetleri the today show'a çıkmak gibi gözüken bu arkadaşların iddiası o ki kendileri amerikan rüyasından uyanıp, minimalizmi seçmişler.

    reklamların ne kadar kötü olduğundan, bizleri sürekli ihtiyacımız olmayan şeylere ihtiyacımız olduğuna ikna etmeye çalıştıklarından dem vuran belgesel boyunca, uzun süredir maruz kalmadığım kadar marka görseline, vitrinine ve reklama maruz kaldım.

    ayrıca, belgeselin bir bölümünde uzun uzun ele alınan 'tiny house'ların üstüne basa basa eleştirdikleri tüketim çılgınlığının yeni gözdelerinden olduğu izlenimindeyim. bu kısımda duyabildiğim şey -neredeyse sadece- "her şeyimizi, tüm eşyalarımızı çöpe atalım ve sadece en iyilerinden olmak üzre yenilerini satın alalım! " oldu. trailer
  2. minimalizm konusunda fikir uyuşmazlığı olduğunu düşünüyorum. mevcut minimalizm görüşlerinin kalıpları var, bence kalıplar yanlış, kalıp yanlış olunca ortaya çıkan da yanlış oluyor.

    mesela ihtiyaç konusu. ihtiyacımız olmayan şeyleri alıyormuşuz. bu hayatta az şeye ihtiyaç duyarsak daha iyiymiş falan. bence alakası yok insanın ihtiyacı gelişimine göre de artabilir. mesela sanata ihtiyaç duyar, modaya ihtiyaç duyar, tarz yapmaya, zevk duymaya vs yok biz minimalist olcaz diye sığır gibi sap saman yiyip yaşamaya gerek yok. dünyadaki biyolojik anlamda yanda ruhsal anlamda zararlı ya da faydalı her şeyi arzu edebilirsiniz. her şey size bir şey katar değiştirir.

    bu bir ticarettir ve en önemli konu bir şey alırken ne verdiğindir. yani ne gerek var canım ikinci ayakkabıya demek doğru değil bu minimalist değil. ihtiyacım kalmayana kadar ayakkabı alabilirim önemli olan buna karşılık ne vereceğim ve alacak gücümün olup olmadığıdır. aynı anda bilgisayarım da yoksa ya da evde tereyağım yoksa düşünmem gerekir kısıtlı bütçemle nasıl ilerlemeliyim?

    adamın ayakkabısı var, tarz yapmak için ikincisini istiyor ama bunun için 1 yıl boyunca tereyağı yemek yerine margarin yiyor. derimsi bak kardeş sen hayat standardını düşürerek tarz yapmaya çalışıyorsun bunları bir sıraya koy daha minimalist davranmaya çalış. kişinin bir aylık maaşına karşılık gelen ayakkabı da var bir yıllık maaşına karşılık gelen de var. zorlaşan 3 yıllık da bulursun. minimalist olmak bence birinciyi de ikinci ayakkabıyı da alırken ne verdiğine dikkat etmektir.

    istanbul’da ili göz oda 300 binden başlıyor mevcut minimalist görüşlere uygun bir dünyada değiliz. çünkü barınacak yer istemek de oldukça minimalist bir olay. bunun için ömür boyu çalışmak ya da maaşın büyük kısmını kiraya vermek saçma sapan bir olay olduğu için herkes koyveriyor haklı olarak. sonra tıfıllar gelip iphone a ne gerek var al alcatel kullan falan diyor.

    kısacası bana göre minimalizm alınan şeye karşılık ne verdiğini bilmektir. dünyadaki her şeyi arzu edebilir gücün yetiyorsa her şeyi alabilirsin. senin alışveriş sıralaman seni batırmadığı ya da hasta etmediği sürece sorun yok.
    abi