• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
motosiklet günlükleri - ernesto che guevara
bizim gibi kâşifler burjuvalara otel parası ödemektense ölmeyi tercih ederler."
bu kitap, che'nin 23 yaşında alberto granado'yla birlikte bir motosikletle çıktığı ilk güney amerika yolculuğunda tuttuğu günlüklerden oluşmaktadır. che'nin derdi amerika'yı keşfetmekti bir bakıma. nitekim içindeki çağrıya uymamazlık edemeyip, üniversite eğitimini, ailesini, hatta ilk aşkı chicniya'yı geride bırakarak yollara vurmuştu kendini.
çeşitli ülkeleri dolaştıkça ve özellikle cüzamlıların bulunduğu hastaneleri ziyaret ettikçe, gözlerinin önündeki tablo netleşmeye başlamıştı: hem tüm insanlığı ikiye ayıran muazzam bölünme gerçekleştiğinde halkın yanında saf tutmaya karar veriyor, hem de tüm amerika kıtasını yankiler dışında bir melez ırka ait sayıyordu. kadehini birleşik amerika için kaldıran bir amerikalı!
'lanetli' insanlar tüm burjuvalardan çok daha yakındı bu sergüzeşte. cüzamlıların ceh'yi ve alberto'yu sevmelerinin nedeni, bu iki kafadarın onlarla çekinmeden sohbet etmeleri, dertlerini dinlemeleri ve futbol oynamalarıydı mesela. biz de bu arada che'nin albert camus'yle ortak bir noktasını da keşfediyordu: ikisi de kaleciydi.
dolayısıyla bu kitap, sonu bir gerilla mücadelesine varan ve küba devrimi'ne giden bir serüvencinin ağzından anlatılmış bir yol hikâyesidir aynı zamanda…

idefix.com 'dan alıntı..


  1. filmi de vardır bunun.

    ha niye böyle bir giriş yaptım diyecek olursanız, çoğu kişi kitabını bilmez de ondan. ki yeni baskısı da pek öyle kolay bulunmuyor sanırım. ben de tee ortaokulda filan okumuştum.

    ve, bayılmıştım. özgür ruh vs. gibi deli saçması klişelere hiç girmeyeceğim ama cidden enfes bir kitaptı. özellikle motosiklet bozulup da hayvanlarla dolu bir ormanda mahsur kaldıklarında ağaç tepesinde uyumalarına filan ölmüştüm.

    bugün bir delilik yapıp filmini de izledim. keşke izlemeseydim. tüm emeklere, garcia bernal'e, dağa taşa filan teşekkürler ama ben almayayım; zira böyle deli dolu, ceviz kabuğuna dünyaların doldurulduğu bir kitabın beyaz perdede yansıması bu kadar yavan, bu denli vasat olmamalıydı. neyse, genel olarak filmlerden nefret eden bir hıyar olduğumdan bana öyle gelmiş olabilir. siz hiç bana bakmayın.