1. aklı başında insanın yaşıyor olması gerektiği durum.

    "sayısız başka insanların acılarının ortasında yaşanan mutlu ve geçici bir yaşam , olsa olsa düşünde kral olduğunu gören dilencinin düşüdür." demiş schopenhauer, bir açıdan hak veriyor bir açıdan kızıyorum ama...
  2. mutluluk başlığına içmeyi unutulan kahveyi daha soğumadan tekrar görüp içmeyle ilgili yorum yazdıktan yaklaşık 1 dakika sonra yarım fincan kahveyi halıya dökmektir.
  3. çok düşünmek ile doğru orantılıdır.

    büyük ihtimal bu dertten muzdarip olanlar şu girdiyi okurken derin bir iç çekecek.
  4. en iyi umut sarıkaya tanımlar.
    sezgi
  5. "mutsuzlukla sevinebiliriz göğe bakalım. "

    "mutsuz olalım. ben seninle mutsuzluğa da varım behzat."
  6. ömür boyu peşimi bırakmayacak sanırım lanet şey.
    peki sorun bende mi ki tek ben yaşıyorum bunu?
    hayır elbette birçok kişi de yaşıyor o yüzden sorun bende değil ama maslowun piramidindeki yerim ne kadar değişirse değişsin hep mutsuz olacağım eninde sonunda.
    mesela bazen ilk aşamaya kadar düşerim.
    bu sefer para, barınma cart curt düşünürüm.
    azıcık götüm rahata erdi mi huzur, sakinlik, ilişkiler vs.
    varsayayım ki durumum falan her şeyim iyi olsun.
    o gece senin bu gece benim eğleneyim bu sefer de memleket meseleleri, dünyadaki adaletsizlik, gelecek hakkında olumsuz düşünceler.
    sanırım farkında olan bireylerin içinden kaçamayacağı mutlak durak mutsuzluk.
    çünkü mutluluğun bile sonu vardır ki burda başlar mutsuzluk.
    ancak ölerek kurtulacağız sanırım bu dertten.
    işin garibi ise sanki dünya mutlu olmak için fazla kötü değilmiş gibi arada bir eğlenmeye çalışmalarımızı bazılarının engellemeye çalışması.
    sanki dünya hep mutlu da biz cıvıyoruz. iki gülmemiz var ona da karışmayın artık.
    neyse şu an bunu yazarken bile mutsuzlaştım mk.
    ki ismimle tezat, neyse..
  7. uyuşturuyor mutsuzluk...
  8. yok
  9. "şimdi şu öndekilere iyice bir bak.. endişeleri var; milleri sayıyorlar, bu gece nerede uyuyacaklarını, benzine ne kadar para gideceğini, havanın nasıl olacağını, oraya nasıl varacaklarını düşünüyorlar... ve her halükarda bir şekilde varacaklar oraya, görüyorsun ya. ama endişelenmeleri gerekiyor; kurulu, yerleşmiş ve kanıtlanmış bir endişeye tutunmadıkça ruhları huzur bulamaz; bulduktan sonra da bu hallerine uyacak yüz ifadeleri takınırlar ki, bu ifade de anlıyorsun ya mutsuzluktur: bu, endişenin hatta haysiyetin bile sahte, gerçekten sahte bir ifadesidir ve onca zaman boyunca bu gerçeğin de onların yanından uçup gittiğini bilirler ve bu da onları sonsuza dek endişelendirir." yolda-jack kerouac
  10. ''insanoğlu hayata mutlu olmak için gelmemiştir.” demiş üstat dosto.