1. bunun bir de ağlamak için müzik dinlemek şeklinde, çıkış noktası tersten vuku bulanı var. biraz fena bir durum. ağlayabilmek için müziği bir nevi araç olarak kullanmak insana tuhaf hissettirebiliyor. ama neticede ikisi de müzik eşliğinde gerçekleşen ağlama seansları.

    müzikle beraber ağlama eğilimi aslında müzikten değil, o müziğin üzerine işlemiş olduğunuz hafıza parçalarından güç alıyor çoğunlukla. üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, belirli şarkılar, onları ilk kez yahut yoğunluklu olarak dinlediğiniz zamanlarda baskın olan his her neyse, o hissi hafızanızdan yeniden taşırıyor ve önünüze döküyor; sırf bu hissi değil, sizde bu hissi doğuran hatıralarınızı da. ucu yalnızlığa, acıya, hüzne yahut çaresizliğe çıkan hatıralarsa, bu şarkılarla beraber ağlama isteğinin tetiklenmesi gayet doğal.

    şahsen benim için, şarkı süresince göğsüme tuhaf bir ağrı saplayan, ama şarkı sonunda çok daha fazla rahatlatan bir eylem. karanlığı, bir kadeh şarabı, ya da -varsa eğer- hatıralara ait objeleri katalizör olarak kullanabilir, müziğin ağlama isteminiz üzerindeki etkisini güçlendirebilirsiniz. bu türlüsünün biraz mazoşist bir tarafı olmakla beraber, trajedisi daha hakiki geliyor insana. geçmişinizle yüzleşmek ve affedemediğiniz parçalarıyla barışmak, can acıtıcı hadiselere karşı bağışıklık kazanmak ve kendi kendinizle yakınlaşmak için epey kaliteli ortam sunuyor bu trajedi de.