nar




  1. en sevdigim mevyedir efem. eksisini - ki deli eski olur bizim orda yabani yetisenleri - ayri, tatlisini ayri severim. ama sanirim en cok o zarlarin, o yesil etten duvarlarin arasindan o hetifleri o taneleri tek tek bulup cikarmayi, o dopdolu koskoca yuvarlagi tertemiz bitirmeyi, zor bir isi daha basariyla tamamlamis olmanin hakli gururunu severim.
  2. nazım hikmetin soyadı olan ''ran'' ile ilişkisi olan meyve. (kesin olmamakla birlikte) elbet bunun da bir hikayesi var. hemen anlatayım;

    o dönemler kırmızı rengine karşı inanılmaz bir şekilde baskı var. daha doğrusu komünistlere gıcık olan devlet, sırf kızıl devrim, kızıl ordu gibi deyimlerden dolayı kırmızıya korkunç nefret duyuyor. hatta kırmızı ayakkabı giyen kadınları göz altına aldıkları dönem bile olmuş, o dönemlerde kırmızı renkte hiç bir dergi veya kitap çıkmaz imiş.

    nazım hikmet ise zeki ve biraz inat biridir. soyadının kızıl renkte olacak bir şeyin olması gerektiğini düşünür. bu kızıl renkte nesne bir meyvedir. bildiğimiz nar tersinden okunduğunda ''ran'' oluyor. bu bir tür kurnazlık numarası ama sonuçta istediğini yaptırmış.
  3. aşurenin olmazsa olmazı bence.. o tatlı havayı mayhoş bir eda ile alıp götürüyor.. hele o kırmızı kristal görüntüsü..