1. weimar cumhuriyeti 'nin yıkılmasıyla birlikte 1933'tan 1945'e kadar bugünkü almanya topraklarında var olmuş faşist bir dikatörlük olan devlet, hitler almanyası ya da üçüncü imparatorluk (bkz: third reich) .

    ortaya çıkış nedenleri çeşitlidir. versailles anlaşması'nın ağır hükümleri, weimar cumhuriyeti'nin zayıf anayasası, ekonomik darboğaz, birinci dünya savaşının ezikliğinden kurtulmak gibi sebepler sıralanabilir.

    nazi almanyası teknik olarak anayasa ve yasalara uygun şekilde ortaya çıkmıştır aslında. devlet başkanı hindenburg, hitler'i yasaya uygun olarak atamıştır. hitler, 1933'te yasama yetkilerini yürütme organına aktaran (bkz: ermächtigungsgesetz) yasayı parlemanto çoğunluğuyla almıştır. hatta hitler seçimleri normal şekilde kazanmıştır. ancak hitler'in yahudilere, sosyal demokratlara, komunistlere karşı başlattığı sindirme harekatı sırasında herkesin eli kolu bağlı kalmış, daha sonra nazi'ler tüm gücü führer'lerinin ellerinde toplamıştır. çeklere saldırmalarıyla başlattıkları savaş, avrupa'da yahudi kıyımına dönüşmüş, rusya'ya, afrika'ya ve asya'ya dek ulaşmıştır. bu ikinci savaşta milyonlarca insan ölmüş, öldürülmüş, yakılmış, vurulmuştur.
  2. deja vu nedir ve nasıl olur diye merak eden arkadaşların şu kısmı dikkatle okuması tavsiye edilir.

    "ancak hitler'in yahudilere, sosyal demokratlara, komunistlere karşı başlattığı sindirme harekatı sırasında herkesin eli kolu bağlı kalmış, daha sonra nazi'ler tüm gücü führer'lerinin ellerinde toplamıştır."
  3. 1919 yılındaki paris konferansı zamanında versay antlaşması için "bu barış antlaşması değil, bu olsa olsa 20 yıllık ateşkestir" diyen zat-ı muhterem meseleyi özetlemiştir. nazi almanyası mukadderattan başka bir şey değildir. birinci dünya savaşı'nı topraklarına hiç alman askeri girmemesine rağmen kaybeden alman halkının psikolojisi, ağır koşullar içeren sözde barış antlaşması, iktisadi buhranlar ve sürekli değişen hükümetler..bütün koşullar nasyonel sosyalist alman işçi partisinin iktidara gelişine el birliğiyle hizmet etmiştir.
  4. naziler, film sanatını istedikleri doğrultuda kullanılabileceğini çok çabuk kavradılar. maskelerini takarak, politik olmayan eğlenceli filmler ve sözde tarihi olaylara dayanan filmler yaptırmaya başladılar. 1935’de hans steinhof, “yaşlı ve genç kral” filmini çekti. bu film aslında ufa(*:universum film ag)’nın daha 1922’de yaptığı “fridericus rex” filminin kopyasıydı. pek çok komedi filmi ve operet çekimleri, nazilerin “eğlendirerek kuvvet toplama” görüşlerinin sinema uzantısı oldu. bu filmlere imza atan yönetmenler, sinema sanatına hiçbir katkılarının olmadığını biliyorlar, rejimin propagandasına dolaylı yoldan hizmet ediyorlardı. bütün bu nazizm yıllarda sadece bir tek kişi, belgesel film çekimleriyle, o da rejimin adamı olmakla birlikte almanya’nın gelecek kuşaklara adından söz ettirebileceği bir sinemacı olarak sivriliyordu.

    leni riefenstahl, önce “dağ” filmlerinde oyuncu olarak başladığı sinema kariyerinde, 25 yaşında kendi filmini çekiyordu. hitler’le tanışıp onun özel övgüsünü alan riefenstahl, rejimin propaganda filmlerini çekmeye başladı. “sieg des glaubens”(inancın zaferi), 1933
    parti kongresini, “triumph des willens”(azmin zaferi) filmi de 1935 parti kongresini konu alıyordu. çektiği filmler, parti emriyle çekilmiş de olsa, sinema sanatı işin içine giriyor ve yetenekli bir yönetmeni haber veriyordu.  

    1936 olimpiyatları için çektiği “fest der völker”(halkların bayramı) ve “fest der
    schönheit” (güzelliğin bayramı), bir sinema filmi tadındadır.  

    alman sinemasının o yıllarını değerlendirenler, riefenstahl’ı, nazi döneminin yönetmeni olarak yargılamışlardır.

    avrupa sinemaları - meb yayınları
    2011/ankara