1. sebebi sahip oldugumuz ve "eski romantizmi" ya da "eski duygusallığı " olarak özetlenebilir. insanlara genelde eski daha güzel gelir; bizim insanımızda bu daha da belirgindir. eskilerin güzel yanlarını hatırlamaya daha çok meyilli olduğumuz için özellikle iyi hissetmediğimiz bir anımızda da olursak bu durum daha da kendini belli eder.

    kendimden örnek vereyim. hayatımın belirli bir dönemini hep en güzel dönemim olarak belirtirim. halbuki birkaç şey hariç şu an çok daha iyi bir hayatım var. tamam o noktalar da çok çok önemli benim için ancak teraziye koyduğumuzda şu anki hayatımın çok daha ağır basması gerekir. maddi olarak rahatım, hedeflerim olarak, özgürlük olarak çok daha iyi bir noktadayım ancak hala o vakitleri büyülü gibi yad ederim.
    sonuç olarak genelde güzel olan eskiler değil, farklı olan bakış açımız.
  2. bir çok sebep sayabiliriz bence, en azından kendi adıma öyle diyebilirim.

    1-çocukken hayal gücünüzün bir sınırı yoktur, şimdiki zamanlarda ise ne yazıkki belirli sınırlarınız istemesenizde vardır.

    2-gene gençlik-ergenlik dönemlerinizde zaman kavramı sizin için çok önemli değildir, şimdi ise zamana karşı yarışmaya çalıştığınızın farkına varmışınzdır.

    3- eskiden sizi mutlu eden ne varsa, şimdi pek bulunmamaktadır ya da değişime uğramıştır.

    4-eskiden insanlardan size kötülük gelmeyeceğine inanıp onlara güvenirdiniz, büyüdükçe insanlara olan güveniniz azalır.

    bunun yanında ülke ve dünyadaki değişimleri de göz önünde bulundurmak gerektirir sanırım, biz insanların hangi kökenli olduğunu sormazdık, bilmezdik eskiden. şimdi bakıyorum sen şöylesin böylesin diye herkes birbirini ötekileştiriyor.

    son bir konuda iş hayatıyla ilgili birşeyler söyleyip keseceğim,

    dünyada 'para' denilen olgunun en önemli unsur olduğunu varsayarsak ve insanlar üzerindeki kötü etkileride gözle görülür bir şekilde arttığını varsayarsak;

    (bkz: kapitalizm)

    ve susarım.
  3. eskiler kalite kokar, en yoğun duygular eskilerdedir
    zmawe
  4. eskiler bugüne gelebilmek için zaman ile mücadele etmiştir. bu mücadeleden sağ çıkanların güzel olma oranın yüksek olması beklenir haliyle.
    eskilerden kasıt çocukluksa horney'e referans yapmak isterim.
    "“the paradise of childhood is most often an illusion with which adults like to deceive themselves.” for children “this paradise is inhabited by too many dangerous monsters,” karen horney.
  5. filtrelenmiş olduğu içindir.

    şöyle ki, bugün bir şekilde karşımıza çıkan eskiler dönemin kaliteli şeyleridir. gelecek nesillere aktarılacak kaliteye sahip olmayanlar yani filtreden geçemeyenler unutulmuştur, bahsi açılmaya layık görülmemiştir, çocuklara anlatılmamıştır, nostalji programlarında yer verilmemiştir vs.

    bugünler de ilerde filtrelenecek, kaliteli olanlar gelecekte bir ortamda karşımıza çıktığında "aslında güzelmiş lan 2010lar" diyeceğiz her ne kadar günümüzü pek sevmesek de.
  6. 2004 ler ne güzelmiş ismail yklar cankanlar hadiseler petek dinçözler tarkanın top halleri tarık mengüçler rober hatemolar tam türk popunun zirve yaptığı zamanlardı say say bitmez.
  7. aslında güzel olan eskiler değil; çeşidin az olması hasebiyle yapılan seçimlerin sınırlı ve seçilenin uzun ömürlü olması, az olana bağlılık, nicelikten çok nitelik arayışı.

    "eskiden" dediğimiz aslında dündür. dün de bugünden daha az bildiğimiz, daha az görebildiğimiz, daha az yaşadığımız gündür. insan yaşadıkça ve öğrendikçe doyum noktası artıyor. çeşit arttıkça ve nitelik kayboldukça düne özlem başlıyor; çünkü dün seçimler sınırlı ve fakat nitelikliydi.

    düne özlem aslında bugünün yozlaşması anlamına da gelebilir. "yarın" da "bugün" değere binecektir. bunu, "cahillik mutluluktur" mottosuna bağlayabiliriz. bugün dünden daha fazla bilgiliyiz. yarın daha da fazla olacağız. bir süre sonra bu bilgilerin bizi mutlu etmediğini anladığımızda düne özlem duyar olabiliriz. bu, sonu olmayan bir sarmal gibidir.

    en güzeli çingeneler gibi olmaktır; "bugünü hakkıyla yaşamak"
  8. çünkü eskiler saflar.içlerine kötülük bulaşmamış. ne yapılmak istenmişse , konu ne ise , sadece o alan üzerine yoğunlaşıp , yapılan işin sadece çok iyi olması amaçlanmış. başka hiçbir amaç gütmeden yapılmış yapılmak istenen. şimdi böyle mi ?

    bi albüm çıkarmaya çalışsan dünya para...(!)
  9. tek cümle:
    geçmişin elemi gider, lezzeti kalır.
    lisedeki edebiyat hocamın bir fizik kuralı gibi inandığı bir durum. bence o kadar kesin olmasa da görüyorum ki %90lara varan oranda doğruluk payı mevcut.