1. 28-inç 4500 x 3000 pixelsense lcd, 10-parmak dokunmatik ekranın, 6. nesil intel i7 (skylake) işlemcin, nvidia geforce gtx 980m ekran kartın, 2tb hibrit hafızan ama en önemlisi surface dial aparatın olduğu için.
  2. çünkü egon sen değilsin. bu bir kandırmaca dostum. bir hayal, bir serap, bir düş, bir aldanış, bir kandırmaca değilim ben. hala seni kandırıyor ama görmüyorsun, sana kendisi olduğuna inandırmaya çalışıyor. inanma. amacı bu zaten. sana ihtiyacım yok diyen de aynı ego, fark et diye yazdım, tabi ki sana ihtiyacım var, bu yüzden ayırdım seni kendimden, kendimi bilmenin yolu sadece egomdan değil, senden geçtiği için.
    sana nasıl ihtiyacım vardı bir bilsen, fırtınalarım, gel gitlerim, zihnimi işgal edişlerin. gelmedin. olsun. gelememişsindir belki. belki de öldün. olsun. ben yine de bekleyeceğim. sen gel diyorsun ya asi, sıkıntı şu, bu benim değil, senin sınavın.
  3. kara delikler de dahil olmak üzere her şey o noktadan çıkmıştı. o. evrenin, yıldızların, ayın ve dünyanın ilk hali. herşey olmadan önce o nokta, o eylemsiz nokta vardı. bir şey vardı. o da noktaydı. zaman ise eylemsizlikten dolayı yoktu. başı ve sonu olmayan, sınırını bilmeyen o noktanın patlamasını dinleyen başka bir kulak olsaydı eğer, bu patlamanın evrenin bugüne değin işitilmiş en korkunç, en gürültülü sesi olduğunu duyacaktı. başkası yoktu. kulak da. nokta vardı. işte senden ilk o zaman, patlamayla ayrıldım güzel kelimem.

    hatırla. söz verdik birlikte döneceğimize. yaklaşması yasak olan, parıl parıl parlayan bu ağaçlara oturacak, meyve verecek ve meyvedeki tohumlarla üreyecektik. yaşayacak, çoğalacak ve ölecektik.
    hayır. elbette ağaçlarımız zaman denilen kurdun bizi kemirmesi ile yok olacaktı. baki olan ağaçlar değildi. baki olan bizdik. bulmak zorunda olduğumuz kimliğimizi haykırdığımızda kanatlı atlarımız gelir, bizi sonsuza ve kara deliklere daha da yaklaştırırdı. o kara deliklerden geçip de dönen olmadı. o yüzden sana tekilliği anlatamam. ama çoklukla. çoklukla.

    çekirgeler gibiydik güzel kelimem. bu koca galakside gezegenden gezegene geçen ışıl ışıl kanatlı atlara binmiş ışıktan çekirgeler. ölmek. ölmek için nefes aldık belki. böylelikle sonsuzluğu anlamlandırabilecektik. üremek. çoğalmak için nefes aldık. böylece belki de tekilliği anlamlandırabilecektik.
    hayırrrr, anlamıyorsun. yazgımız tek kişilik değil.
    hayırrrrrr. dönüşün bu kanatlarla olmaz. bu cehennemde, ki cehennem çoklukta kaybolmak ve sana yardım edecek birini bulamamakla adını hakeder, tek kurtulmak yazgına ters. mümkün değil. çünkü ayrıldığın için ve ayıranı kullandığın için bir bakıma anetlisin. affedilenler bir cehennemden, karadeliğe kendilerini daha da yaklaştıracak başka bir cehenneme geçiş yapabilirler. cennet mi? kendi cennetinden mi bahsediyoruz yoksa bizim cennetimizden mi? bizim cennetimizde ne sen varsın güzel kelimem ne de ben. neden sana ihtiyacım var, şimdi anladın mı?
  4. çünkü sen olmazsan ben olmam.
  5. mavi kelimeleri ver bana.
    bak güneş doğuyor, ateş ısıtıyor.
    yoldan geçen beyaz kedi durup yüzüne bakıyor.
    gördüğüm sen, şahidim sen, varlığım sen.
    bakmayınca kayboluyorum gözlerinden.
    bir mısra yaşamlarımız benimki kırmızı.
    bir mısra gördüm seninki mavi.
    ne kadar farklı olsalar da aslında aynı.
  6. neden arıyor insan?
    neyi arıyor insan? kendini? başkası mı var dost?
    yoksa eşeğin zikini mi? kendisi eşeğin zikiyse pek tabi ki hem kendini hem de eşeğin zikini arar durur.
    ya temizlikçi hasibe abla da sensen? ona hakettiği parayı ver cimri. çünkü farklılık da bir sanrıdır. sanrılara ise ancak deliler dalar.
    sanrılar.
    zaman, madde, eşek, hasibe abla, sen ve ben. hepsi bir sanrı. bu sanrıda aradığımız şey kendimiz.
    neden sana ihtiyacım var anladın mı?
  7. yine de sen, ben değilsin.
    yoksa sende mi bensin?
    birleştirmek, seni ve beni. bir etmek.
    ben, beni kabul ediyorum. sen de beni kabul et.
    hayır neden muhtaç olayım sana?
    ekmek gibi, hava gibi, yer ile gök gibi.
    yer olmazsa gök de olamaz.
    sarıl, sarılll, kendine...
  8. yok
    parov
  9. yaklaş hadi gel, benim olan.
    yaklaşmayı anlamak için sana ihtiyacım var.