• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.55)
network - sidney lumet
tecrübeli sunucu howard beale işten atılınca, canlı yayın sırasında şiddetli bir sinir krizi geçirir. fakat yerlerde sürünen ratingleri onun bu sinirli atıp tutmalarından sonra tavan yapar ve haber kanalı onu anında tekrar işe alır ve 'haber dalgasının çılgın peygamberi' terimini yaratır. fakat 'peygamberin' ratingleri azalmaya başlayınca beale hakkında bir şey yapmanın zamanı gelir. tabii ki bunun kamera önünde, canlı ve stüdyo konuklarının önünde olması ilk tercihtir. (kaynak: sinemalar.com)


  1. Zamanının medya ve iletişim sektörünü yerden yere vuran, müthiş oyunculuklarıyla büyük ses getiren başyapıt. En iyi kadın oyuncu, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi senaryo dallarında 4 oscar ödülü almış, oyunculuk kategorisini domine etmeyi başarmıştır. Aynı sene En iyi Erkek Oyuncu kategorisinde Robert De Niro'nun Taxi Driver filmiyle ödülü alamaması çoğu kişiye göre Akademi başarısızlıklarından birisi olarak gösterilir ve William Holden'in Vefatına denk geldiği için bu ödülün onu onurlandırmak adına verildiği falan söylenir fakat ben network filmindeki performasın her zaman daha etkileyici olduğunu düşünmüşümdür.

    film için zamanının medya ve iletişim sektörüne bir eleştiri diyoruz ama aradan tam 40 yıl geçmesine rağmen televizyon denilen nanenin ardındaki yozlaşmış yöneticilerin ve bunların toplum üzerindeki olumsuz etkilerinin hiç değişmediğini görmek ciddi anlamda huzursuz edici. Her bir sahnesi ders niteliğinde işlenebilecek, sinema tarihinin en iyi filmlerinden birisi.

    !---- spoiler ----!

    https://www.youtube.com/watch?v=Awv8dySZaHE

    “Size işlerin kötü olduğunu söylememe gerek yok. Bunu herkes biliyor. Bu bir bunalım. Herkes işsiz ya da işini kaybetmekten korkuyor. 1 Dolar para bile değil. Bankalar çöküşte. Dükkan sahipleri tezgah altında silah saklıyor. Serseriler sokaklarda dehşet saçıyor ve kimse ne yapacağını ve nasıl sonlandıracağını bilmiyor. Biliyoruz ki soluduğumuz hava, yediğimiz yemekler sağlığımızı bozuyor. Oturmuş televizyon seyrederken, "bugün on beş cinayetin ve altmış üç suçun işlendiği” söyleniyor. Ve bunu artık o kadar sıradanlaştırdılar ki. Evet işler kötüye gidiyor. Hatta kötüden de beter. Herkes delirmeye başladı. O kadar delirttiler ki artık evden çıkmaya bile cesaret edemiyoruz. Evimizde oturuyoruz ve giderek daha da küçülen dünyamızda tek söylediğimiz şey “Lütfen bizi rahat bırakın! En azından kendi salonumuzda bize karışmayın! Televizyonum, tost makinem, ve otomobilimden(*) başka bir şey istemiyorum. Kimseye, hiçbir şey söylemem! Sadece bizi rahat bırakın.” Yoo! ben sizi rahat bırakmayacağım! Sinirlenmenizi istiyorum. Protesto etmenizi, isyan etmenizi, meclis üyelerine yazmanızı istemiyorum, çünkü size ne yazmanızı söyleyeceğimi bilmiyorum. Çöküş ile, enflasyon ile, ruslar ve sokakta işlenen suçlar hakkında ne yapacağımı bilmiyorum! Tüm bildiğim ilk önce sinirlenmek zorundasınız! Demelisiniz ki: “Ben bir insanım lanet herifler! Ve hayatım değerli!" O yüzden şimdi ayağı kalmanızı istiyorum. Hepinizin oturduğu yerden ayağa kalkmasını istiyorum.Şimdi ayağa kalkın, pencereye gidin, kafanızı dışarı çıkarın ve "Deliler gibi öfkeliyim ve buna daha fazla katlanmayacağım!” diye bağırın istiyorum. Daha sonra bu bunalım, enflasyon ve petrol krizi hakkında neler yapacağınıza bakarız. Ama önce oturduğunuz yerden kalkın, pencerenize gidin, kafanızı dışarı çıkarın ve “Deliler gibi öfkeliyim ve buna daha fazla katlanmayacağım!” diye bağırın!“

    Not: *Burada "Steel-Belted Radials” deniliyor. Ben otomobil olarak çevirdim çünkü o dönemde bu “çelik kuşaklı otomobil lastikleri” yeni çıkmış ve adeta bir furyaya dönüşmüş.

    !---- spoiler ----!
  2. çarpıcı birkaç fikri bir araya getirebilmiş bir film olmuş. herkesin eşit hisse sahibi olduğu global monopol, fikirlerden para kazanırken onları tüketmek ilişkisi. tanımlama biçimleri de fevkalade, öfkenin kar amaçlı kullanımı, ekonomi güçleri-doğa kuvvetleri ilişkisi. 1973 yılının nesil eleştirisini de nitelikli bir biçimde yapmış, sonucunu görünce filmin zamanının ötesinde olduğu da netleşiyor. derin bir senaryo.

    ama çekim tekniği, senaryo işlenişi tabi ki klasik dönem hollywood üslubu ve gözü boğuyor.
  3. cok cok iyi bir film degil belki ama en sevdigim filmler listesinde ilk 10'a giren bir film. konusuna cok takilmiyorum, karakter olusumlarinin hastasiyim. bir zamanlarin unlu spikeri howard'in hayata tutunamamisligi, veteran yapimci max'in orta yas bunalimi, diana'nin akillara durgunluk veren hirsi... bunun yaninda max ve diana karakterlerinde sekil bulan eskiyle yeninin mucadelesi cok guzel resmedilmis - hayata ne kadar farkli pencerelerden baktiklarini ve kafalarinin ne kadar farkli parametreler uzerinden calistigini izlemek de cok carpici.
  4. "televizyon ne derse, onu yapıyorsunuz!
    televizyondaki gibi giyiniyor, televizyondaki gibi yiyor, çocuklarınızı televizyondaki gibi büyütüyor ve hatta televizyondaki gibi düşünüyorsunuz.
    bu tam bir delilik! tanrı şahidim.
    gerçek olan sizlersiniz!
    bizler sadece hayaliz." denilen anların olduğu kült film.
    rigel