• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
noviembre - achero manas
bir grup aktör, insanların birbirleri için karşılıksız hiçbir şey yapmadıkları, aşırı bireyci doksanların son dönemini hatırlar. oyunculuk okulunda hayal kırıklığına uğrayan ve hocasının basmakalıp deslerinden bıkıp sokaklara yönelen alfredo baeza'nın öyküsü anlatılmaya başlanır. alfredo, sanatın dünyayı değiştirebileceğine ya da, belki daha doğrusu, dünyanın vaziyetini değiştirirebileceğine hala inanmaktadır. özgür düşünceli arkadaşlarıyla biraraya gelip "kasım" adını verdikleri tiyatro grubunu oluşturur; para kabul etmeyeceklerine dair temel bir prensibe dayanan kendi manifestolarını yaratırlar. metro, caddeler ve herhangi bir kamu alanı sanatsal yaratıcılık mekanına dönüştükçe eğlence başlar. oyuncular yoldan geçenlerle karşılıklı ileşitim kurarlar: oyun oynar, şarkı söyler, çılgın kostümler giyip danseder, kendilerini ifade etmek için pek çok farklı yöntem denerler.


  1. dayatılan çizgiden çıkıp farklı olanı, özgün olanı ve hiç denenmemiş olanı yaparak tiyatroda devrim yapan, sanat sanat için midir yoksa sanat toplum için midir tartışmasından öte sanatın yaşaması için emek veren gençlerin filmi. ve bunları yaparken kimseden para almıyorlar, tek istedikleri özgürlük.
    insan filmi izlerken ister istemez kendine soruyor, peki ben neyi değiştirebilirim? dünyayı güzelleştirmek adına ne yapıyorum, neye emek veriyorum? pasif bir şekilde ne zamana kadar seyirci kalacağım? tabii bu sorular insanı yepyeni hayallere sokuyor ama biliyorum filmin üzerimdeki etkisi çabuk kalkacak, düşüncelerim çok yaşamayacak ve sabah erken kalkıp stajıma gideceğim.

    ''Çok şerefli Kültür Bakanlığı'nca karşılanan konserimizdeki ufak kesinti için herkesten özür dileriz. İzin verirseniz, sizlere küçük bir hikâyem var. Geçen gün bu sahneyi ele geçirip, sesimizi duyurmaya karar verdik! O yüzden Bunu yaptık, çünkü bıktırdılar bizi. Evet! Yorulduk! Tükendik! Ümidimizi yitirdik! Çünkü, günümüzde tiyatro ve sanat gerçekten kokuşmuş bir halde! Doğru! Leş kokan genel kurul odaları,devlet memurları, ticaret, reklamcılık, tekdüzelik, rahatına düşkünlük, boş zaman, can sıkıntısı, bürokrasi ve yalan-dolan! Bir tek sanat yok! Zavallı sanatım! Sanat artık yok! Artık sadece, sanat ticareti, sanat borsası ya da sanatı teşvik ticareti olacak! Bir başka banka hesabı daha, sayıları toplama sanatı.Ama biz buna alet olmayacağız! Çünkü bizler Özgürüz! Bizler, sanatın kalpleri değiştirebileceğine inanıyoruz Ve onlara güç verebileceğine. Sanat, insanlara yaşadıklarını hissettirebilir. Sanat, erkek ve kadının ruhuna erişebilir.Sanat, topluma şuur getirir. Bizleri daha iyi birer birey yapar. Sanat, evrensel olabilir. Sınırsız,her türlü dinden ve ırktan bağımsız. Sanat, bir silah olabilir. Ama bir dekor asla! gerçek bir silah!''