1. müreffeh insan çok enerji tüketen insan önermesi tartışmaya açık. ortalama çinlinin ortalama abdli kadar gıda, su, doğal kaynak, enerji vs. tüketebilmesi için altı dünyaya ihtiyaç varmış mesela.
    mutlu
  2. nükleer lobisinin canla başla savunduğu enerji tipi. eğer kullanmazsanız şöyle olur deyip, parmak sallayıp, uzun uzun ad hominemle kafa bulandırıp, bir de üzerine üşürsünüz donarsınız deyip şantaj yapılarak savunulan enerji türü.

    nükleer enerji 20. yy'ın bütün araştırmaları sonucu ortaya çıkıp geliştirilmiş bir enerji türüdür. eskidir. r-i-s-k-l-i-d-i-r. bakın bir daha yazayım. risklidir. hem de öyle kuş değdi öldü, sırtımız kaşınıyor cinsinden değil. emmeli ölmeli falan. eskiye rağbet olsa bit pazarına rahmet yağarmış. fukushima ile nükleer devri fiilen bitmiştir.

    güneş enerjisi hakkında önceki yazılanların tümü yanlıştır. güneş enerjisi 21. yy'ın araştırma konusudur. almanya ve amerika bu enerjiyi halka indirmek için, 2000lerin başından beri oluk oluk para akıtmaktadır. yok güneş az, yok sabit değil vb. falan dersen eski mısırdaki tutankamon yanında güneş tanrısı (bkz: solinvictus) ile gelir mumya sargılarını çıkarıp seni döver.

    sadece Shell'in geçen sene hazırladığı rapor bile nükleeri unutup yeni teknoloji olan güneş enerjisine odaklanmamız gerektiğini gösteriyor. http://www.businessinsider.com/shell-says-solar-leads-world-by-2100-2013-10
    evet bu grafiğe dikkale bakalım sayın hakim bey ve nükleercilerin şantajına gelmeyelim.
  3. kapatılmış nükleer santraller işleyen nükleer santrallerden daha tehlikelidir. bu çalışan nükleer santrali tehlikesiz mi yapar ? ucuz enerji için bu risk alınmalı mıdır ? noktasında sonuca varamadığım konu.
    kuz
  4. canla başla ve dahi bol üç noktalı, yanlış hesapla savunulan enerji türü.

    ne dedim? ad hominemlerle kafa bulandırılır. adam oturmuş hesap çıkarmış, hepsi düz mantık ve de yanlış. Fiyat veriyoruz, borsada, ekonomi dergilerindeki fiyatları veriyoruz. kimsenin gizlisi saklısı yok adam çıkmış Xmilyar 2500 senelik bütçe falan gibi şizofrenik rakamlar buluyor. Çin ile Pakistan anlaşma yapıyor maliyeti 130 milyon dolar orta büyüklükte bir şehir için. linki bir daha vereyim: http://ecowatch.com/2015/09/09/worlds-largest-solar-farm/

    sonra gitmiş piyasanın en çok kullanılan Silikon ve türevleri yerine Galyumarsenit güneş pilini seçmiş ne hikmetse. Kadmiyum tellüride bile değil. Amaç kafa bulandırmak.

    Kendisi 3 boyutlu düşünmekten aciz, türkiyeyi çarşaf gibi 2 boyutlu düşünüyor. Sanki bunlar üst üstü koyulamazmış gibi. Sanki güneş ışınları her yerde var olan değil sadece sabit bir açıyla dünyaya geliyormuş gibi. O gelen ışının önüne koydun koydun arkadaşım yoksa sana elektrik yok. Aristo falan duysa bunları utanırdı kendi düz mantıkçılığından.

    Son olarak solar collector sistemlerinden de haberi yok bu nükleercilerin.

    Tekrar ediyorum, eksik ve eski bilgilerle savunulmaya çalışılan enerji türü. biraz mantıklı rakamlarla ve bilgilerle tanışmak isterseniz buyrun: https://www.ise.fraunhofer.de/en/publications/veroeffentlichungen-pdf-dateien-en/studien-und-konzeptpapiere/recent-facts-about-photovoltaics-in-germany.pdf

    bu da yetmezse amerikan NREL kurumunun raporlarını da paylaşayım.
  5. isin ehilleri tarafindan yapilmasi kosuluyla destekledigim enerji turu.

    burada buyuk bir sorun var. senin ulken ithal dogalgazdan elektrik uretiyor. bir enerji daha ne kadar israf edilebilir, bilmiyorum. sen dolar bazli olarak aldigin dogalgazdan elektrik uretiyorsun. boyle bir seyi aklim almiyor.

    desteklenmemesinin sebebi genelde hukumete olan guvensizlikten kaynaklaniyor. haksiz da sayilmaz insanlar bu konuda. ama kesinlikle nukleer enerji su an icin sart. ama duzgun isletilmek kosuluyla. turk kafasiyla bu enerjiden faydalanacaksak sikinti var, yok bati kafasiyla yapacaksak ya da yaptiracaksak olabilir.
  6. olmasi gerekendir. guvenlik onlemleri alindigi takdirde hic bir sorun cikmayacaktir. yok efendim neymis hayalet sehirler mutanlar vb. fukusima santralinin yer aldigi cografi konum ile diger santrallerin konumlari ayni mi? nukleer enerji en mantikli harekettir.

    duzelti: imla
    wolf
  7. söz konusu olan enerji kaba tabiriyle hunharca dır. ciddi bir şekilde bu dünyanın bir geleceği varsa ya nükleer enerjiden geçer ki hali hazırda sistematik olarak hem kuantum alanında hem de nükleer fizik anlamında çözümlenmiş ve gizemi kalmamıştır, ya da yenilenebilir enerji kaynaklarının verimi arttırılmış şekilde kullanılmasından geçer.

    fizyon, füzyon ve yarılanma şekilde olduğu belirtilmiş. yarılanma (bir maddenin kütlece yarılanma süresine dayalı bir sistem açıklayacağım) dışında fizyonu gerçekleştirebilmemize rağmen her hangi bir forma kanalize edemiyoruz. füzyon'u gerçekleştiremiyoruz. sadece elimizde yarılanma var ve 1980'lerde ki yöntemler dışında hiç bir ekstra'sı yok. prosedür kavramsal olarak basit, uygulama olarak da ama inanılmaz bir dikkat izliyor.

    çok basit düşünürseniz, bildiğimiz en yoğun, en güçlü kuvvetlerin dengesiyle oynuyoruz, elde edeceğimizin bir alt limiti bile yetiyor. yarılanma temelde prensip olarak çok basit çünkü periyodik tabloda bir maddenin ölçüm yapıldı hali bilindiği andan itibaren neler olacağı 1930'lar dan beri biliniyor. bir sonraki tepkimesinin ne olacağı, ne zaman olacağı üretilecek maddelerin türleri, özellikleri her şey. fakat, prosedür hem o kadar narin bir dengede ve sistemde işliyor ki her şey düzeninde gitmez ise, en güçlü kuvvetler ve enerjinin en yoğun formuyla oynamanın cezası da büyük olur. çok fiziğine girmek istemiyorum, uranyum-238, cadium-215 gibi teknik terimler yüzünden de soğuk bakıyoruz duruma, tüm bunların arasında aslında olacak her şeyi bildiğimizi pas geçiyoruz.

    nükleer enerji'ye kötü bir gözle bakmak gerçekten komik olur o yüzden bu tip fikirleri yeterince araştırmadan beyan etmek cahilce bir işten ibarettir. fransa'nın ne kadar nükleer santrali olduğuna bakın ya da avrupa'da genel anlamda ne kadar var. sorgulamaya buradan başlanabilir.

    bir tür geleceği red edişten bahsediyoruz. bunun asıl nedeni bizim zihniyetimizle alakalı. iş disiplinimiz yok, bu anlamda en iyi yetişmiş insanlarımızı nükleer fizik dersleriyle üniversitelere hapsediyoruz. zaten onlarda derslerinin duyulmasının hemen ardından yurt dışında bir nükleer santral'de tepkime gözlem ekibine alınıyorlar ya da ham madde geliştirme sistemlerine.

    ortada görünmeyen bir fil var. herkes orada olduğunu biliyor ve kimse ağzının ucuna getiremiyor. karşı değilim nükleer'e, tam tersine gerçekten olması gerekiyor ama şu an değil. biz de hiç değil, tüketime, hazıra, moderniteye, tembelliğe ve kolaya bu şekilde adapte olmuşken hiç değil. pratikliği, iş bilincini, saygıyı ve üretmenin anlamını kazanmadan. değil türkiye hiç bir arap toprağına uğramaması gereken bir enerji türü.
  8. Elektrik Mühendisleri Odası'nın yeni hazırlamış olduğu Nükleer Enerji Raporu-2 yayınlandı. Bir konu hakkında uzmanlarından bilgi almak her zaman için en doğru ve güvenilir yoldur. Konu ile ilgili bilgisi olmayan, fakat fikri olanları bu yayını okumaya davet ediyorum.
  9. tl;dr severler için, nükleer enerji, ülke elektriğini sağlamak için gerekli unsurlardandır. olmaması düşünülemez. güneş paneli, rüzgar, büyük yatırımlarla ancak bir kasabayı aydınlatır.
  10. son yıllarda nükleer enerji kullanılmalı mı kullanılmamalı sorunu insanları düşündürürken,atom enerjisinin ne olduğuna dair herkesin anlayabileceği bir açıklama gerekiyor.

    atom,maddenin en küçük yapı birimidir,ve neredeyse tamamı boşluktan oluşur. öyle ki,atom çekirdeği açısından ona en yakın yörüngede bulunan elektron ( atom çekirdeğinin etrafında dönen enerji parçacıkları ) arasındaki mesafe, eğer hidrojen çekirdeğini 10 cm yarıçaplı bir top olarak düşünürsek,1 kilometredir. gündelik yaşantımız ölçeklerinde anlayabilmek için hidrojen çekirdeğini, yani protonu, 1.7 metre çapında bir maketle göstermeye çalışırsak, etrafında dönen elektronu yüz kilometre uzakta bulacaktık.

    peki bundan nasıl enerji elde ederiz?
    bir köprü hayal edelim,temelleri olan,bildiğimiz kocaman bir köprü. bu köprüyü sallarsak,hafif bir dalgalanma oluşacak,ancak eşiği geçtiğimizde,yapı parçalarına ayrılacaktır. ve bildiğiniz üzere,bir yapı yıkıldığında,enerji açığa çıkarır. kabaca böyle tasvir edebiliriz.
    ayrıyeten,enerjinin korunumu kanunu adında bir fizik yasası bulunmakta. bunu da basitçe ifade etmek gerekirse evrende hiçbir şeyin yok olmadığını,sadece dönüşüm geçirdiğini doğrulayan bir yasa.

    fizik dilinde,bir atom çekirdeğinden serbestleşen bir nötronun, bir diğer atom çekirdeğine
    çarparak, o atomun da bozunmasına neden olan ve daha çok serbest nötronun açığa çıkmasını sağlayarak,zincirleme bir reaksiyonun oluşması ve sürdürülmesi atom enerjisinin temelidir.

    yani,atom çekirdeğine nötron adında bir tanecik başarı ile isabet ettirildiğinde,atom çekirdeği kararsızlaşır. tıpkı sallanan bir köprü gibi stabil olmayan hareketlere başlar. ve kendisi de nötron açığa çıkarır. bu nötronlar sürekli atom çekirdeklerine çarparak ortaya muazzam bir potansiyel açığa çıkarır. hadi yeniden enerjinin korunumu yasasını hatırlayalım. atom çekirdeği parçalandığında,ortaya çıkan taneciklerin toplamı,atom çekirdeğinin kütlesinden daha küçüktür. peki,geri kalan kütleye ne oldu? enerji. şimdi önünüzde çok büyük sayılarda atom çekirdeğinin kararsız olduğunu ve parçalanacağını düşünün. evet. sonuçları muazzam olacaktır. nükleer bombalarda bu prensip kullanılmıştır.

    kısaca atomdan enerji elde edilmesi olabilen en basit dil ile bu. peki nükleer enerji?
    ikinci dünya savaşından sonra nükleer enerji çok çalışılmış ve çok konuşulmuş bir konudur. biliminsanlarının nükleer enerji için sayısız örneği ve tezi varken,siyasetçiler olabilecek en ilkel nükleer enerji yolunu seçmiştir. basitçe kontrollü bir şekilde atom çekirdeğinden enerji açığa çıkarıp,o enerjiyi su kaynatmakta kullanma,açığa çıkan buhar gücünü dönüştürüp elektrik elde etme sistemi. bu sistem hala kullanımdadır.

    bu iyi bir şey mi? yoksa kötü mü? benim kişisel görüşüm gökyüzüne bakmamız yönünde. sınırsız bir enerji kaynağı istiyorsak,buna insanlık olarak gözümüzü ilk açtığımız andan beri sahibiz. hem de bedavaya. güneş enerjisi.

    umarım konu hakkında hiçbir fikri olmayan biri bu yazıyı gördüğünde en azından kafasında az biraz canlandırma yapabilir. yanlışım varsa lütfen düzeltmekten çekinmeyin.
    ek olarak (bkz: ikinci dünya savaşı) (bkz: robert oppenheimer)
    kg