1. türk sinemasında "gösterilenin muhteviyatı" bağlamı içerisinde an itibari ile yılmaz güney ile kıyaslanabilecek yegane yönetmen zeki demirkubuz dur.

    bakınız: http://youreads.net/yorum/73589

    nbc ye ilişkin bu kıyaslanamamazlık birbirlerinden daha iyi olduğundan, biri diğerine daha üstün olduğundan vs değildir. kulvarları farklıdır. o yüzden kıyaslanmaları gerçekçi değil duygusal olabilir.

    birincisi, seyyit han dan yol a yılmaz güney in çizdiği bir hat, bir güzergah, bir kulvar vardır.

    bu kulvarda insan denen mahluğun trajedisi son kertede, sınıf mücadelesi tarafından belirlenmektedir. sınıflı toplumun insanı düşürdüğü halin bu türden politik çözümlenmesi zeki demirkubuz un dilinde de vardır. çünkü beslendiği damar zeki ökten üzerinden doğrudan yılmaz güneydir.

    bu güzergaha en yakın ikinci bir türkiye kökenli yönetmen olarak belki fatih akın gösterilebilir. ama onu da sinema alemi türk ten çok alaman sayıyor. iran dan kendini bu güzergahta sayan bir kaç yönetmen var. meksikadan da bir adet var şimdilik

    ama nbc kesinlikle bu güzergahta film yapan, eserlerini bu minvalde üreten bir yönetmen değildir. yılmaz güney ile tek ortaklığı çok iyi bir yönetmen olması ve altın palmiye dir. o kadar.

    ikincisi, evet ikisi de insanı anlatır. insanın oluşumu, dönüşümü, değişimi, muhtelif halleri. ama nbc de bu haller nedensizdir. ereksiz ve hedefsizdir. sebebsizdir. insan hayatın esiridir. ama hayata kimin yön verdiği belirsizdir. belirli olsa bile bunun dünyevi mi olduğu uhrevi mi olduğu anlamsızdır.

    yılmaz güney de tüm bu hallerin bir nedeni vardır. bu neden insanın içinde yaşadığı toplumsal koşullardır. bu koşullar, özünde mülkiyet ilişkilerinde yatan sınıfsal uzlaşmazlığa ve çatışmalara işaret eder. yılmaz güneyin gösterdiği şey, olan biten mücadelenin diyalektik çözümlenmesinde ve bu çözümlemenin maddeci anlam ile sonuçlandırılmasında yatar.

    nbc de gökten zembille inmiş bir hayatın cenderisine hapsolmuş bir insanın trajedisi var iken yılmaz güney de, kendi eli ile yarattığı hayatın bizzat kölesi olmuş, kendi yarattığı hayat tarafından ruhu sikilmiş ve böylece özüne de iyice yabancılaşmış bir insanın trajedisi vardır.