• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.81)
ölü canlar - nikolay vasilyeviç gogol
"romanda 19. yüzyıl rusyası'nın bir toplumsal olayı, eşine az rastlanır bir yergi gücü ve usta betimlemelerle anlatılır: köleliğin kaldırılmasından önce toprak sahipleri çalıştırdıkları köylü sayısı kadar vergi ödemek zorunda oldukları gibi devletten para da alabilirlerdi. bundan yararlanmak isteyen roman kahramanı çiçikov ölü canları yani ölmüş köylüleri (köleleri) karşılık göstererek devleti dolandırmaya kalkar. konusunu puşkin'in önerdiği söylenen romanda gogol, rus köylüsünün acıklı hayatını ve çiçikov'un şaşırtıcı kişiliğini kendine özgü canlı mizahıyla dile getirir."


  1. okuduğum ilk rus edebiyatı eseri.

    devamında dostoyevski, puşkin, tolstoy, gorki, turgenyev ile devam eden bir soluksuz maceranın başlangıcını atan isim işte gogol'dur bende, ölü canlar'ı ile...

    iyi bir çevirisi okunduğu takdirde çok etkileyici anlatımlara sahiptir kitap ve gogol bana göre rus edebiyatının en büyük romancılarından biridir, sırf bu eseriyle bile. önerim, hasan ali yücel klasiklerinden mazlum beyhan çevirisinin okunmasıdır.
  2. sonunda bitirebildiğim çok sevdiğim tavsiye edilebilirliği olan bir kitap. çiçikov karakteri aziz nesinin zübüğünü adırıyor. tüm yaşananlar git gide derinleşen ekonomik uçurum, artan şatafat torpil iltimas ve dolandırıcılığın günlük hayatın bir parçası olması ise günümüz türkiyesini. hatta ölü canlar da hatırlatıyor bu günü. kabul etmek istemesek de sistemin gözünde biz de kağıt üstünde nesneleriz herbirimizin numarası var hatta. çok yakın roman yaşadığımız şartlara edebiyat böyle garip birşey. bu arada ergin altay çevirisi mükemmel
  3. gogol anlatım tekniği olarak aziz nesin ile benzer özellikler gösteriyor. ruslar ile ortak gen yapısına sahip olmasak da kültür ve yaşam şekli olarak ortak geçmiş imparatorluklardan çıkma devlet anlayışlarına sahibiz. bu devlet anlayışındaki çarpıklıkları da ince gören yer yer hicivli ama bir o kadar gerçek bir anlatım tekniği ile sunulmuş roman.

    romanın ikinci cildini bir buhran sonrası sobada yakması akabinde gogol'un intihar etmesi, romanı çekici kılan bir detay olsa da giriş, gelişme, sonuç olarak beklediğim kurgunun oluşmadığını belirtmem gerek, ikinci ciltte yer yer okurken sıkılmaya başladım. rus klasikleri arasında gogol'un olmamasına imkan yok. zira dostoyevski'nin hepimiz gogol'un palto'sundan çıktık sözünü unutmamak gerek. ölü canlar 1800'lü yıllarda yazılmış ama bugünü anlatıyor mu? cevap evet. yüzyıl sonra okunsa yine o günü anlatmış olacak ve hayat ölü canlar ile palazlanan çiçikov'lar üzerinden dönmeye devam edecek.
  4. zamansız ve elbette klasik olduğu su götürmez gerçektir ancak umudum o ki bu roman yüzyıllar sonra okunduğunda okuyanın gözünde ölü canlar, nema için alkış tutanlar, herşeyi mübah görenler o günü değil sadece bir zamanları anlatıyor olsun. bu devran hep böyle mi döner? dönmesin.
    mesut
  5. emek sermaye çatışmasının bir nebze işlendiği, insanların ne kadar değersiz ve en değerli olabileceğini anlatan, işlerken yormayan, elden düşmek bilmeyen, tek çırpıda okunan klasikler arasında yeri bulunan ve bu yeri hak eden eser.
  6. akıcı ve anlaşılır bir hikayeye sahip, sade bir dille yazılmış rus klasiği.
  7. gogolun kendisinin ve/veya zamanın eleştirmenlerinin beğenmediği ama benim en beğendiğim eseri.