1. bir kisinin tanimadigi insana karsi duydugu antipatiden kaynaklanan durum.
  2. herkes önyargıya sahiptir. aslında kendimizi koruyabilmemiz için, içgüdüsel olarak oluşturduğumuz bir durumdur. fakat önemli olan önyargılarımızın farkında olup, kararlar verirken önyargılarımızdan uzak bir şekilde hareket edebilmektir. bu önyargılar olumlu olsa bile... dworkin'in önyargıya ilişkin 4'lü bir ayrımı mevcut. bu ayrım bizi mantık hatalarından da korur. bu 4lü ayrım:
    1) belirli bir gruba ait olan kişilerle ilgili çıkarım yapmak
    2) kişisel duygulara dayalı çıkarım yapmak
    3) bir çıkarımı sosyal bir olgu gibi sunmak/rasyonalleştirmek
    4) genel inançlara dayalı çıkarımda bulunmak
    bu 4'lü ayrıma bakarak bir argümanın, önyargıya dayalı olup/olmadığını bulabiliriz.
  3. önceden kodlanmış bilgilerin karşılaşılan bir durum karşısında ortaya çıkma halidir.
  4. kırıp atamadığım ama artık sadece içimde yaşadığım, egoistlikten sonraki en zayıf yanım. önceden "bu benim karakterim" deyip üstesinden gelmeye bile çalışmamıştım fakat artık ön yargılı düşünceler beynimin kıvrımlarında tam yer etmeye başlayacakken bir anda şarkı mırıldanmaya başlayıp güzel hayaller kuruyorum. kimseye fikrimi söylemediğim gibi kendimle de bunun muhasebesini yapmıyorum. temiz hissediyorum.
    izumi
  5. önyargılar bizi birbirimizden ayıran şeylerdir. toplum mühendislerinin elindeki belki tek silahtır önyargılar. birlikte yaşamanın önündeki en büyük engeldir, tanımanın en büyük düşmanıdır önyargılar.

    kişiye, fikire karşı önyargısız olmak gerekir ki varsa o kişide ya da fikirde alacağın bir şey mahrum kalmayasın. omurgasız olmak değil kastım, duvarsız olmak belki..
  6. sanığın mahkemeye çıkmadan önce, hatta henüz savcıya bile sevk edilmeden, emniyet sorgusunda yargılanması ve suç isnat edilmesi. bir çeşit ön büro, ön muhasebe gibi düşünün.
  7. "önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur."

    yukarıdaki cümle önyargının şiddetini bilimsel olarak açıklayan, çok doğru bir söylemdir. keşke önyargılarımızı olaylardan sonra yargı olarak bırakabilsek; bir işe, dostluğa, sevgiye, aşka başlamadan "ön"ce bir yargı oluşturmadan o işe dalabilsek.
  8. onedio aracılığıyla az önce bariz bir örneğini izlediğim, kişiye zarar verebilen olgu. bkz.
  9. erken yaşlarda tecrübe ederek kurtulduğum ve bu illetten kurtulmanın hayatıma önemli ölçüde katkı sağladığını düşündüğüm versus.

    insanlar için ;
    "insanları tanıyamazsınız, vakti zamanı gelince onlar kendilerini tanıtır."
  10. atomu parçalamaktan daha zor olan şey.

    evet klişe ancak çok şey anlatmakta sözlük.