1. ortalama bir öpüşmede ^:bkz:öpüşmenin ortalaması nedir :)^^:swh^ dakikada yaklaşık 2,5-3 kkal yakılıyor.
    evet bunu fakültede öğretmediler. sınavda da çıkmayacaktı. ama çalıştım.
    (bkz: hocam bunlar gerçek hayatta ne işimize yarayacak)
  2. bu eylem sarhoşken girilen triplerin en bilindiklerindendir.

    öpüjem abi
  3. öpüşmek sevişmeye açılan kapıdır.
    partnerinin tadına varmak,onun senin tadına varma arzusunu hissetmektir,bir anlamda tüm benliğinde hissettiklerini yansıtmaktır karşındakine,
    bazen teslimiyettir,bazen teslim olma,
    nefesini içinde hissetmektir doya doya,onun da senin nefesini hissetme arzusunu kavramaktır,nefesleri birleştirmektir bir anlamda.
    iki vücutken tek vücut olmanın ilk basamağıdır öpüşmek
    dudaklar,nefesler birleşirken,farkında bile olmadan gözlerinin kapanması, kendini heyecana kaptırıp aynı heyecanı hissetmektir karşındakiyle.
    bazıların söylediklerine aldırmayın efendim,günlük yaşamınızda çok çeşitli sebeplerle hastalık kapma riskiniz in yanında öpüşmeyle hastalık kapma riskiniz karşılaştırılamaz bile..
    kısacası aldırmayın söylenenlere,yeri geldiğinde öpüşün,sevişin..
  4. her evde olan bardak modeli.
    onu dudak çevresine sabitleyip,akabinde bırakılan eller ile tutma merakı. bırakmama gafleti.

    dudakların kösnü.

    yaradan buyurdu,salyalarını doldurup içesin.

    ---ben seni portekizli bir korsan sanıyordum... 
    sonra ortaya çıkıyordu eski bir rus soylusu olduğun... 
    yelkenbezi fularını çıkarıp... bir reverans yapıyordun... 
    odadan yavaş yavaş herkes, soylu soysuz herkes çıkıyordu... 
    ikimiz bir de kediler kalıyordu... hava alamıyorduk... 
    kapıları mühürlüyorlardı... eskil bir aşk öyküsünün içinde 
    kalıyorduk... biz seni portekizli bir korsan sanıyorduk... 
    bir siyam kedisi ve ben...--
  5. bir kere mesele sadece vakum yapmak değil. tanımı doğru yapmak lazım. işin içinde yalayarak tadına bakmak var, koklamak var ve sinir uçlarının çok yoğun olmasından kelli sağlam dokunmak var. duymak az, görmek hiç yok. bu eylemin kişiyi dünyanın dertlerinden koparıp uçurmaması için bir neden göremiyorum.
  6. aşkın ilk dokunsal ayini.
  7. herkesin bir şekilde tarifini yaptığı olay. ben tarifini yapmaktan yana değilim pek. sebebini soracak olursanız yapamıyorum. net. onun yerine şöyle bir şey bırakayım kenara da gülen olur belki
    jimi
  8. şahsımda baş ağrısını geçirmektedir. baş ağrım için her zaman doğal yöntemler kullanmayı sevdiğimden dolayı, benim için ilaç gibi olan bir eylemdir.
  9. "...nedir ki buse,
    biraz daha yan yana yapılan bir vaattir.
    yemindir kanmayana.
    bir itirafın candan bir delil bulmasıdır;
    ...sevişmek mastarının gül pembe noktasıdır.
    bir şiirdir ki söylenir ağza, kulak yerine...
    bir gönül hazzıdır ki hep derinden derine yayılır.
    bir visaldir karanfil lezzetinde.
    dudakların ucundan tatmaktır ruhu biraz."

    (bkz: cyrano de bergerac - edmond rostand)
  10. allah için öpüşmeyi seven bir milletiz. nasıl yaa? şöyle arkadaşlar; düğünlerde, merasimlerde, kapı önü uğurlamalarda, yaslarda, parti içinde -ki onun sınırı arşa değer- her yerde bayılıyoruz şap şup öpmeye.. antropologlar bu yüzden ikiye ayrılmış ama onların ele aldığı öpüşme çiftler arasındaki. öpüşmenin içgüdüsel mi yoksa anne-çocuk beslenme eyleminin bir sonucu olarak mı ortaya çıktığı hususunda derin ayrılıklar var yani.. bildiğim kadarıyla japonlar pek haz etmiyor bu durumdan. aklınız cinsel çağrışımlarla birlikte olana kayıyor daha çok biliyorum ama onlar; daha çok üstte sıraladığım tarzda düzine şeklinde, tsunami gibi onlara çağrışım yaptıran öpüşmeler.

    dediğim gibi öpüşmek, evrensel bir davranış olarak görülmüyor. bazı toplumlarda hala daha yeri yok.