1. korkuyu kapışır taşlar
    karanlık kendine çekince perdeyi
    göz hüzünle odayı kapar
    el uyur ve akvaryumda balık
    resmi çekilmiş nehir

    böyle bir çiçek vardı
    rüyadaki geçit büyüyüp büyüyüp
    büyüyüp büyüyüp büyüyüp
    espası bir tek gecede
    ezip el tutan
    alnının bütün bir duvara dayayan
    ve sesleri bir orman büyüklüğünde
    güneşe yol yapan çocuk
    güreşip bütün gelişleriyle
    gecikmiş bir deniz feneri

    saati yalvarır hızla
    şafağı çoğaltır kan akan damar
    adım zorlar kapıya çağrılan
    en korkulan gerçeği
    bir boyun eğişle girilen
    böyle bir çiçek vardı
    kılcal kökleri
    çağın sarsıntı duvarlarından
    burası bir adam
    bir aşk çapında
    bir çeşit hapishane tutulan
    akıp giden su uyanınca adam
    suyu geçmek isteyen karınca
    bir taşın alevinden basarak ellerine
    kaçınca adam
    bırakmaz eşyasını da uykuda.