1. özgür iradeye dinler, aslında islam perspektifinden yaklaşacağım. dinler özgür irade olduğunu iddia ederler. kuran için bu "dinde zorlama yoktur" ayetinden başka hiçbir yerde ima edilmez. ima edilmez diyorum çünkü burada bir açıklık yoktur; ne bir iradenin varlığı, ne de hürriyetten bahsedilmez. akıl, düşünce de genelde "bakıp ibret almak, düşünüp ibret almak" şeklinde yer alır. domuz etinin yasaklanması için ayrı bir ayet tahsis edilen kitapta bu ve bunun gibi mühim konular işte böyle muğlak kalmıştır garip "bir çekilde.

    islamik yaratılış mitolojisine göre tanrı önce ruhları yaratır, bize bu dünyaya gelmeyi isteyip istemediğimiz sorulur ve biz "bela (evet)" diyerek kabul ederiz. (tabii her nasılsa bunu hatırlamıyoruz. bu iddiayı güçlendirmek için bebekliği hatırlamamaya benzetip iyice gülünç duruma düşenler vardır ki bu ayrı bir mevzu.) burada mitoloji kelimesini de hikayenin -en azından- kurana kıyasla daha az güvenilir olmasından dolayı kullandım. hikayenin boşluklarla dolu olması onu yeterince ciddiyetsiz yapıyor zaten.

    benzer bir yaratılış senaryosu söz konusu olmasa bile, kimse bize yaratılmış olup olmamayı sormadı, bizden izin istemedi. eğer hür iradem olsaydı buna saygı duyulması icap ederdi. (ahlaki kısmını uzatmıyorum) yaratılmamış olsaydık da bu soruya muhatap olamazdık elbette. bu çelişkinin tek açıklaması vardır; yaratılmış olmak özgür iradenin olmadığını kendi başına kanıtlayan bir durumdur. düşünebilen bilgisayarlar üretmeye çalışıyoruz uzun bir süredir. başardığımızı varsayalım. biz o bilgisayara hiçbir zaman sormamış olacağız onu üretip üretemeyeceğimizi. ancak meydana getirdikten sonra sorabiliriz ki, çok geç kalmış olacağız bu halde de. o bilgisayarı istediğimiz amaçlarda kullanacak ve yeteneğini belirleyecek de biz olacağız en nihayetinde. bu yorum, yapay zeka ve beraberinde gelecek ahlaki tartışmaların yeri değil, en azından benim niyetim bu değil. onu yapay zekakonusunda tartışmak daha doğru olacaktır. bu sebeple uzatmıyorum.

    hadis, fıkıh, şeriat konusuna hiç girmek istemiyorum çünkü orada özgür irade olmadığı çok açık. mürtedlerin katledilmesi gerekir, tanrı akıl ile değil nakl ile ancak bulunabilir gibi kanıksanmış bir durum söz konusu. (gazali ekolü) sadece kuranda bir özgür irade iması vardır dedik ve bunun üzerine devam ediyoruz.

    "dinde zorlama yoktur" ayetinden yola çıkarak özgür iradenin varlığını kabul ettik diyelim. tanrı kendisine tapılmasını, sevilmesini, iman edilmesini istiyor; emrediyor. bunu da "istersen yap, kimse seni zorlayamaz" diyerek söylüyor. ama eğer yapmazsan, seni sonsuza kadar yakarım diyor. durum kısaca şu: elimizde bir kitap var; bir kullanım kılavuzu, talimatlar yani. bir enformasyon. tek taraflı bir tebliğ. herhangi bir iletişim, müzakere söz konusu değil. muhatap bulamadığımız bir ilişki kurulması isteniyor ama burada mutlak bağlılık, kendini adamak, o varlığa tapmak şeklinde bir ilişkiden bahsediyoruz. talimatlara -gönülden- uymadığımızda ise cezalandırılıyoruz. ya mutlak ödül ya da mutlak ceza. eğer insanın biraz aklı varsa itaat etmekten başka hiçbir şey yapmayacaktır çünkü tanrının her şeye gücü yeter. onunla savaşamayız. bu kadar katı kuralları olan bir tanrı ile bir tartışma ve ikna zemini de söz konusu olmadığı için elimizden başkası gelmiyor.

    bir analoji yapalım. sokakta yürüyoruz, bir soyguncu bizi durdurup silahıyla tehdit ediyor. "ya paran ya canın" diyor. biz parayı vermeyi ret ediyoruz ve öldürülüyoruz. bize iki seçenek sunulmuştu. biz çeşitli sebeplerle teslim olmayı, parayı vermeyi ret ettik ve ölmeyi seçtik. biz öldürüldük mü yoksa intihar mı ettik?

    özgür irade bu durumda ne kadar var olabilirse, yaratıcının bize hazırladığı dünyada da özgür irade o kadar yer alabilir. ya iman et ya da cehennemde sonsuz istirahate çekil. yani özgür irade yoktur. akıl varsa da işlevsizdir.

    soyguncu örneğini dinlerin bu ilişkideki yerine uyarlayalım. sokakta yürüyoruz. birisi gelip önümüzde bir soyguncu olduğunu ve "ya paran ya canın" dediğini söylüyor. "parayı ver ve canını kurtar" diyor ama biz ortada ne silah ne de hırsız görüyoruz.
  2. iradesini ideolojilerin/dinlerin/doktrinlerin/öğretilerin iradesine teslim edenlerin ve böylece özne olmaktan vazgeçenlerin özgür iradesinden söz edilemez sanırım. fakat sorumluluk almamak, vicdan azabı çekmemek için birebirdir.
  3. "diledigimi yapmakta serbestim, peki ya diledigimi dilemekte serbest miyim?" sorusunu beraberinde getiren kavram.
  4. hubot