-
beli büküldü gecenin
ağır aksak yanaştı sabah
kokusunda mavilik vardı gecenin
sabahın teni pamuk gibiydi
ışığı özledi yalnız köpek
gece lambasını sevemedi
beli kırıldı gecenin
ışığı söndü, fer kalmadı -
erkekseniz ve karşınızdaki kişi nazım hikmet in tabiriyle
'hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
ayağını bastın odama,
kırk yıllık beton çayır çimen şimdi'
dedirten türden ise tarifi imkansız bir boyutta olabilir. erkekler odundur ve de en iyi yandıkları durum budur herhalde alev alev. ve gözlerinizde tüter. cahit zarifoğlu da demiştir ya zaten
'öyle tütüyorsunuz ki gözümde hamdolsun hasret çekiyorum.'
özleyebilme şerefine nail olabilmek bile aşırı büyük mutluluk verici bir şeydir artık. aşırı sıcağın vücut tarafından soğuk olarak algılanması gibi bir şey olsa gerek. -
uzun mesafeli ilişki yaşayanların vazgeçilmezidir, ilişkideki üçüncü kişisidir. -
"...
özlemek, o yakıcı istek,
bilinen her şeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
..."
der, pek sevdiğim ahmet altan. -
yaşarken hep olandır.
hep bir şey vardır bulamadığımız.
eksik kalmışızdır.
her yaşanan arkasında yaşanamayanlar bırakmıştır.
boğazımız düğümlenmiştir.
gülüşler ve sahtekarlıklar sona ermiş ve onu düşünmüşüzdür.
düşünmemiz onu getirmemiştir.
düşünmemiz özlememizi daha da arttırmaktan başka sonuca neden olmadan
atlayacak yeni bir dal bulup
yeni bir sahteliğe tutunmuşuzdur. -
insan bilinçaltında hayatının hep aynı olmasını ister. hatta tüm canlılar bunu ister çünkü aynı olandan korkulmaz. daha önce başa çıkılmıştır, ölüm tehlikesi yoktur.
bu psikolojik bağlamda özlemek de aynı etki sonucu olur. hayatında herşey aynı kalsın ister. birisi gidince onu yanında olmamasından rahatsızlık duyarsın.
sadece gitmek konusunda değil bu olay. gelirken de aynı şey var. birisi gelirken bir rahatsızlık duyarız sonra ona alışırız. bu sefer aynı şey giderse varşığına alıştığımız için yokluğundan rahatsızlık duyarız.
küçük çiftlik hayvanlarından pek farkımız olmaması çok üzücü. -
hani "öldürmeyen şey güçlendirir" derler ya, özlemek de ilişkiyi öyle sağlamlaştıran bir şey. özleyen, ayrılıktan çok kavuşmayı gözler; onun hayalini kurar...
evet zordur ama önemli olan da zoru başarmak değil midir? -
ikimizle ilgili bölük pörçük hatıralar var aklımda. odadan odaya geziyorsun zihnimde.
leblebi tozu yerken çıkıyorsun birden, odaların birinden.
sen yeşillik topluyorsun bahçede, ben verandanın demirlerine oturmuşum afiyetle elimdekini bitirmeye çalışıyorum.
endişeyle yanıma geliyorsun düşeceğim diye. hayatta hiç bir şey zarar veremez gibi geliyor o an. sen hep yanımdasın ya..
sonra karda yürürken çıkıveriyorsun bir diğer odadan.
kocaman bir kardan kadın yapmışsın. kar topundan saçları, inci gerdanlığı var bir de.
ben kendimi kömür ararken buluyorum, prensesin gözleri için..
kucağına alıp sımsıkı sarılıyorsun. sanki gideceğini biliyordun bu kadar erken..
her elektrik kesilişinde giriveriyorsun bir diğer odadan içeriye.
bir elinde gaz lambası, diğerinde kitaplar. hayal dünyasının kapılarını ilk aralayan kahramanım. masal tadında, senin kokunla, gaz lambası ışığında bir anı daha canlanıyor aklımda.
bu arada "kadifeden kesesi"ni hala sana söylüyorum. duyuyor musun?
sonra bir yaz sabahı gidiveriyorsun habersiz.
okuyacak onca kitabımızı, birlikte söyleyecek şarkılarımızı, yaşanacak onca anımızı da alıp gidiyorsun yanına.
karda yürürken,
bahçede yeşilliklerle uğraşırken,
yağmur kokusunu duydukça
şarkımızı söylerken,
gaz lambasının ışığında otururken,
her yeni kitap alışımda yanıbaşımda duruyor gibisin.
bu anlardaki gülümsememin sebebi hala sensin.
uzun, ince, naif kahramanıma selam olsun.
masalların emin ellerde
ve başka minik yüreklere anlatıyorum bende.. -
insan başta umursamasa da özlüyor be. -
özlersin bazen kimi özlediğinin farkına varmadan,
dinlersin bir kaç şarkı ve melodi,
inkar edersin belkide, farkına varırken
kimin olduğunu anladığında içten içe
kabullenmek zor gelir bazen o kişiyi özlediğin
ama benliğin saldırır şarkılara kendiliğinden.