• youreads puanı (6.75)


  1. adıyla uygun olarak hangi dilde olursan ol acıyı hissettiren terkeden sevgiliye muhteşem bir ağıt. hem kötü hissediyor hem dinledikçe dinlemek istiyor insan. öyle de garip bir şey.
  2. bir kere sırf ismiyle bile bir sarsıyor, "iddialıyım, vaziyet al" diyor. baksanıza: "pain in any language"

    durduk yere gelir bu şarkı. tarantino filmlerinden fırlamış bir karakter gibi. üstü başı yara bere çizik, delik deşik. ama sakin sakin, kendi halinde. hatta garip bir keyiflilik hali bile vardır, ıslık çalar. siz zaten kapıdan içeri girdiğinde donup kalmışsınızdır; zapt etmek için ayrıca efor sarf etmesine gerek bile yoktur. kendinden emin ama rahat, üstelik estetik salınımlarla dibinize dek gelir. sırtına bir başkası tarafından saplanmış devasa bir bıçağı tek hamlede kendisinden çıkarır. sonra bir anlığına bile tereddüt etmeden karın boşluğunuza tüm gücüyle saplar, sonuna dek iter, daha yetmez bir de o bıçağı birkaç tur döndürür derinizin içinde. ve tüm bu süreç boyunca inanılmaz bir sakinlikle, inanılmaz derecede olağan bir şey yapıyormuş gibi gözlerinizin ta içine bakar. sonra yavaşça doğrulur, arkasını döner ve gider. yine beklenmedik bir şekilde ve sıradanlığı sebebiyle ürkütücü bir hale bürünmüş olarak gider tabi. mesela siz kan kaybından bilincinizi kaybetmek üzeresiniz, oturduğunuz sandalyede zor duruyorsunuz, o ise sizi o halde bırakıp çıkmadan evvel "kapıyı kapatayım mı, açık mı kalsın?" diyor sanki. böyle de acayip bir şeydir.

    durduk yere darmadağın eder. kendi de dağılmamış gibi davranır ama bunun izlerini saklama zahmetine bile girmez. görüntüsüyle içeriği arasındaki çelişkiyi bilmesine rağmen bir şey yapmaz. sanırım biraz deli bir şarkı.