1. mağarada doğmuş bir hayvandan kırma insan artığının dışarı çıktığında yaptığı hareket. sanane pezevenk sanane? spor yapması neyini hareketlendiriyor, neyini zedeliyor. ahlakına tükürdüğüm. ağlamak istiyorum ya yemin ederim. bunların sonu gelmiyor. ülke ruh hastası şerefsiz kaynıyor.

    hapishaneler zaten tıklım tıklım. hükümet çıkartacak yer arıyor. böyle onlara göre "suç" teşkil etmeyecek olaylar imkanı yok hüküm giymez. ancak olan o kadının psikolojisine olduğuyla kalır. hem de hamile iken. eh be. ağzıma deli gibi küfürler geliyor ama ne değişecek. bu son zamanlardaki kadına yönelik vakalar iyice haddini hududunu aştı. hepsi birbirinden güç alıyor demek doğrusu buymuş diye. bataklığa döndük ve kimse farkında değil. her şey normalize edilmiş.

    bu kadın "her yerim kapalıydı" diye bir açıklama yapmak zorunda bırakılıyorsa o ülkenin zihniyetine sıçayım. ya biz silahlanacağız, sesimizi çıkartacağız ya da battıkça batacağız.
  2. tahliye edileceğinden zerre şüphem yoktu. çünkü hukuk sistemini tanıyorum. çünkü eril yazgıyı biliyorum. ha ceza verilseydi şaşırırdım. ama ümitlenmezdim. bu ülke için ümit etmeyi bıraktım. kendimde fark ediyorum ki artık bunlara eskisi kadar kızmamaya başladım. çünkü alıştım. çünkü alıştırıldık. evet siz erkekler, sokakta gördüğünüz kadını darp edebilir, kadına küfredebilir, laf atabilirsiniz. bir cezai yaptırımı yok. ahlak dediğimiz kavramın içi boş bir balondan farkı kalmadı. hülasa iş kendilerine döndüğünde ama ahlak bekçileri onlar, namus bekçileri onlar. kafayı yiyorum kafayı.

    kadınlar ne yapabilir? öncelikle hiçbir kadının bir diğer kadına düşman gözüyle bakmaması gerek. sokakta gördüğünüz kadınları çekiştirmektense laf atılan kadınların yanından yürüyüp yalnız olmadıklarını ya da güçlü olduklarını bir nebze gösterebiliriz. biz kenetlenmedikçe çark dönmeye devam edecek. sokakta yürüdüğü, parkta spor yaptığı için özür diler hale gelmesin kadınlar. o zaman bizler yönetilen, boyun eğen bir metadan, bir robottan daha fazlası olamayacağız.
  3. normalde bir tane ruh hastası çıkmış böyle bir şey yapmış denilebilir...dünyanın her yerinde olabilir, kolluk kuvvetleri gerekli araştırmayı yapar vs...dersin de...

    buradaki asıl can yakıcı durum kadının olayı anlatırken "başımda kapşonum vardı, öyle yürüyordum, her yerim kapalıydı" diye bir açıklamada bulunmak zorunda kalması...adamdan kurtulmak için "özür dilerim bir daha evimden çıkmayacağım" demek zorunda olduğunu bilmesi, bunu söyledikten sonra hayvanın vurmayı bırakması...

    dışarıda yürüyüş yapacağımız zaman elimiz tayta değil eşofmana gidiyorsa, ancak güvenlikli sitede oturmakla "rahat" hissediyorsak, toplu taşımaya bineceğimiz ya da belli semtlerden geçeceğimiz gün etek değil pantolon giyiyorsak, yolda hızlı adımlarla önümüze bakarak yürümek zorunda kalıyorsak...aslında hepimiz yaşıyoruz bu saldırıyı, faillerinin görünür olması şart değil.
    mesut
  4. darp eden ... serbest bırakılmış

    böyle yapıla yapıla olağanlaştırılmasından sadece kendim için değil, bu ülkedeki herkes için korkuyorum.
  5. saldırganın serbest bırakılması gösteriyor ki bu ülkede kadınların hukuksal düzende başkaldırması gereken daha çok taciz haberi olacak. yolda yürürken salyasını akıta akıta bakan, tramvayda-metroda yanaşıp göz hapsine alan ve bununla da kalmayıp dokundukları zaman ses çıkardığımızda sanki bizim yaptığımız anormalmiş gibi bakan bir sürü erkekle zaten uğraşıyorken artık tacize, tecavüze dümdüz yol açan hükümetin hukuksal çerçevede kadını nasıl basite indirgediğiyle de uğraşmak gerekecek.

    trajikomik olan şey ise, türkiyede artık o kadar çok başkaldırılması gereken şey var ki, insan birinden birine yetişecek mecal bulamayıp tümüyle hepsinden vazgeçiyor.
    kahlo
  6. (bkz: türkiye)
    şaşırdık mı? hayır. bu kadar halka inmiş, halkın tepkisini çekmiş olayda bile yasalar bu şereften yoksun şahısları içeride tutamıyor. kim bilir ne gibi bir akıl sağlığından muzdariptir(!). bu ülkede ye iş sıç, sonra gel "benim akıl sağlığım yok." de hemen salınırsın.