• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.00)
petrol - daniel yergin
"elinizdeki kitap petrol adını taşımasına karşın aslında yüzyılımızın tarihidir. çünkü petrolün modern anlamdaki tarihi gelişmesi 19. yüzyılın ikinci yarısından başlamasına karşın, yüzyılımızı büyük ölçüde etkilemiştir. bunun nedeni petrolün dünyadaki temel politikaları belirler hale gelmesi ve günlük yaşamımızı kökünden değiştirmesidir. petrolün etrafında kümelenen güç ve zenginlik savaşını epik bir anlatımla ve kronolojik olarak veren bu kitap, japonların pearl harbour baskınından, hitler'in rusya'yı istilasına, süveyş krizinden yom kippur savaşına kadar dünyamızı etkileyen olaylarda petrolün nasıl kritik rol oynadığını göstermektedir. yergin, çalışmasında tüm bunları sergilerken hem ekonomi ve teknolojinin genel yönlerine hem de işadamları ve politikacıların strateji ve entrikalarına değiniyor. bu hikâyenin oyuncuları arasında kimler yok ki? petrol dünyasının en zengin ve en nüfuzlu kişisi d. rockefeller, henri deterding, gülbenkyan, j. paul getty, armand hammer ve daha pek çoğu oyundaki yerlerini alıyorlar. isimler bu kadarla kalmıyor elbette; winston churchill, adolf hitler, joseph stalin, ibni suud, muhammed musaddık, dwight eisenhower, henry kissinger, petrolcülükten başkanlığa giden öyküsüyle george bush ve tabii saddam hüseyin de birer birer karşımıza çıkıyor. bu ilginç ve önemli hikâyeyi daniel yergin'den daha iyi kim anlatabilirdi ki? dünya petrol endüstrisinin önde gelen otoritelerinden biri olmasının yanı sıra newsweek dergisinin tanımıyla "yazılarıyla geçmişi yaşama geçiren ender tarihçilerden biri olarak" daniel yergin, ufkumuzu açıyor, dünyayı daha iyi kavramamızı sağlıyor."
(arka kapak)


  1. petrolü içinde bulunduğumuz çağın en önemli siyasi aracı olarak nitelendirebiliriz. bu kavramla ilgili detaylı bilgi sahibi olmak istiyorsak bakılması gereken eserlerden biridir. ufak bir uyarı vermek gerekirse kitabın türkçe çevirisinde göze batan hususlar bulunmaktadır.
  2. sözüm meclisten dışarı. burada yeterince eleştirilmiş.

    ama okuduğunu ve tavsiye ettiğini söyleyenlerin hatta yazdıklarının kıyısına köşesine iliştirenlerin, üzerinde yazıp çizenlerin bile çok önemli bir kısmının kitabın kapağını bile açtığını sanmıyorum.

    zaman zaman en eğitimli kesimlerde bile kaynak olarak gösterdikleri kitabı kitapçıda bile görmemelerine rağmen garip bir psikolojiyle kendilerinden üstün gördükleri ya da öykündükleri kişinin övmesi durumunda ondan duyduklarını kendileri okumuş gibi ondan bile fazla sahiplenerek anlatma durumu oluyor.

    bu insanları biraz özel hayatı hakkında bol bol abartılı hikaye anlatarak hemcinsi arkadaşlarına baskınlık kurmaya çalışan bir baltaya sap olamamış kahve ve sokak köşeleri, tekel, bakkal önü insanlarına benzetiyorum.

    ekleme: bu platformda çok uzun süre zorlansam da bilinçli bir tercihle olumsuz hiçbir şey yazmadım. elbette her izlediğimi, her okuduğumu hatta her insanı beğeniyor değildim ama tersi durumlarda bilinçli bir tercihle kendime saklıyor, ya hiç yazmıyordum ya da sadece olumlu bir kaç yönünden bahsedip geçiyordum.

    daha önce de burada yazdığım ve sadece buradaki yazılarımı bağlayan bu tavrıma mümkün olduğu kadar geri dönmeye karar verdim.
  3. anladigim kadari ile (bkz: the prize - daniel yergin) 'in turkce cevirisi.

    oyle ise, efsane bi kitap bu, petrol ile ilgisi veya meraki olan herkesin mutlaka okumasi lazim. cok klise geldi kulaga biliyorum, ama bu hakikaten oyle, okuyana cok muhim bi tarihi cerceve sunuyor sektore dair... baska hic bi seyi olmasa bile dili cok keyifli (en azindan orijinali).

    simdi bunu dedik diye elestirmeyecek miyiz? bir turk olarak, hatta cok bilmis bi sozluk yazari olarak yeri geldiginde bilakis yerden yere vuracagiz :p

    bi kere bu yergin'in turkleri sevmedigini cok net gorebiliyoruz. petrolle hic isimiz yok anasini satayim, ama kitabin ilk 100-200 sayfasi turklerin petrol ugruna yaptigini iddia ettigi daha once hic duymadigimiz soykirimlarla dolu lan. 1915 soykirimi degil bu, onu biliyoruz, daha oncesi, alakasiz yerlerde. yalanlayamiyoruz da tabi, umarim yapmamisizdir.

    bi de araplari sirin gosterme cabasi var ki, surekli kendisiyle celisiyor. diyor ki ibn saud cok cevval bir vatansever idi, milleti icin, ulkesi icin yedi duvele karsi savasti, sonunda ulkesini turklerden kurtarip ozgurluge kavusturdu. 10-15 sayfa sonra bakiyoruz ki bu ibn saud denen deve amerikadan getirttigi bi duzine ultra luks arabaya benzin yetistiremedigi icin kopegi oldugu ingiliz diplomattan firca yiyor. hani nerde kaldi lan bunun adamligi?

    daha sonra cok matah bi adammis gibi saydigi kuveyt seyhinin, odasinin duvarlarini rastgele ingiliz subaylarinin resimleri ile donatan bi kisiliksiz, ve hatta ulkesinin tum servetini yok ugruna ingiliz ve amerikalara peskes ceken bi denyo oldugunu ogreniyoruz. ama hepsi vatan sevdasi yuzunden. yersen.

    saka tabi, abartiyorum... tekrarliyorum, cok degerli bi kitap bu, okuyun...
  4. kitabın türkçe ismi petrol ve petrolle ilgili çok şey öğreniyorsunuz okuyunca ama beklediğim bazı teknik detayları bulamadım: brent petrolü nedir, wto nedir, aralarındaki fiyat farkı neye göre şekillenir, vs. bunun yanında petrolün kimyasına ilişkin de çok detay yok: en basitinden çağımızı değiştiren plastik nasıl elde edilmeye başlandı, ekonomilere ne çeşit etkisi oldu, gibi...

    bunları bir yana bırakırsak, muazzam bir çalışma. sırf kitap için yüzlerce ropörtaj gerçekleştirilmiş, binlerce kaynak taranmış. kaynaklar listesi 80 sayfadan uzun. kitapta geçen her ciddi argüman referanslarla bir kaynağa dayandırılmış. ve müthiş bir üslup söz konusu. 150 seneyi bulan tarih dilimindeki yüzlerce kişi ve olay şaşılacak bir yetenekle hikayeleştirilmiş. kitabın hiçbir yerinde sıkıldığımı hatırlamıyorum, acayip bir sürükleyicilik yakalanmış. muhtemelen türünün en iyi örneklerinden biri. sırf bu nedenle bile okunabilir.

    gelgelelim eksiklerine :) tuğla ebatlarında olmasına rağmen bu bir giriş kitabı. endüstri devrimi sonrası abd tarihine giriş ya da ortadoğu tarihine giriş olarak okunabilir. ancak avrupa ayağı, özellikle ikinci dünya savaşından sonra çok geride kalmış. petrol-ekonomi-politika etkileşimi abd, meksika, venezuela ve özelikle ortadoğu ülkeleri için uzun uzun işlenmesine rağmen avrupa için bu pek yapılmamış. özellikle 70'lerde kuzey denizinde muazzam petrol yatakları bulunması sonrasında ingiltere ve norveç'in ekonomi politik duruşlarının nasıl değiştiğine çok az değinilmiş. pozitif mi negatif mi demek lazım bilmiyorum ama bu ayrımcılığın adil olmadığını sanıyorum. bunun yanında kitabın nefesi 90'larda bittiği için günümüzün en önemli petrol tüketicisi çin neredeyse hiç yok kitapta.

    diğer yorumlarda söylendiği gibi iş bankası yayınlarından çıkan kamuran tuncay çevirisi problemli. 50-60 sayfa okuduktan sonra ingilizcesine döndüm. orijinal dilinde okunmayı hakeden bir kitap.