1. bu başlığın bilim kategorisi adı altında açılmış olmasına eminim en çok freud memnun olacaktır; çünkü freud psikanalizi bilimsel bir zemine oturtmak ister ve psikanalizi tanımlarken "psikoloji bilgisine dayalı yeni bir bilimsel disiplindir" der. ancak psikanaliz test edilebilir teorik bir zemine sahip değildir. elbetteki tek bilimsel yöntem deneysel yöntem değildir ancak bilimsel bilginin amentüsünde gözlenebilir, ölçülebilir, sınanabilir, tekrarlanabilir ve iletilebilir olmak gibi 5 şart vardır. bundan sonrası bilim felsefesi içinde tartışmaya açılabilir konular, ben psikanalizle devam edeceğim.
    freud psikanalizi geliştiriken zaman içinde kendi fikirleri de gelişir ve değişir. bu sebeple kurumsal açıklamaları da zamanla farklılaşır. bu nedenle psikanalizi anlamak freud'un hayatını çok iyi bilmekten geçer.
    freud'a psikanalizi keşfettiren bir histeri vakası olan anna o.'dur. bugün psikanalizi tarif ederken kullandığımız baca temizliği-konuşma tedavisi gibi kavramlar anna o.'dan miras kalmıştır. daha da ileriye gidenler anna o. olmasaydı psikanalizin keşfinin uzun zaman alacağını hatta hiç gerçekleşmeyeceğini söylerler. haklılık payı olan bir önermedir bu; çünkü her hasta psikanalize uygun değildir. kliniğe gelen birini divana yatırmak kimi zaman 6 ayı bulur.
    klasik psikanalitik terapi katı bir çerçeveye sahiptir. bir divanda yatmakta olan hastanın serbest çağrışım yoluyla bilinçdışı düşlemlerinin bilince getirilmesine çalışılır. genelde 3 ya da 4 yılda tamamlanır.
    psikanalitik kuram ortaya çıktığında bir skandal yaratmıştı. bilinçdışının önemine yaptığı vurgu, normalle patoloji arasında kurduğu ilişki ve çocuk cinselliği gibi konular o zaman için oldukça yeni şeylerdi. sanıldığı gibi çocuk cinselliği yetişkin cinselliği ile aynı değildi. freud cinselliği zevk ve hazzın her türlüsü için kullanır. cinselliğin yaşamın başından itibaren var olduğunu söyler ve psikoseksüel gelişim evrelerini tanımlar.
    psikanalitik kuram içinde birçok ekol ve boyut bulundurur ve başlı başına bir külttür.

    kadınlar freud'a psikanalizi nasıl keşfettirdiler?
  2. İstanbul Psikanaliz Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Derneği (psikeist) nin sitesinde 'psikanaliz ile kazanılanlar nedir?' sorusunun yanıtı şöyle verilmiş:

    "Psikanaliz öncelikle yaşam boyunca deneyimlenen ancak bilinçdışına itilenlerin hatırlanmasını sağlar. Bunun yanında, kısmen farkında olunan ancak bütünüyle hakim olunmayan anı, düşünce ve duygulara daha fazla hakim olunmaya başlanır. Analizan bu hatırlama ve bütünsel farkındalıklarla, iç dünyasında olup bitenler arasındaki bağlantıları ve bunların yaşamındaki olaylara, ilişkilere, tekrar eden sorunlara ve içinden çıkamadığı durumlara nasıl sebep olduğunu görmeye başlar. Bu kazanıma içgörü adı verilir. İçgörünün oluşumuyla, savunmalarla bilinçdışında tutulanların bilince kazandırılması gerçekleştirilmiştir. Bu çok önemli bir değişimdir çünkü savunmalarla bilinçdışında tutulanlar ortalıkta görünmeseler de, insanın ruhsallığını ve onun güdümündeki yaşamını etkilemeye ve hatta yönetmeye devam etmektedirler.

    İçgörünün kazanımı, sadece farkında olunmayanların ve bilinçsiz tekrarların fark edilmesiyle oluşmaz. Bu sadece bir başlangıçtır. Bu fark edişlerin analiz odasında, çok yönlü ve tekrarlayan şekillerde çalışılması (buna psikanaliz dilinde "derinlemesine çalışılma" denir), öncelikle düşünsel olarak öğrenilenlerin, duygusal öğrenmelere dönüşmesini, sürekli ve kendiliğinden hale gelmesini sağlar.

    İçgörünün kazanımıyla birlikte insan bu bilinçsiz belirleniş ve yönetiliş halinden kurtulmaya başlar ve kendi yaşamının direksiyonuna geçer. Süreç, bu özellikleriyle, bir ruhsal özgürleşme hamlesidir. Bu özgürleşme ile kişi kendi yaşamının öznesi haline gelir. Özne oluş'a giden süreçle, daha önce yaşamıyla ve kendisiyle ilgili şeylerin çoğunu dışarıda olup bitenler üzerinden tanımlayan, sorumluları ve sebepleri hep dışarıda görmeye meyleden, bir bakıma kendisini dış dünyanın nesne'si olarak kabul eden kişi, kendi öznel sebeplerini sahiplenmeyi ve bunların sonuçlarını kabul eder. Bu artık kendi sınırlarını, zayıflıklarını ve doğasını olduğu kadar dünya üzerindeki gerçekçi gücünü ve imkanlarını da kabul ediştir. Bu değişimle insan sınırsız hayallerinin, dünya ile ilişkisindeki kaçak-göçekliğinin, bahanelerinin ve kendini kandırmalarının onu mahkum ettiği mahrumiyetlerden kurtulup, kendi imkânları ve gücü ile gerçekçi doyum ve başarılara ulaşır. Artık mahrumiyetlerden kurtulmuş ve kendi seçimlerinin sonuçlarını ve sorumluluğunu üstlenerek özgürleşmiştir."

    bu süreç çizgisel değil elbette. geri dönüşleri (regresyon) ve ilerlemeleri olan fazlasıyla karmaşık bir süreç. her durumu ve süreci analitik düşünce sistematiği ile kavrayıp anlamaya çalışan insanlardansanız benim gibi illa kafanızda somutlama ihtiyacı hissedersiniz. psikanaliz aslında "genelleme dışı" diyebileceğim, gelgitleri olan ve her bireyde farklı seyreden ezber bozucu bir süreç. bütün bunlara rağmen, sırf kendi analitik düşünce pratiğimi tatmin etmek amaçlı ancak "hangi aşamadayım?", "ne kadar ilerleme kaydettim?" gibi sorulara somut bir yanıt vermesi beklenmeyecek son derece basit bir akış diyagramı (fazla mühendisçe farkındayım) yaptım sürece dair:

    hatırlama --> farkındalık --> içgörünün kazanımı --> özne olma ve ruhsal özgürleşme