1. yaklaşmaktadır.

    cumartesi günü ilk oruçlar tutulacak. şimdiden allah kabul etsin.

    oruç tutmayanlara tepki göstermek hiç doğru bir hareket olmadığı gibi kimsenin haddine de değildir. umarım bu tarz şeyler görmeyiz, duymayız.
  2. her ramazan aynı kanallarda aynı hocalardan (!) aynı şeyleri dinlemek durumunda kaldığım için bir nebze kötü geçen aydır. ne kadar izlemek istemesem de gözlem yapmak, onları da anlamak için izliyorum; hocaların derdini az çok anlıyorum ama dinleyicilerin derdini bir türlü anlayamadım. hocaların çoğunluğunun maddi çıkarı var. bildiğim kadarıyla para almayan birkaç kişi var, caner taslaman gibi, onları ayrı tutuyorum. izleyiciler ise sordukları soruların cevaplarını aldıklarında, vahiy almış gibi davranıp hayatlarını ona göre şekillendiriyorlar. hocaların ağzından çıkanın din olduğu gibi bir izlenim var müslümanların çoğunluğunda. her ramazan aynı soruların sorulması da ayrı bir konu.

    çıkıp birilerinin din hakkında ahkam kesmesini istemiyorum. yanlış gördükleri şeyler hakkında konuşabilir, tartışabilirler ama genelde bildiklerinden çok eminler. hadi bunu geçeyim, ramazan ayı gelince birden bütün kanalların dini kanala dönmesiyle ekranlarda boy gösteren hocaların şuana kadar bir lokma faydaları var mı, bilemedim. büyük kısmı, belki de çoğunluğu çok da örnek insan olmayan bu milletin hangi yanlışlarına parmak basıyorlar? hangi yanlışlar hakkında farkındalık yaratıyorlar? bu adamlar ne işe yarıyor? bu soruların cevabını yine bu hocalardan beklemiyorum ama izleyiciler hiç mi düşünmüyor?
  3. geldi yine ya şehr-i ramazan. iftar çadırları kuruldu , fakirinden , lüksüne tüm lokantaların önüne iftar menüleri asıldı , televizyonlarımız 7/24 dini programlar ile doldu , nihat hatipoğlu yine nur yüzünü gösterdi.

    bugün bir davet üzerine lokantaya iftar açmaya gittim. halbuki ben oruç tutmuyorum , olsun. gitmesek ayıp olur. oturdum masaya , önce iftariyelikler geldi , belki on çeşit , ara sıcaklar geldi , ana yemek geldi , tatlı geldi , çay geldi , geldi de geldi. ben ömrüm de bu kadar yemeği bir arada görmedim. ezan okundu herkes iftarını açtı. ezan bitti , canlı müzik başladı. solist " çileeeee bülbülümmm çileeeee " diye bağırırken , müslüman kardeşlerim bir yandan hurmalarını yiyor , bir yandan şarkıya eşlik ediyorlardı . bütün müslüman kardeşlerim "çileeee" çekerken karınlarını doyuruyordu. derken oda nesi ? dışarı da birer metre aralıklarla dizilmiş fişekler patlıyor , etrafa görsel şölen sunuyor. ilk önce birisi evlenme teklif edecek sandım ya da doğum günü. değildi , rutinmiş o mekan için. ezandan sonra patlatıyorlarmış o fişekleri.

    sonra durdum , içim de bir maneviyat alevlendi. " allahım " dedim , " ben nasıl bu kadar kör olabildim " dedim. ramazan ruhu buydu , bir yanda " çileee " diye tempo tutan kardeşlerim , bir yanda patlayan fişekler , boşaldıkça dolan hatta boşalmadan dolan tabaklar.

    işte o zaman fakir kardeşlerimi anladım , yemek bulamayan insanları anladım. ramazan amacına ulaşmıştı , bana okkalı bir tokat attı. fakir kardeşlerimin sadece yemeği değil , fişekleri yoktu , canlı müziği yoktu.
  4. firsatcilik ve israf ayi oldugunu onceki girdimde belirtmistim. birkac gundur ekmek israfi ile ilgili haberlere denk geliyorum. soyle bir ifade var;

    "“Sıcak yiyeceğiz” diye iftara yakın saatte pide alıyoruz, açlık hissiyle aşırıya kaçıyoruz. Sonuç: Her gün Suriyelileri doyuracak kadar ekmek israf oluyor!"

    yazik gereckten, fakirin haliden anlamak, ibadet yapmak icin yola cikilan bir ayda bu kadar israf ve gosteris inanin dinin amacindan saptiginin baska bir gostergesi.

    Kaynak 1 2 3
  5. açıkçası çok katılmıyorum size bu ayın benim açımdan ayrı bir tadı var. kendini bilmezler ibadetin ne olduğunu da bilmezler hoşgörüsüz insanlar için biz utanıyoruz. iftar programları fırsatçılık olarak görüyorum tabi bi yerde sömürü ama ince noktalar var onları görmemezlikten gelmemek gerek bence
  6. gittikçe yozlaşan ülkemde yine "sen nasıl ramazan ayında içki içersin lan" tarzı kavga haberlerinin başlayacağı ve bu haberleri yalnızca iktidar karşıtı televizyon kanallarının vereceği mübarek ay başlıyor.herkese iyi ramazanlar...
  7. kimse kusura bakmasin ama bereket ve huzur degil firsatcilik ve israf ayi seklinde gecmektedir. gozlemlerim gostermistir ki kucuk esnaf ve restoranlar bu ayda firsatcilik yaparak 3 e sattiklarini 5 e cikarirlar. bir gun once 1 lira olan birsey ramazanin ilk gunu itibari ile 2 tl olabilir ve bunun normal oldugunu dusunuruz. ramazanda zam mantiklidir kafamizda. bir gun once 50 tl verip yedigin yemegi fix menu yaptik ayagina sana 100 tl ye satar restoranlarimiz ve 50 tl ye yedigin yemek ile arasinda bir fark yoktur. bunlar isin firsatcilik kismi. israf kismi ise gereksiz ramazan adetleri ile fazladan alinan, alinmasi icin toplum baskisi olan seyler alma, yiyemeyeceginiz kadar yemek yapip kalanini dokmek, eve bir fakir davet edep doyurmak yerine birbirine gosteris yapan ailelerin gosteris icin birbirlerini yemege cagirmasi ve normalde yemedigi seyleri sirf gosteris icin yemekte sunmasi vs. bu liste uzar gider.

    muslumanlar huzur bulamiyor bu ayda cunku huzurlarini oruc tutmayanlar kaciriyor nedense. tum dunya ac kalmak zorunda kafasiyla oruc tutanlar oldukca, bu isi show dokenler oldukca, israf ve firsatciligin onune gecilmedikce ramazan sadece bir aydir. hatta diger aylarda daha fazla sikinti cektigin bir aydir.
  8. çokta fazla beni ilgilendirmeyen ay. müslümanlar için güzel olabilir.
  9. artik her ramazan eve kapanıp sokağa çıkmamak istiyorum. ramazan ve dahi oruç , şirazesi kaymış kavramlardir bugünün dünyasında.
    zahle
  10. farklı bir atmosferi olan hicri takvim ayı. inanç meselesini katmadan söylüyorum; davul sesi, atılan top bile farklı bir aya girildiğini belli ediyor.
    eskiden sahur sofraları kurulan aile evimiz teknik değişiklikler nedeniyle derin bir sükut içinde de olsa ve ben amansız bir apataist radikal panteist ve ılımlı bir agnostik-deist olsam da bu farklı ayı (özellikle yaza denk geldiğinde iftar sonrası gece gezmelerini) seviyorum.
    ancak bu sene pek hoş gelememiştir maalesef (kudüs...)

    çok basit aslında istediklerimiz; barış sevgi huzur anlayış filan...