• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
roman holiday - william wyler
bir ülkenin güzeller güzeli genç prensesi olan ann, uzun bir avrupa seyahatine çıkar. roma'ya vardığında ise sahip olduğu hayattan iyice sıkıldığını fark eder. gereksiz protokoller, sahte nezaketler ve prenses olmanın getirdiği zorunluluklardan bunalan genç kadın doktor tarafından verilen bir sakinleştiriciyle durumu atlatmaya çalışır. ilacı aldıktan sonra şehre iner ve sokaktaki hayatı keşfetmeye başlar. tam da bu anda etkisini gösteren ilacın belirtileri yüzünden bir bankta sızan prenses, paparazzilik yapan joe bradley tarafından bulunur. kadını evine götüren joe, onun bir prenses olduğundan habersizdir. ertesi sabah uyandıklarında ise tüm şehir prensesin ortadan kaybolduğu haberiyle çalkalanmaktadır.


  1. william wyler'ın 1953 yapımı, gregory peck ile audrey hepburn gibi iki önemli ismi bir araya getiren filmi. bugüne dek yapılmış en başarılı ve en sevilen romantik-komedi filmlerinden biri olarak kabul edilen yapım, hepburn'ün de ilk önemli filmi olarak biliniyor. tamamı roma sokaklarında çekilen bu film vaktiyle öyle bir etki yaratmış ki, roma'nın turist sayılarında ciddi bir artış gözlenmiş. hatta o dönemde şehrin dört bir yanına bu filmin posterleri, afişleri asılırmış.

    bir de teoman'ın papatya şarkısındaki "hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra, kısacık kestirip saçlarını içtin ilk sigaranı" sözleri, bu filmdeki audrey hepburn'ün canlandırdığı karaktere atıfta bulunur.
  2. gregory peck'in guliver cuceler ulkesinde oynuyormuscasina adeta bi dev gibi gorundugu sempatik komedi filmi... eleman zaten epey uzun, ama bi de digerleri ile beraber gorundugu her sahnede yanina cirkin, yasli, kel ve 1.50'lik adamlari dizmeleri ilginc olmus... gazetecilerin o sondaki toplantisinda misal yedi cucelerin hepsi gelmis iki yanina dizilmis gibi duruyor...

    peck'in ciddi yuz ifadesi ve soguk ses tonu ile yaptigi kopartici hareketler bradley karakerine gayet iyi gitmis olsa da, film hemen her yonden tipik bir cary grant romantik komedisi gibi duruyor... oyle ki yillar sonra tekrar izleyinceye dek basrolde grant oynuyordu diye kalmis aklimda...
  3. ortaokul yıllarımda okuldan döndüğümde anne babam işten gelmeden önce üç dört saat evde yalnız kalırdım. yemek yapma aşkım da müthiş (!) türk filmi arşivim de bu yıllardan kalmadır... çünkü her allahın günü tost yenmiyordu ve show tv'nin ardarda iki türk filmi birden yayınladığı saatlere denk geliyordum... kartal tibet ve filiz akın'ın baş rollerini paylaştığı "istanbul tatili" adlı, pek bir şeye benzemeyen film bu filmin türkiye'ye adapte edilmiş versiyonudur...ben bir çok kült filmin konusunu daha izlemeden biliyorum ve ne yazık ki yıllar sonra oturup izlemek istediğimde orijinalinin de tadı tuzu kalmıyor. nalet olasıca show tv!
    mesut