1. erkeklerin boyun ve yüzlerinde çıkan kıllara verilen isim

    peki neden sakal diye bir şey var,
    evrimsel açıdan en yakın kuzenlerimize baktığımızda veya atalarımızı incelediğimizde sakalın olmadığını görürüz. homo sapien sapiens'in (bildiğin insan) yetişkin erkeklerinin sakalının aksine kuzenlerimizin vücut kılı vardır. Peki nasıl bir süreç nasıl bir evrimsel baskı vücut kılını bastırıp sakalımız olmasını sağladı.

    Vücut kıllarının kaybedilmesi başka bir başlığın konusu o yüzden onu doğrudan geçiyorum. Atalarımız vücut kılını kaybettiklerinde sakalları henüz yoktu (ben demiyorum isviçreli bilim adamları diyor) derideki pigmentlerin gelişmesi ile vucüt kılının kaybedilmesi arasındaki korolasyon ve ormandan çıkıp daha çok güneşe maruz kalınan ortamlara geçmemiz vücut kılını kaybememize sebep olabilir, ancak dediğim gibi bu farklı bir başlığın konusu, sonuç olarak insanlar vücut kıllarını kaybettiler.

    Peki neden sakallarımız var? atalarımız vucüt kıllarını kaybettikten sonra ne oldu da sakal gelişti. Aslında bu konu hakkında bilim dünyasında bir fikir birliği yok, değişik teoriler var (bilimin bir çok alanında olduğu gibi (teorisi sağlam, kanıtı bol olan kazansın)) aşağıda bahsettiklerim onlardan bazıları :

    - Cinsel çekim : en popüler olan teori de bu, frued her şeyin başı sex diye boşuna dememiş yani. Bu teorinin en çok desteklenen teorilerden biri olmasının sebebi, sakalın sadece yetişkin erkeklerde olması. Yoksa benzer şartlarda yaşamış, kadınıyla erkeğiyle hayatta kalmak için canhıraş çalışan bir türde neden böyle bir farklılık olsun değil mi. Ayrıca bu konuda günümüz kadınlarına sorulan sorularda benzer sonuçlar vermekte tabi bunda kültür çok büyük bir etken ve sonuçları iyi veya kötü yönde etkileyeceği kesin. Ayrıca kayıtlı tarihimizde bulunan erkek bireyleri incelediğimizde erkeklerin sakallarını şekillendirdiklerini ve kadınları etkilemek için kullandıklarını da görüyoruz. Bitti mi bitmedi, sakalların saç renginden farklı olabilmesi ve hatta birkaç renk birden içerebilmesi de bu savı destekliyor, bir nevi tavus kuşunun kuyruğu gibi. Bu konuda farklı argümanlar da var ama zaten amaç burada kaba taslak teorilerden bahsetmek.

    - Vücut ısısı : e o zaman vucüt kıllarını niye kaybettiler dediğinizi duyar gibiyim. aslında vucüt kılı kaybedildikten sonra insanlar tekrar soğuk iklim geldiğinde kıyafet ürettiler, evrimden çok daha hızlı bir çözüm, binlerce yıl tekrar vucüt kılı kazanacak genlerin baskın çıkması, süreçte bir çok atamızın ölmesi falan hoş olmazdı, muhtemelen beyin gelişimini de yavaşlatırdı ama kıyafet öyle mi 5 yılda bütün kabile giyinmiştir muhtemelen. ama kıyafeti yüze takmak bugün satılan kar maskelerini falan saymazsak kolay değil tabi o yüzden yüzünde kıllar çıkan bireyler hava soğurken daha iyi uyum sağlayabildi. Bu teoriye getirilen eleştiri de genelde neden kadınlar ve çocuklarda yok o zaman oluyor, haklı bir soru bence ama mağaralarda güvende ve dışarıya göre daha sıcak bir ortamda beklerken evrimsel bir baskı hissetmedikleri tahmin ediliyor.

    - Kamuflaj : tamam kıyafeti bulduk, ava çıktık ama ablak yüzümüzü 50 metreden görüyor avlar, eh yüzü doğaya daha yakın gözü haricinde kıllanmış abileimiz daha rahat avlanıyor bu durumda, bu onlara bir avantaj sağlıyor diyenler de var bu konuda.

    - Çeneyi güçlü göstermesi : Hem kadınları etkilemesi hem rakibini ürkütmesi bakımından güçlü çene de önemli bir yerde. Peki güçlü çene hem rakipleri korkutup hem kadınları çekiyorsa neden olduğundan daha büyük göstermeyelim. Sonuçta pazarlamacıların dediği gibi "reality is nothing, perception is everything".

    - Kılların yaraların iyileşmesindeki faydaları : Vücut kıllarımızı kaybetmiş olsak da hassas ve yara alması daha muhtemel bölgelerde kılların olması hala faydalı olacaksa neden sakallı erkekler evrimleşmesin. Kadınlar fiziksel mücadeleye ve yaralanmaya çokca maruz kalmadıkları için daha kılsız bir vücuda sahip olmalarını da bir nebze açıklıyor. Bu konuda yardımcı bir kaynak olarak bu makale okunabilir.

    Genel olarak teoriler bunlar, tabi ki bunlarla kısıtlı değil, ama merak edenler için kısa bir başlangıç yazısı olabilir ve eğer evrim konusunda merakınızı kamçılarsa belki tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu görebilirsiniz. (bkz: how deep the rabbit hole goes)
  2. son yedi yılda sadece 1 kere kestim. çok kötü hissettim kendimi. kötü de değil tuhaf. üç gün evden çıkmadım. en sonunda bir arkadaşım evime gelip zorla çıkardı.

    ekleme: ondan önce de ayda 1, berbere sinek kaydı kestirirdim.
  3. günün birinde kabak koyunda oturuyoruz. kumsal, önümüz deniz. o zamanlar hayatımla ilgili dönüşümü tamamlayamamış bir bankacıdan ibaretim. yanımda sevdiceğim. bir grup insan yan tarafımızda oturuyor, ortak tanıdıklar falan derken kaynaştık. biralar yudumlanır, sigaralar dönerken, elemanlardan biri neye tapıyorsunuz diye bir soru attı ortaya. herkes bir şey söylerken sıra bana geldi. her gün traş olup, takım elbise giyen bir adamım. aniden, istemsizce, ağzımdan "sakala tapıyorum" lafı çıktı. bi kaldılar önce, sonra anladı herkes. aslında o sakalın arkasında ne metaforlar vardı.

    bugün taptığım sakala kendimde sahibim. yemini suyunu eksik etmeden geçiniyoruz. sakal süper birşey ya.^:entryi bağlayamamak^