1. uyurdum, dokunduğum camlar kırılırdı
    derinliğinde uykumun. nil, gözlerimden
    geçsin diye güne kirpiklerim kırılırdı.
    oysa saklambaç oynayan bir çocuktu
    büyüttüğüm; babasının dudaklarına
    sıkışmış ve unutulmuş...

    sobelendim, saklandığım saydam düşlerin
    ardında. sunacak başka şeyim yoktu,
    bir çocuğun bayram sabahındaki
    beklentisini sundum yaşama ve tedirginliğini
    oğlu savaşta bir annenin. uzak ezgisini
    dinleyerek bırakıp gitmelerin.

    nil güne akarken şubat gibi biriktim;
    dört yıl topladığı acısını yirmi dokuzuncu
    adımında gösteren. ve çıktım yaşama
    onun sakladıklarını sunarak saklandığım
    yerden. sonra kendime dönüp dinledim
    yeniden acılarımı ve sordum:

    yaşamın neresine saklanmalı ozan,
    ya da nasıl saklamalı yaşamı?