1. 3,5,7,11...
    acı haber geldi.

    şimdi sadece birer sayıdan yada minik bir cümleden ibaretler.

    tarihe ‘menemen olayı’ olarak geçen asteğmen kubilay’ın hayatını kaybettiği menemen olayı’nın üzerinden 86 yıl geçti. yıllardır en çok tartışılan konulardan biri olan menemen olayı’na mustafa kemal’in verdiği tepki hep konuşuldu. menemen halkın olaya duyarsız kalmasına çok sinirlenen mustafa kemal’in “ilçeyi haritadan silin” dediği söylendi. peki olayın arkasında ne vardı?

    dönemin tbmm başkanı kazım özalp’ın, iş bankası yayınları’ndan çıkan anılarında bu olayı anlatmıştı. özalp’e göre gerçekten atatürk, menemen’in boşaltılıp kentin “vilmodit”ilan edilmesini istedi. yani, menemen halkı başka yörelere sürülüp, kentin orta yerine bir“utanç anıtı” dikilecekti. ancak, dönemin yöneticileri, atatürk’ün bu emrini bir süreliğine erteledi. atatürk, bir daha bundan bahsetmeyince, menemen haritadan silinmekten kurtuldu.

    kubilay’in başini kestiler


    kazım özalp, ankara’ya gelen ilk bilgileri şöyle anlatıyor: “25 aralık 1930 günü, erenköylü derviş mehmet, altı arkadaşıyla beraber menemen hükümet konağına gelerek, “ben mehdiyim, dinimiz mahvoluyor, şeriatı kurtarmaya geldim” diye bağırmaya başlamıştı. büyük bir kalabalık tekbir getirerek toplanmaya başlamıştı. menemen’de yedek subaylığını yapmakta olan öğretmen “kubilay”, bu olaya mani olmaya kalkışınca, derviş mehmet ve arkadaşları kendisini yere yatırmışlar ve derviş’in elindeki bıçakla başını keserek vücudundan ayırmışlardı.

    kimse mani olmadi

    orada bulunan 1500 kadar menemenliden hiç kimse mani olmaya çalışmamıştı. derviş mehmet, kubilay’ın başını kestikten sonra, kanını içmek helaldir diyerek avucuna aldığı kanı içmişti. sonra kesik baş bir kazığa saplanarak halka gösterilmişti. bu arada meydana yetişen bir bekçi ile jandarma askerini de öldürmüşlerdi.”

    mustafa kemal paşa kizgindi

    bu vahşice eylem, ismet paşa gibi soğukkanlı birini bile etkilemişti. özalp, haberin ankara’ya ulaşmasından hemen sonra yaşananları da şöyle anlatıyor: “bu haber ankara’da bir bomba tesiri yaptı. derhal köşk’e çağırıldım. mustafa kemal paşa görülmemiş şekilde kızgın, üzgün ve heyecanlıydı. ismet paşa, milli müdafaa vekili zekai bey (apaydın), ordu müfettişi fahrettin paşa (altay) da, köşk’e geldiler.

    bu cumhuriyet’in başini kesmektir

    mustafa kemal paşa, çok sinirli bir durumda söze başladı: ‘bu ne haldir, mürteciler hükümet meydanında ordunun subayını din adına boğazlayabiliyorlar. binlerce menemenliden kimse çıkıp mani olmuyor, bilakis tekbirlerle teşvik ediyorlar. yunan idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? onların namusunu ve dinini kurtaran ordunun bir subayına reva gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hain katiller değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir. bu cumhuriyet’i ve bizim başımızı kesmektir. bundan bütün menemen sorumludur. bu kasaba ‘vilmodit’ ilan edilmeye müstahak olmuştur”

    menemen’i haritadan silin

    özalp, ileride “menemen’i haritadan silin” şeklinde hatırlanacak ‘vilmodit emrinden’ sonra yaşananları ise kitabında şöyle aktarıyor: “atatürk’ün öfkesi dinmiyordu. ‘derhal harekete geçmeliyiz’, dedi. cevaplarımızı bekliyordu, yalnız itiraz dinlemeye tahammülü olmadığı anlaşılıyordu. vakit kazanmak ve havayı biraz yumuşatmak düşüncesiyle, ‘acaba ayrıntılı raporların gelmesini beklesek mi?’ diye bir görüş ortaya attım. hiç cevap vermedi. bir süre oturdu. biz de konuşmadık. menemen’de orduya hizmet eden veya önceden hizmet etmiş olan askerler ve aileleri vardı. masum çocuklar, ihtiyarlar, aciz kadınlar böyle ağır bir cezaya ister istemez maruz kalacaklardı. konuşmasak bile, bu fikirleri hepimiz zihnimizden geçiriyorduk. belki bu susma sırasında mustafa kemal paşa da bunları düşündü. ancak, taviz vermeye niyetli görülmüyordu, ‘işte böyle olacak, dağılalım’ dedi ve kalktı.” verilen emri unutturdular emir hemen yerine getirilmedi. peki, dönemin yöneticileri atatürk’ün emrini nasıl oldu da yerine getirmediler. özalp, bunu nasıl yaptıklarını da şöyle anlatıyor: “aramızda, bir iki gün beklemeyi, mustafa kemal paşa’nın tepkisinin ne ölçüde değişebileceğini görmeyi uygun gördük. ancak, normal kanuni işleri hemen başlattık. paşa’dan birkaç gün ses çıkmadı. bir daha “vilmodit” ten bahsetmedi. menemen’e yollanan kuvvetler derviş mehmet’i ve arkadaşlarını yakaladılar. orada kurulan divanı harp’te mahkeme edilerek idam edildiler. ayrıca yakalanan baş teşvikçiler de cezalandırıldı.”

    vilmodit ne demek?

    fransızca bir sözcük olan “ville maudite”, cezalandırılmış şehir anlamına geliyor. vilmodit kasaba ise, toplumsal olarak işlenen bir suç yüzünden bir kentin cezalandırılması nedeniyle oluşuyor. buna göre, “kasabanın bütün halkı şehir dışına çıkarılır, aileler, birer ikişer memleketin başka şehirlerine dağıtılır, tam boşaltılmış şehir tümüyle yakılır, bugünkü ve yarınki nesillere ibret olmak üzere hükümet meydanına büyük bir siyah taş, sütun olarak dikilir.”
    burak yüzbaşioğlu
  2. birde benim anlamadigim 1 kasim secim oncesine kadar butun kanallar bangir bangir hergun yok sukadar asker sehid edildi yok bilmem ne diye gece gunduz haberler yapiliodu secimden sonra o kadar insan oldu o kadar guvenlik gorevlisi sehid oldu altyazidan oteye gidemedi maalesef. gun geldiginde bu medyanin yavsakliginin hesabini soracak bir babayigit elbet cikacak.ama hala gundelik yasamlarina devam edip sonra okey masasinda gulerek ya haci her gun alistik zaten diyen tipleri(malum partinin genclik kolari uyesi) birakin ben allahlari bile affetmeyecek.
  3. Her gün yaşanan şehit haberlerini, tek başlıkta toplamayı tercih ettim. Her şehit haberine, bir başlık açacak kadar kotamız olmayabilir. Ama her gün bu vatana şehit olacak, bir çok genç ve cesur yüreklerimiz var. Gerisini habere bırakıyorum.

    "Mardin’in Artuklu İlçesi’ne bağlı Cevizlik Köyü Jandarma Karakolu’na PKK’ lı teröristlerin bomba yüklü kamyonetle düzenlediği saldırıda şehit olan Jandarma Er Orkun Alp Arslan’ ın Cumhuriyet Mahallesi’ndeki evlerini ziyaret eden Efeler Kaymakamı İzzettin Sevgili, anne Seray Arslan’a taziyelerini iletti.

    Kaymakam Sevgili, daha sonra evin dışında şehit yakınları ve vatandaşlarla sohbet etti. Şehit yakınlarına, cezaevinde olan şehidin babası Süleyman Arslan ile de görüştüklerini söyleyen Efeler Kaymakamı İzzettin Sevgili, “Şehidimizin babası oğlunun şehit haberini metanetle karşıladı ve ‘Vatan sağ olsun’ dedi. Biz de buradan şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.

    Kaymakam İzzettin Sevgili’nin, şehitliğin peygamberlikten sonraki en büyük mertebe olduğunu, şehidin ailesinden 60 kişiye şefaat edeceğini söylemesi üzerinde, şehidin babasının arkadaşı olduğu söylenen Hasan Okur, “Çok güzel konuştunuz, ne mutlu şehit ailesine diyoruz. Doğru ama maalesef devleti yönetenler niye mutlu olmuyorlar? Çocuklarını askere göndermiyorlar, çürük raporu aldırıyorlar?” dedi.
    Hasan Okur’un bu sözlerine tepki gösteren Kaymakam Sevgili, “Spekülasyona gerek yok. Hepimizin acısı var. Şehit evinde konuşulacak şeyler değil, karşılığını verdi."

    Haber
    ozumm