1. "içme, ilk yudumda zehirler seni
    bahtın kadehime döktüğü şarap.
    her akşam koynunda uyutur beni,
    her sabah alnımdan öper ıstırap.

    sen, yirmi yaşında bir baharsın ki
    gölgende neş’enin rüzgârı eser.
    düşünen alnımda benim her çizgi
    baharı olmayan bir kışa benzer

    sana ufuklar “gel!” diye bağırır,
    ellerinde çiçek haykırarak
    seni gür sesiyle hayat çağırır,
    beni de çiğneyip geçtiğin toprak."

    anlatmak istediğini basit bir dille, yalın kelimelerle böyle anlatabilen şiirlere bayılıyorum. özellikle ikinci kıtanın anlatım zenginliği karşısında ilk gördüğüm andan beri şaşkınlık duyuyorum. romanlarındaki o ahengi sanıyorum ki bu şairane yanına borçlu ahmet hamdi.