1. dünyamızın yaşanabilir ısıda olmasının nedeni olan gazlar. bu gazlar ısının gezegenin atmosferinde kalmasını sağlarlar. ancak bu gazların salınımın artması, sera etkisine, yani artan ısının atmosferde kalmasına ve küresel ısınmaya neden olmaya başladı.

    peki bu sera gazları nedir? kötülük sırasına göre gidelim:

    - su buharı:
    dünyanın en kötü sera gazı sudur. çok acayip, değil mi? verilere göre sera etkisine yol açan gazlar arasında su buharının etkisi %36-70 arasında. güneşten gelen uzun dalga radyasyonun çoğunluğu atmosfer içerisinde bulunan su buharı tarafından emilir ve topu topu %10’unu doğrudan geri uzaya gönderilir. su buharının birikmesi çoğunlukla insan eliyle yapılan bir şey değildir ama küresel ısınma yüzünden hava ısındıkça, su buharı da artar. su buharı, yıllarca atmosferde kalabilen karbondioksit veya metan gazlarının aksine, sadece 1-2 gün atmosferde kalır.

    - karbondioksit:
    sera etkisinin bir numaralı suçlusu olduğu düşünülse bile, aslında iki numaradır. bu gaz atmosferde doğal olarak bulunur ama insan faaliyetleri, özellikle de fosil yakıtların kullanımı ve betonlaşma, atmosferde birikmesine yol açar.

    - metan gazı:
    metan hem insan eliyle, hem de doğal olarak oluşur. bataklıklar ve termit’ler tarafından salgılanır. insanlar da yer altındaki metanı yakıt olarak çıkartırlar. ayrıca büyükbaş hayvan çiftçiliği de atmosferde metan gazının birikimine yol açar. metan hem sera gazıdır, hem de ozon tabakasını delen bir gazdır. atmosferde karbondioksit kadar uzun kalmaz ama aktiften daha yıkıcı etkileri olur.

    -nitröz oksit:
    dördüncü en kötü sera gazı. anestezik ve ağrı kesme özellikleri sayesinde ağırlıklı olarak dişçilik ve cerrahide kullanılır. “güldürücü gaz” ismiyle bilinir. kafa buldurucu etkisi vardır. aerosol spreylerde itici olarak kullanılır. ayrıca roket itici yakıtlarda oksidan olarak ve içten yanmalı motorlarda motor gücünü arttırmada kullanılır.

    -ozon:
    beş numarada bulunan ozon, dünya çapında eşit olarak dağılmadığı için etkileri bulunduğu yere bağlıdır. üst atmosferdeki ozon tabakasının delinmesi yüzünden, güneşten gelen radyasyon yüzeye sızar. bu da buzulların erimesine ve cilt kanseri vakalarının artmasına yol açar. ayrıca alt tabakada hava kirliliği yüzünden ozonun birikmesi de küresel ısınmaya yol açan etkenlerden biridir.

    -içinde florür olan bir takım gazlar:
    fluoroform veya trifluorometan:
    bu gazlar yangın söndürücülerde ve silikon çip üretimindeki dağlayıcılarda bulunur. sera gazı olarak ısı yakalamada karbondioksit’ten 11,700 kat daha etkilidir ve atmosferde 260 yıl dayanabilir. etkisini azaltmak için elektrikli plazma ark teknolojileriyle veya yüksek sıcaklıkta yakılarak yok edilmelidir ama gelişmekte olan ülkelerde bu yapılmadığı için maalesef dünya için yıkıcı bir etkisi vardır.

    kükürt hekzaflorür
    karbondioksit’ten 22,000 kat daha etkili bir gazdır. elektronik endüstrisinde yalıtımda kullanılır.

    trifloroklorometan
    karbondioksit’ten 4600 kat daha etkili olan ve montreal protokolüyle kullanımı neredeyse tamamıyla kısıtlanan bu gazın emisyonu 2012’den bu yana %25 artmış. güneş ışığı bu gazın parçalanmasına ve yine çok zehirli olan klor gazının ortaya çıkmasına yol açar.

    hava kirliliği, sanayi, endüstri, fosil yakıtlar... kısacası sözde "gelişmek" dünyamızın içine ediyor. insanlara yer açmak için ormanları kesiyoruz ve git gide betonlaşıyoruz. doğanın kendini iyileştirme hızı, bizim para hırsımıza yetişemiyor maalesef.
  2. (bkz: atmosfer) için konuştuğumuzda aslında atmosferin bir gaz küre olduğunu, yerçekimi etkisi ile, gazların yoğunluklarına göre katman katman sıralandığını söylemiştik.
    atmosferin, yer yüzünden yansıyan ışınların uzaya kaçmasını engellediğini ve canlılığın oluşumu için bir iklim meydana getirdiğini anlatmıştık.

    değerli arkadaşlar, özellkle sanayinin gelişimi ile birlikte, 100 yıllık şu süreçte hava kirliliğinin artığını söylememize gerek yok.
    hava kirliliğinin sebebi, doğal etkileri (yanardağ patlaması vb ) gibi saymaz isek, fosil yakıtlardır.
    özellikle karbondioksit havaya direk karışır. atmosvferdeki ömrü 200 yıl olan bu gaz, sera gazlarının %70'lik kısmını oluşturur.
    metan gazı ise, ısıyı tutabilme özelliği ile dünyanın aşırı ısınması konusunda başa beladır. metan gazının oluşmasının nedenlerinin başında pirinç üretim gelmektedir. atmosferdeki ömrü 12 yıldır.

    aerosol, sıvı veya katı taneciklerin bir gazın içinde yayılmasıdır. (toz)

    işte bu ve bundan başka bir çok gaz atmosferdeki gaz yoğunluğunun artmasına ve dünyanın naylon bir poşetle sarılmasına sebep olur.
    ancak birde dünyanın manyetik alanı işi var ki o da ayrı bir konu . dünyanın manyetik alanının yapısından dolayı bu gazlar en çok kutup noktalarında birikir ve en çok kutuplardaki ısının dışarı çıkmasına engel olur. buda buzulların aşırı ısınması anlamına gelir.

    tüm dünya ülkeleri, bu sera gazları ve küresel ısınmanın önüne geçebilmek için, protokol imzalıyor, anlaşmalar yapıyorlar. bu anlaşmalar gereği, tüm dünya önünde, gaz etkilerini aşağı çekeceklerine dair sözler veriyorlar. eğer bu sözler tutulmaz ise, yaptırımları kabul edeceklerini söylüyorlar.
    anlaşmalara uyma konusunda, destekler verileceği söyleniyor.

    küresel ısınma geleceğe yönelik bir atılım ve şartsuz şurtsuz tüm ülkelerin tam desteği çok önemli.
    paris iklim anlaşmasında türkiye'nin destek amacıyla değil, geleceğini düşünerek anlaşmaya katılım gösterdiğine, canı gönülden inanıyorum(!)