• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.40)
sessiz yığınların gölgesinde; toplumsalın sonu - jean baudrillard
sessiz çoğunluğun ya da kitlelerin düşsel bir gönderen olması, onun var olmadığı anlamına gelmez. bunun anlamı sessiz çoğunluğun artık temsil edilemeyecek bir durumda bulunmasıdır. kitleler artık temsil edilememektedirler. ses vermeyen bu kitleler sondajlar aracılığıyla sık sık yoklanmaktadırlar. düşünceleri yansıtılmamaktadır. yalnızca ne düşündükleri konusunda testler yapılmaktadır. referandum (kitle iletişim araçları da sonsuz bir soru / yanıt referandumudurlar) politik gönderenin yerini almıştır. oysa sondajlar, testler, referandum ve kitle iletişim araçları temsil edici bir sisteme ait tertibatlar değil, simülatif bir sisteme ait olan tertibatlardır. artık amaçlanan şey bir gönderen değil, bir modeldir."

jean baudrillard bu metinde yukarıdaki bakış açısından yola çıkmakta ve bu anlamda için için kaynama özelliğine sahip kitle, modern toplumlara ait bir özelliğe dönüşmektedir.


  1. tesadüf o ya; facebook sayfamda onlarca hınç dolu, nefret içeren iletiye denk geldim. duygusal bir kabarma hali gözlemleniyordu. son dönem şehit haberleri, eylemler gibi konular halk gündeminden facebooku sarmış sarmalamış durumda. özellikle vahşet içeren görsellerin paylaşımı konusu üzerinde düşünmek istedim, yerde yatan kanlar içinde bir ölü kadın, yukarısında ona küfürler saydırarak "işte bakın" der gibi paylaşan bir başka kadın. aklımda kalmış bir söz aklıma geliverdi o an, hitler faşizmi ile ilgili aşağı yukarı şöyle bir ifade;

    "toplumlar faşizme maruz kalmadılar, onu arzuladılar."

    açıkçası kim söylemiş, ne zaman nerede söyemiş çok bi bilgi kalmamış, kalan kırıntılar da hitlerle ilgili olduğu ve nazilerin zevkle yaptıklarına hitaben olduğu.

    toplumun faşizme yatkınlığı ile ilgili bir şey bulur muyum acaba derken bu kitabın tam metnini içeren pdf'ye denk geldim. çok uzun da değil okuyuvereyim derken kapılmışım. her cümlesinde bir uyanış yaşadım, farklı bir us görmenin heyecanı ile doldum. sayfalar aktı gitti. ne kadar gerçek bir o kadar uzak bir zaman ve uzak bir yerden yazılmış. eserin her bölümü satır satır incelenmeli. baudrillard'ın zamanında matrix'e de ilham vermiş simülasyon düzenine girişi anlatışı, politika ve tiyatro arasında kurulan benzerlik. toplumların bilhassa anlam değil gösteri arzulaması, aynı zamanda uyutulmuş toplum söyleminin hem iktidarın iktidar olduğunu hissetmesi adına işine geldiğini hem de toplumun anlam değil gösteri görme arzusuna önayak olduğunu okumak oldukça ilginçti.

    !---- spoiler ----!

    Artık ne dışavurum vardır ne de temsil edilme. Yalnızca ve yalnızca açıklanamaz ve açıklanamamış olan bir toplumsallaşmanın simülasyonu vardır. Onlardaki sessizliğin anlamı budur. Oysa bu sessizlik yanıltıcıdır, ·çünkü bu konuşmayan bir sessizlik değildir. Yalnızca kendi adına konuşulmasını yasaklayan bir sessizliktir.

    !---- spoiler ----!

    tavsiye ederim, kısa zamanda yoğun düşünce katan bu kitabı okumak isteyen için doğrudan indirme linki şu
    abi