1. http://i.hizliresim.com/p0jgkN.png

    Sevebilir misiniz? Karşılıksız,beklentisiz,hesapsız,çıkarız,özgür bırakarak.Sırf bir başkasının iyiliğini,mutluluğunu isteyerek ^^
  2. gerçek sevginin bittiği yerde bütün utanmazlığı, hoyratlığı,
    sevimsizliğiyle fuhuş başlıyordu.

    f.m.dostoyevski
  3. erkekler kadınların bedenini tüketiyor, kadınlar erkeklerin duygularını sonra yalnızım diye ağlıyolar gülesim geliyor.sevgi bu değil.sevgi ne biliyor musun evlat sevgi karşındaki insana yeni doğan bir tomurcuk gibi her daim her gün aynı şefkati aynı özeni aynı emeği verebilme istencidir.insanlar birbirini tükettiği için ayrılıyorlar.sevmek bu değil.sevmek özlemek gelmese bile beklemek bazen bazen sevmek ne biliyor musun evlat, sadece yürekten gelen narin ama sağlam adımları kalbinin her atışında duyabilmektir beklentisiz, o öyle hissetmese bile.yalnız kalsan bile bir ömür boyu. insanlar birbirlerinin bedenlerini duygularını tüketiyorlar.sevmek bu değil evlat sevmek bu değil.sevmek insan eskitmek değil sevmek göt ister emek ister yaa.öyle işte.
  4. "sevgi anlaşmak değildir.
    nedensiz de sevilir.
    bazen küçük bir an için
    ömür bile verilir."

    başlığı okuduğumda aklıma gelen dörtlük.
  5. kimseyi sevmemeyi o ladar çok seviyorum ki. başarabiliyor muyum?
    parov
  6. "sen güçsüzlüğünü sergilemek için geri çekildiğinde karşındaki bundan faydalanmıyorsa, bil ki seviliyorsun" demiş adorno.^:minima moralia^ ne güzel söylemiş, zira bu sevme uysallığı, diğerinin kırılganlığını kendinden bile korumakla gerçekleşiyor.
    nisa
  7. ayrılsan da onun mutlu olmasını yürekten isteyebiliyorsan onu gerçekten sevmişsin demektir.
    papa
  8. onun somut bir şey olduğunu düşünmekle beraber, yokluğunda kendimi hiç kimse gibi hissediyorum. sanki birinin var olması için sevmesi veyahut sevilmesi gerekiyor. belki de öyledir gerçekten? somut bir şey dedim ya, sevgi benim bedenimin içinde bulunan bir organ kadar somut. ciğerlerim kadar, kalbim kadar... hep belli bir miktar bulunuyor içimde. bazen çok artıyor, çok sevdiğimde. bazen çok azalıyor, çok üzüldüğümde. ya sevdiğim birini kaybettiğimde? içimdeki sevgiyle kalakalıyorum, onun için artan sevgim içimde kalıyor öylece. amacı olmayan, nedeni olmayan, sonucu olmayan bir şeymiş, fazlalıkmış, istenmeyenmiş gibi... içimden çıkıp gitmek istiyor, diğer sahibine gitmek istiyor. ona "ben senin için var oldum" demek istiyor. ama istenmeyeceğini bildiğim için çıkmasına izin vermiyorum. bir sağ tarafıma bir sol tarafıma çarpıyor, çıkmak için. canımı yakıyor içerilerde bir yerlerde "ben buraya ait değilim!" diyor. gitmek istediği kişi artık yok. bunu bilmiyor. işte bu çıkıp gitmek isteyen sevgiyi, asıl gitmesi gereken yerin yine benim kalbim olduğuna inandırıyorum şimdi. kendim için sevgi büyütüp kendimi seviyorum şimdi. sevgim, şefkatim, merhametim gideceği yeri çok iyi öğrendi şimdi.
  9. bir nar ağacı var burada,üzerinde olgunlaşmamış narlar,gelip gidip izliyorum üzerindekilerini,meyvesini,çiçeğini.
    arada fark ediyorum,aslında içten içte istiyorum ki dalından koparayım,arada engel çengel olmadan dokunayım, istediğim an avucumun içinde olsun.
    fakat sevgi tam da bunu önleyen şey olsa gerek.

    sen sevdiğinle kurduğun ilişkide bir öznesin, kendi düşüncesi ve arzusu, ve kendince "hakkı ve sorumluluğu" da olan bir özne.
    ancak kurduğun bağ, sevileni olduğu yerden,olduğu şeyden koparıp kendine ayırmaktan bambaşka bir şey olmalı.
    sevdiğini senden bir parça yaptığını iddia ettiğinde,insanca(evet "pek insanca") hırsınla onu avucunda tutmaktan ve yıkıcı sonuçları olan bir kendine tabi etmeden  başka şey olmayacak bu.
    işte sevgi sen dalların bu yanındayken, dalında olgunlaşmayı bekleyen narı öylece izleyebilmek galiba.
    ya da başıma güneş geçti, konuşuyorum öyle.
  10. sevgi, kişinin karşısındakini bütünüyle kabul etmesidir. insan yeri gelir gökteki kuşu, yeri gelir dağları sever. bazende en zoru seçer sevmek için, sabrın ve umudun ne demek olduğunu o zaman anlar.