-
hocamhocam sayesinde bir güzel dost edindik şiir yolunda. bu akşamki youreads şiir grubunun üzerine fikirleştiğimiz şiiridir, arkadaş özger'in.
pek güzel, pek ince bir anlatım var şiirinde.
göründüğü ile olduğu kişi arasındaki derin uçurumun adı hüzün olmuş dizelerinde şairin...
hepimizin içinde gizlenen "ben" yok mu sesini soluğunu kestiğimiz. biz bastırdıkça içeriden daha şiddetle bağıran. susturmak ne çare, gittikçe derinleşmez mi içeride çırpınırken açtığı yara?
bir yorgun kuş olarak anlatmış kendisini... şairin kanayan yarası sanki; bedenine sığıntı gibi hapsolan, özgürlüğünü isteyen ruhu...
kendi içinde verdiği bu benlik savaşında yorgun düşüşünü anlatmış ince ince sözcüklerle... -
sığıntı kuşu
akşam
hüznümün soluk aynası
vurdukça yüreğime kanım oynaşır
derinleşir acısı parmakuçlarımın
kırmızı bir ölümü görmüş gibi
kanarım.
yoruldum
değiştirmekten kanını yüreğimin
hergün yeniden başlayan
çığırtkan bir şarkıyı söylemekten
hergün
yeni bir şarkı bestelemekten
ben hüznün
ben gölgemin kiracısı
yeni bir ev değiştirmekten
hergün
gövdemle büyüyen hüznümle
kimselerden habersiz eskiyen yüreğimin
dinlemiyorlar
dinlemiyorlar şarkısını oy
sustukça çoğalıyor tekliğim
ah benim sıska yüreğim
ah benim kimselere söz geçiremez yüreğim
ah benim
neyim kaldı elimde
ah benim
üreyemiyorum kendime
böyle niye beni
biraz yankı biraz karıncayken
şimdi eski bir enosis düşlerim
kendimi koparıyorum kendimden
yetişemiyorum.
tekliğim
yorgun ve kanadı kırık kuştur
hüznün yapraklarında gölgelendiği
kim koparır dalından
ağzı açık bir gülü
kırmızı bir ölümü görmüş gibi
kanarım
yoruldum
değiştirmekten kanını yüreğimin
ne zaman bitecek
bu hüzün.