1. sinema silahtır. sinema aşktır. sinema insanları koyun gibi yönlendirme aracıdır. sinema beyin yıkamada kullanılan deterjandır. sinema emektir. zeka ile sanatın buluşmasıdır bazen.

    ıkinci dünya savaşında ortalık karışmışken amerika savaşa girmeye karar verir ve japonlara savaş açar ama aslında japonlardan çok onları düşündüren almanlardır. amerikalılar bir yandan istihbahrat toplayıp almanların askeri gücünü öğrenirken diğer yönden bir ekip kurup tüm alman filmlerini izlettirmeye başlar. amaç alman toplumunun psikolojisini öğrenmek. neleri severler nelerden korkarlar umutları nelerdir. amerika'nın dünyanın algısını yönetmek için sinemayı kullandığı malum ama düşmanlarını çözmek için sinemayı kullanması.

    yalnız bu bizde çalışmaz bence. amerika türkiye'ye saldırmadan önce sinemalarımızı izlerse dengesi bozulur. recep ivedik'ten sonra kış uykusu fetih 1453'ten sonra kibar feyzo'yu izleyen adamın savaşmaya aklı yetmez.
  2. tabiki de değildir;
    sinema aynı zamanda patlamış mısırdır, 50 shades of grey filmlerinde koltuklarda unutulan salatalık ve patlıcanlardır, havalandırması çalışmayan salonlardır, bir filme 30 tl ödenen biletlerdir, ufak şişe suya 4 tl ödenen britanya kültürüne ait alanlardır...
    en önemlisi de türkiye'de, cinemaximum denen tekelleşmiş firmaya domalmaktır.