• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.10)
sofie'nin dünyası - jostein gaarder
"benzer insanların", yüzeysel bilgilerin geçerli olduğu çağımızda, "3000 yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır" diyen goethe'nin günübirlik insanlarından olmama yolunda ciddi bir adım.15. yaşgününü kutlamaya hazırlanan sofi, bir gün posta kutusunda "kimsin" yazılı bir not bulur. bu sorudan hareketle, bütün bir felsefe tarihinde sorulmuş soruları ve cevapları, sürükleyici bir roman kurgusu içinde anlatan jostein gaarder, umberto eco'nun "gülün adı"nda ortaçağ teolojisini romanlaştırma gücünü bu kitabında felsefede gösteriyor. gaarder (1952) özellikle gençliğe yönelik kitaplarıyla tanınan norveçli bir felsefe öğretmeni. "sofi'nin dünyası" yayınlandığı 1991 yılından bu yana aralarında korece, rusça, japonca, arapça gibi diller de olmak üzere kırka yakın dile çevrilmiş ve yayınlandığı her ülkede en çok satan kitap olma başarısını elde etmiştir. (kitap bilgileri idefix'ten alınmıştır.)


  1. insana derin sorular sorduran kitap. sorgulatması bir yana, edebiyatla harmanlanmış olması kitabı daha okunur kılıyor, kitap adeta kendini okutuyor. bir kısım çok dikkatimi çekmiştir:

    ''daha ne isteyebilirdi ki insan? legeoyu dünyanın en dahice oyuncağı saymak bir bakıma doğruydu gerçekten de.. ama yine de bunun felsefeyle ne ilgisi olduğunu hala anlayabilmiş değildi. az sonra kocaman bir bebek evi çıkmıştı ortaya. uzun zamandır hiçbir şeyin bu kadar hoşuna gitmemiş olduğunu kendi kendine itiraf etmek istemiyordu.. insanlar oyun oynamayı ne diye bırakıyor sanki?

    biraz sonra anımsadım. gerçekten.. bizler neden oyun oynamayı bırakıyoruz? ''büyüdük'' diye mi? hayır.. sosyolojik sebepleri, dahası çıkmazları var.. sebepleri, ne oldukları ise bu başlığın konusu değil.
  2. babama göre çocuk kitabıdır. aynı zamanda 7 yaşında, okumayı çözer çözmez okuduğum ilk kitaptır. sonu ayrı bir düşündürücüdür.
  3. şu sıralar babil.com'da %51 indirimle 9,8 tlye satılmakta olan kitap. almayı düşünenlere duyurulur.
  4. genelde lisede okunmasının sebebi sanırım kitabı okuyanların öss'deki felsefe bölümünden full çekiyor olması. (bkz: ne kadar ekmek o kadar köfte)
    abi
  5. öyle lisede falan değil basbayağı geçen sene bir dostumun kitabı hem methedip, hem çok ağır olduğunu söyleyerek yerlere vurmasıyla varlığından haberdar olduğum şahane roman. memlekette bir sahafta rastlayınca hiç düşünmeden aldım tabii..

    felsefeye ilgim vardı hep ama malum felsefe dili ağır olduğundan bu hususta yazılmış bir kitabın bile kapağını kaldırmamıştım bu zamana kadar. kitap bu dile uzak, içerik hakkında önceden bilgisi olmayan herkes için basit anlamda felsefeye giriş klavuzu gibi. bazı kısımlar dil ve anlatım bakımından ağır olsa da, felsefenin temelini basit örneklerle anlatıyor.

    aslında bu kitap, bir grup insanın kendi aralarında kullandıkları dil ^:jargon^nedeniyle, anlatmak istedikleri konu ile grubun dışındaki insanlar arasında nasıl bir uçurum yarattığını da gözler önüne seriyor aynı zamanda.

    ve öyle "hıbır dergisi" okur gibi alıp okumaya kalkarsan da hiç bir şey katmayacak olan kitap ayrıca..

    " her şeyin başı su!" diyen thales'le başlayıp; var oluş nedenini sorguladığın uzunca bir seyahate çıkartıyor seni.
    kendini bulma yolunda sana, ışık tutabilecek yegane kitaplardan biri nazarımda..

    oku! okunmasına da vesile ol!
    kendine çıkacağın yolculukta, bastığın yeri aydınlatacak her bilgi hazinendir zira..

    düzenleme: imla
  6. yıllaaarr önce lise hazırlıkta okuduğum, felsefeye dair attığım ilk adım ve bana felsefeyi sevdiren kitap. etkileyici bir çok cümlesinden aklımda kalan yeganesi ise kitaptaki bölümlerden birinin başında yazan:

    "alev alev yanan bir güneşin etrafında dönmekten yorulmuş bir gezegen gibi..."

    ve elbette kant'ın o muhteşem cümlesi:

    "iki şey var ki, ruhumu hep yeni, hep artan bir hayranlık ve müthiş bir saygıyla dolduruyor: üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve vicdanımdaki ahlak yasası."
  7. felsefeyi bir olay örgüsü içinde, merak uyandırarak anlatan kitap. sofie adında ki kızımıza gizemli mektuplar gelmeye başlar ve mektuplarda; felsefi akımlar genel olarak ele alınıp incelenmektedir. bu mektuplaşmalar ayrıca, kısmı bir şekilde de hayatı sorgulamayı da öğretmektedir. 16 yaşları civarında okunması tabii ki daha iyi olur ama bu konularda bilgisi az olan herkesin bir okuması gerekir.
  8. batı felsefesi ve mantığı gayet eğlenceli bir dille öğreten kitap. orta okul sonu- lise yıllarında okunması gayet ideal bence. özellikle üniversitede batı felsefesi dersi almadan önce temel hazırlayacak değerde.
    doris
  9. açıkçası bana bir felsefe kitabı okuyormuşum hissini verdi.kabul ediyorum konusu felsefe ama sanki ders kitabı gibi olmuş. sonu ise fazla zorlama geldi.
    kitapta hoşuma giden yerler ise felsefe dünyasını basitçe anlatmasıdır. ilgimin olmadığı bir konuda keyif almamı sağladı. hegel ve kant kısımları kişisel favorilerimdir.
    ayrıca neden nietzsche abimize yer vermediğini anlamadım. hatırı satılır nihilistlerden değil miydi?^:swh^
  10. hala yatagimin basinda yani hemen yani basimda duran bir kitap..bi turlu baslayamadim.sira gelmedi niyeyse