1. amerika merkezli kahve dükkanı zinciri. ülkemizde nedense elit bir konumlandırılması var. büyük bir yanlış.

    dışarıda oluşan pahalı ve özenti müşteri portföyü havası. 4-5 liraya ülkenin en güzel filtre kahvesini içebiliyorsunuz. başka yerlerde çok defa daha yüksek fiyatlarda ve ufacık fincanda kötü filtre kahve içmişlim var. yöresel kahvelere gelirsek bildiğim kadarıyla bütün kahve çekirdeklerini bölgesinden (kenya, kolombiya, guatemala... diye gider bu) temin edip transit ticaret ile dağıtıyorlar. bu kahveleri bu kalite-fiyat dengesinde başka bir yerde içemezsiniz.

    gelelim diğer bakış açısına. bir kesim var ki sadece starbucks özelinde değil. yaptığı şeyleri, gittiği yerleri gözünde fazlaca büyüten, saray ahalisi. belki de onlar yüzünden oluşuyor bu algı. bilmiyor ki caramel macchiato'sundaki sütün yağ oranın yüksek olduğunu düşündüğü için çalışan çocukla kavga etmesi, karton bardakta kahve içtiği gerçeğini değiştirmiyor.

    işin temeli her zaman kendinden olmayanı dışlamaya dayanıyor. halbuki kendinden olmayan tabirinin kendisi bile nasıl bir safsata. bir fincan kahve nelere kadir değil mi? basit görünse de ne yazık ki toplumsal yaşamın her detayı ayrışmalarla dolu.
    one
  2. hani bir fıkra vardır. bilir misiniz bilmiyorum. bir gün kadının biri doktora gider ve der ki kocam artık benimle ilgilenmiyor. ne yapmam lazım. doktorda bir ilaç verir der ki al bunu kovanın kahvesine at. kadın alır ilacı gider. aradan bir kaç gün geçtikten sonra geri gelir doktora. ama bu sefer iki göz iki çeşme ağlamaktadır. doktor sorar ne oldu. işe yaramadı mı diye. kadın da cevaplar: işe yaradı. kahvesinden 2 yudum aldı, sonra gözü döndü. üzerime atladı ve sonra da benimle birlikte oldu diye. doktor sorar e ne güzel işte diye. kadında ama artık bizi starbucksa almazlar diye.

    bu kadın neye üzülüyor? bir daha starbucksa giremeyeceğine. e bu kadının kafasında onlarca insan var bu ülkede. evet, iyi bir mekan, iyi bir kahve. ancak bu kadar abartılmamalı. özellikle aydının küçük bir ilçesinde bile çok daha iyi kahve yapabilen yerler varsa starbucks iyi bir kahveci değildir.
  3. şu ana kadar sadece bir şubesine gittim ve mekan olarak çok beğendim. mekanın renkleri ve dizaynı çok güzeldi. gayet rahat bir ortam var. özenti bir güruhtan çok, kitap okuyan, laptoplarıyla veya tabletleriyle araştırma yapan, samimi ve hoşsohbet arkadaş gruplarını barındıran bir müşteri profiline sahipti benim gözlemlediğim mekan. tabii ki her şube böyle olmayabilir ama ben yakınımdaki starbucks'tan gayet hoşlandım. ayrıca karamelli sıcak çikolataları enfes.
  4. o kadar para verevğim ve güzelim porselen fincan, cam bardak yerine karton veya plastik bardaktan kahve içeceğim.

    zaten keyif için içiyorum...
  5. verdiğiniz paraya değecek olan mekan. mesela ben bir yere oturup 1 bardak çaya vereceğim 2 lira yerine 4.5 lira verip en az 3-4 bardağa denk gelecek çayımı içip, istediğim kadar oturuyorum. sessiz sakin ders çalışmak içinde uygun bir yer.
  6. starbucks yılda yaklaşık 10 milyar dolar getiri elde ediyor. peki bu firma için kahve üreten etiyopyalı çiftçiler ne kadar maaş alıyor? günde 1 dolardan az.
    (bkz: köle işçilik)
  7. aynı işçi yapısına ve maaş ölçiütlerine sahip olan tirilyon tane marka olmasına rağmen, -arçelik bile bu sınıfa dahil olabilir, eskiden korede olan fabrikasını çine taşımıştı- yazar arkadaşlar gelip burada starbucks'a içerliyorlar.

    tamam hepsine ayrı ayrı saydır demiyorum ama ne yapayım yani dünyanın düzeni bu. benim ülkemdeki mühendis bi bok kazanamazken almanya'daki adam, çıkar çıkmaz i8 alıyor.

    zaten vietnam'daki nike işçisi de 1500$+yol+yemek+ssk alıyor.
  8. ara sıra işyerinden birkaç arkadaşla gittiğimiz kahveci. kahvelerimizi alıp oturduğumuzda değişik düşüncelere dalıyoruz. misal bir abimize, siyasi görüşünden mütevellit, o bardak eline yakışıyomu abi diye takılıyoruz. bir diğer arkadaşın sipariş verirken havalı havalı grande demesinden kendimizi ortama yabancı hissetmiyoruz. başka bir arkadaşım bardağı altı liradan günde bin bardak felan içler dışlar çarpar genelde. bende hep bu vayt çaklıt moka bi harika dostlar derim.
  9. garip garip argümanlarla eleştirilen kahveci.

    self servis bir kahvecinin nasıl cam bardak ile servis yapabilmesi düşünülüyor anlamıyorum. pratik değil, maliyetleri karşılamaz, gelenlerin yarısı alıp çıkıyor. adam elinde 2 kilo camla mı dolaşacak?

    ha gelirsin, kahvesi yanık, bayat vs. dersin eyvallah. ama argüman sakat.

    bu arada her gün düzenli espresso içiyorsanız, 300 lira civarına bir espresso makinası + sözen el değirmeni ile tatmin edici sonuçlar alırsınız. 2 aylık starbucks masrafı ile almak mümkün. internette kahveyi kavurup yollayan firmalardan da aylık 250 gr kahve alsanız (25 lira civarına geliyor kargo dahil) çok daha uyguna iyi kahve içersiniz.
  10. bu kadar populerizminin sebebini hala anlayamadigim marka ozellikle bizim ulkemizde. ulkenin cogu zaten kahve sevmiyo starbucks etiketi tasimak niye bu kadar onemli cozemedim. kahve seven bi insan olarak bana gore fiyat-perfomans konusunda dengesizlik var. ben 8lira falan veriyosam beni ucurmasi falan lazim bana gore
    bragi